Antalya…
Muhteşem bir kent.
Türkiye’nin gözbebeği.
Dünyanın gıptayla baktığı yer.
Güneş, kum ve deniz konusunda cömert mi cömert.
Her milletten, her dinde, her renkten insana kucak açıyor.
Kısacası Türkiye’nin misafir odası.
Böyle bir coğrafyayı korumak ve kollamak kolay değil.
Tıpkı bir bebek gibi incitmeden sevmek gerekir.
Yapılacak en küçük hata tarifi imkansız yaralar açabilir.
Tüm bunları niye yazdım?
Malumunuz geçtiğimiz hafta sonu Gezi olaylarının yıldönümüydü.
Türkiye’nin birçok kentinde insanlar sokağa indi, eylem yaptı.
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi kentlerde istenmeyen olaylar yaşandı.
Polis ve halk karşı karşıya geldi, çamlar çerçeveler kırıldı.
Gözaltılar ve yaralamalar oldu.
Tüm bu hoş olmayan olaylar yaşanırken Antalya’da tam bir demokrasi havası esiyordu.
Gezi’nin yıldönümünde alanlara inenler Aydın Kanza Parkı’nda toplandı.
Daha sonra Cumhuriyet Meydanı’na gelen vatandaşlar, burada demokratik tepkilerini dile getirdi.
Meydanda çadırlar kuruldu, sloganlar atıldı.
Tüm bu olaylar yaşanırken polis ne yaptı dersiniz?
Olayları yakında takip etti, ancak kesinlikle müdahalede bulunmadı.
Bizzat Emniyet Müdürü Cemil Tonbul’un başında bulunduğu ve yönettiği polisler ufak çaplı tahriklere gelmedi.
Eylemcileri hoşgörüyle izleyen Antalya polisi, Türkiye’ye örnek olacak bir davranış sergiledi.
Olaylara bir demokratik hak olarak bakan Tonbul müdür ve başında bulunduğu polis teşkilatı, geçen yıl yaşanan olayların aksine çok iyi bir sınav verdi.
Bir olay yaşanmadıysa bunda sağduyulu bazı eylemcilerin de emeği var. Bu gerçeği görmezden gelemeyiz. Onlarla birlikte polis teşkilatını kutluyorum, bunun da Türkiye’ye örnek olmasını diliyorum.