Antalya Narenciye İstasyonu Ne İçin Açılmıştır? (1937) - Dr. A. Sami Yen

Abone Ol

İstasyonun başlıca vazifesi narenciye ziraatını ilgilendiren meselelerin tecrübe ile halli ve dolayısı ile narenciye bahçesi sahiplerine yardım etmektir.

Narenciye bahçesi sahipleri -bilhassa şu anlardaki amele ücretleri günden güne çoğalmakta ve dünya rekabeti her sene bir parça daha artmaktadır- böyle yardıma muhtaçtırlar ve onların yegâne maksatları kazanç olduğuna göre isteseler bile zamanlarını tecrübe ile geçirmezler, geçirmeleri dahi doğru olmaz. Esasen bu güç tecrübeler uzun zaman bu işle uğraşmış ve her şeyden evvel kuvvetli bir ziraat kültürüne sahip mütehassıs ellere muhtaçtır. Bir zamanlar ki amele ücretleri az, arazi çok ucuz ve kâr pek fazla idi, belki bu işlerin hususi bahçelerde görülmesinde bir mahzur olamazdı ve ancak bu şartlar içinde idi ki muhtelif mıntıkalarda narenciye bahçeleri çoğalmış, yeni cinsler elde edilmiş ve geceli gündüzlü müşahedelerle narenciyeler geçmiş zamanlar için ideal sayılabilecek bir nefasete kavuşmuşlardı. Lakin bugün ticaretin bu umulmadık inkişafı ile narenciyelerin nebâtî ve hayvânî parazitleri kolayca her tarafa yayılmış ve narenciye bahçesi sahibi bunlarla daimi bir mücadele içinde kalmak zaruretini hissetmiştir ki, bu mücadelede ekseriya galip gelen taraf parazitler olmuştur. Bütün bu değişen şartlara müstehlikin/tüketicinin müşkil-pesentliğini de katmak icap eder ki ne kadar güzel bir meyve yerse ‘daha iyisi yok mu?’ sualiyle meyveciyi yeni ve daha güzel varyeteler/ürün çeşitliliği aramaya teşvik ve mecbur eder ve meyveci bu yenilik aramada, daha güzelini bulmak hevesinde bazen melezlemeye bile müracaat etmek zorunda kalır.

Bu kadar çok ve mütenevvi/çeşitli iş önünde yalnız kazancını gözetmek mecburiyetinde olan narenciyeci evvela geçmek hakkını narenciye ziraatı tecrübecisine bırakmalıdır, içinde yüzdüğü empirizmi/deneyciliği kökünden söküp atmalı, araştırma ve denemeleri de mütehassısına terk etmelidir. Yani bahçe sahibine kâr, mütefennine de/bilim ehline de araştırma ve tecrübe!

Bizimki gibi tatbiki bir fennin terakkisi tecrübelerle kâbildir. Bundan başka diğer tecrübecilerin ele alınan şu veya bu işte ne yapmış olduklarını tam ve mükemmel bilmek de bu muvaffakiyet şartlarının en esaslısıdır. Dünya milletlerinin birisinin yalnız bir tecrübe için on bin adet ağaç kullandığını kayıt edersem diğer memleketlerde ziraat tecrübeleri için ne büyük fedâkârlıklar yapıldığı hakkında bir fikir vermiş olurum.

Antalya Narenciye İstasyonu’nun yegâne gayesi bahçe sahibinin yapamadığı veya yapmaya vakti olmadığını yapmak, ona yol göstermek ve netice itibariyle noksanlarını azaltmaktır.

Ziraat tecrübe istasyonlarının hakiki kıymetlerini anlamış ve onlardan çok istifade etmiş milletler meyanında Birleşik Amerika hükümetleri ile İngiliz müstemlekeleri en başta gelir ki her mahallin tipik ziraati için mıntıkasında bir tecrübe istasyonu kurmaya daha geçen asırda başlanmış bulunmaktadır, bizimki de model olarak bunları kabul etmiş oluyor. İstsyonumuzun vazifeleri hakkındaki bu sintetik/yapay mütaaladan sonra ulaşılması icap eden noktaları ve her biri için araştıracağı en güzel değil, en faideli meselelerin neden ibaret bulunduğunu söylemek sırası gelmiş oluyor. Burada az, şurada bol, fakat nadir olarak ıslah edilmiş, ender olarak ticârî evsafı haiz olan narenciye nevi ve varyetelerimiz güç ve mukayeseli araştırmalara muhtaçtır.

Çünkü muğlak bir takım teknik sebepler ve müstehlikin/tüketicinin aradığı çeşni nokta-i nazarından ticârî evsafın kıymetlendirilmesi işi ekseriya pek mütehavvildir/değişkendir. Bu meyanda yeni varyeteler teşkili ve hatta henüz zulmet perdesi; üstünden kalkmamış melezleme işini de zikretmek icap eder.

Narenciyelere her sene yapılması icap eden zirâî ameliyat meselesi de bundan daha az zor değildir: Budamadan gübrelemeye, toprak işlerinden sulamaya kadar öyle karışık ve büyük bir bütün ki üzerinde senelik nebatlar için ne kadar çok uğraşılmış ise ağaçlar için o nispette az meşgul olan bulunmuş ve bilhassa memleketimiz narenciyeleri için bu mevzulara temas eden bile olmamıştır.

Zirâî entomoloji/böcek bilimi ve patoloji/hastalık bilimi, bilhassa şu son senelerde her ne kadar anatomi ve morfolojide büyük terakkiyata ulaşmış ise de bunların da biyoloji kısmı ile pek az iştigal olunmuştur. İstasyon düşman ile hısımı yan yana gündelik müşahedelerle mütemadiyen takip edecektir.

İklim tesiri altındayız, iklimi değiştirmek elimizde olmayan bir şey, fakat ağacı iklime uydurmaya muvaffak oluncaya kadar çalışılacaktır.

Kimyanın sanat ve ziraata ne kadar büyük faideleri dokunduğunu herkes bilir, fakat narenciye ağacı üzerinde ve narenciye sanatlarında o da az işlemiştir. Halbuki narenciye ziraatımızın hakkı ile terakkisini bekliyorsak ıskarta malların da kıymetlendirilmesi çaresine bakmak zaruretindeyiz.

İstasyon bugünkü halinde mücerret bir teşekkül olarak kalmaz ve kalmayacaktır. Teşkili çok arzu edilen narenciyeciler kooperatifi ile Tükofisin ihracat malları üzerindeki kontrol şubesi ile ve daha bunlara benzer teşekküllerle el ele verecek onları tecrübelerinden istifade ettirecek ve buna mukabil onlardan da deneme mevzuları isteyecektir.

İstasyonun en mütevazi çiftçiye yardımı dokunabilmesi için o çiftçinin hayatını yaşaması, kendisini o çiftçinin bulunduğu şeraite uydurması icap eder. Bunun içindir ki istasyonun geniş arazisi, makbul ve mevzii bir maraz seçilerek değil bilakis diğer bahçelerin bulunduğu ve halk bahçelerinin tâbi olduğu toprak ve iklim şartlarına uygun bir yerde kurulmuştur.

Antalya narenciyecileri! Bütün bunlara mukabil istasyon sizden yalnız samimiyet bekler, siz senelerden beri ağaçla uğraşmakta olduğunuzdan, ağaç üzerinde denemenin ne kadar uzun ve güç olduğunu, neticeyi almanın ve onu anlatmanın ne kadar zor olduğunu teslim edersiniz. Biz sizlerin teveccühünü kazanmayı kendimize şiar edinmiş bulunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki teveccüh istenmez, karış karış zaptedilir. Ecnebiler tarafından şimdiden Şarkî Akdeniz narenciyeciliğinin istasyonu ismini almış olan bu müessese sizin de entelektüel yardımlarınızla hakiki değerini bulmuş olacaktır. (Antalya Narenciye İstasyonu Müdürü Dr. A. Sami Yen, ‘Antalya Narenciye İstasyonu Ne İçin Açılmıştır?’, TürkAkdeniz Dergisi, Şubat 1937, Sayı 1, syf. 24-26)