Antalya sahipsiz mi?

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından organize edilen “Antalya 2050 Vizyon Arama Konferansı” adındaki toplantıya davetliydim.

Bu organizasyona turizmden tarıma, sanayi ve ticaretten kentsel dönüşüm ve şehirciliğe kadar iş adamları, STK yöneticileri, akademisyenler gibi konusunda uzman yaklaşık 300 kişi katıldı.

Üç gün süren toplantılarda Antalya’nın geleceğinin nasıl olması gerektiği sorusuna tüm katılımcılarla birlikte cevap aradık.

Bu yazıya başlık olan cümleyi de o toplantıda duydum.

Bir katılımcı konuşmasının bir bölümünde şehir için çok dikkat çekici bir tespitte bulundu;

Büyükşehir belediye başkanı tutuklu, iktidar partisi yerel yönetim seçimlerini kaybettiği için Antalya’ya küsmüş, şehri temsilen meclise gitmiş 17 vekilin çoğu Antalya’nın dertlerinden bihaber, hatta bir kısmı şehre bile uğramıyorlar...

Konuşmacı, yukardaki satırlarda yazılanları sıraladıktan sonra “Antalya çok sahipsiz kaldı” diyerek tamamladı.

Gidişata bakınca hiç de haksız sayılmaz.

*

Antalya’nın sahipsiz kalması fikri bu günlerde Antalyalıların sıklıkla düşündüğü bir şey.

Oysa, nüfus ve ekonomik değer üretme bakımından ilk beşe giren bir şehirden bahsediyoruz.

Hazine verilerine göre, 2025 yılının ilk on bir aylık döneminde Antalya’daki otellerin yaptığı ciro 7,3 milyar doların üzerine çıkmış.

Seyahat acentaları, ulaşım, restoran gibi turizminin diğer paydaşlarını sayarsak 10 milyar dolarları buluyor.

Bir de tedarik sağlayan firma cirolarını koyarsak devasa bir ekonomik değerden bahsediyoruz.

Antalya’nın son iki yılda 17 milyon ziyaretçi rakamını aşarak dünyanın en çok turist alan şehirleri arasında ilk ona girmesi tesadüf değil.

Haliyle bu kadar çok turist ağırlayan bir destinasyonda, ortaya çıkacak sorunları öngörmek, hızlı ve kalıcı çözümler üretmek gerekiyor.

Zaten bu konferansa katılanların farklı sektörlerden olsa da Antalya’da yaşadıkları için hemen hemen aynı sorunlardan dertlenmesi normaldir.

Madem sorunlarımız ortak, o zaman bu sorunları çözmek için harekete geçmek gerekiyor.

*

ATSO öncülüğünde gerçekleşen arama konferansında yer alan uzman kişilerin tamamının üzerinde uzlaştığı ana sorunlar belli.

Birinci sırada su sorunu var.

Su sorunu turizmden tarıma, sanayi ve ticaretten kentin tamamını etkiliyor.

Antalya’nın suyu bitmek üzere, eğer yeni çözümler uygulamaya alınmayacaksa önümüzdeki aylardan itibaren planlı su kesintilerine başlanabilir.

Öte yandan en fazla göç alan şehirlerinin başında gelen Antalya’daki ikinci en önemli sorunun ulaşım ve altyapı olması kaçınılmazdı.

Şehir, bilimsel verilere göre imar edilmesi gerekirken maalesef rantsal beklentilere göre yönetildi bugüne kadar!

Sonunda şehir artık kendi yükünü taşıyamaz hale geldi.

Bu şehre sadece yeni yollar açmak yetmiyor, gelen yabancı turistin tamamının yaşam standardı olan raylı sistemin ilçeleriyle birlikte şehrin her tarafında hayata geçilmesi bekleniyor.

Kıbrıs’tan geçen Helen fay hattı nedeniyle Antalya’daki deprem riski ve yapı stoklarının durumunun gözden geçirilmesi gerekiyor.

Ve daha birçok sorun var...

*

Turizm sayılarıyla birlikte şehrin nüfusu da artmaya devam ediyor.

Şehrin sakinleri olarak yaşadıklarımıza bakınca bu şehir ne nüfus ne de turist artışına karşı hiçbir şekilde geleceğe hazırlanmamışız.

Ne kentin şehirleşmesi ne planlı büyümesi ne de doğal kaynaklarının tüketilmesi.

Şehri şehir yapan unsurların hiçbiriyle ilgili doğru dürüst bir eylem planımız yok.

Olan işler de belli bir plan dahilinde yürütülemediği için doğal alanların korunmasından yaban hayatına, florasından imar planlarına ciddi sorunlar ortaya çıkıyor.

Antalya’daki sahipsizlik hissi belki de bu yüzdendir.

Sahipsiz kalan bu şehre, akademisyenler, turizmciler, tarımcılar, sanayi ve ticaret erbapları, kentsel dönüşüm ve şehircilik uzmanları, STK’lar, yani Antalyalının kendisi sahip çıkmalıydı.

İşte tam da bu sebeple Başkan Yusuf Hacısüleyman öncülüğünde yapılan ‘Antalya 2050 Vizyon Arama Konferansı’ çok yerinde oldu.

Bu konferans sonuçları önümüzdeki günlerde ATSO tarafından açıklanacaktır.

*

‘Antalya 2050 Vizyon Arama Konferansı’ sonuç raporu hem şehrin sakinleri için hem şehri yönetenler için hem de yönetmeye talip olanlar için elbette iyi bir kılavuz olacaktır.

Ama bunlar kadar önemli olan Antalya’nın sahipsizlik hissinden kurtulmasıdır.

Yapılması gereken tek şey, sandığa gidildiğinde daha özenli olmak!

Antalyalı artık şehirden almak isteyenleri değil şehre değer katmak isteyenleri seçip göreve atamalı!

Umarım bundan sonra öyle olur.

Yazarın notu; “Burada ifade ettiğim görüşler kişiseldir. Görev yaptığım kurumları bağlamaz”.