Antalya Yaklaşımı

İyi Haftalar Saygıdeğer Okuyucular,

Uzun zamandan beri şahsi işlerimden dolayı sizlerle birlikte olamıyordum. Bu süreçte malumunuz üstüne yazılabilecek birçok konu birikti. İnşallah bundan sonra kendimce bir önem sırası izleyerek, güncel konuları da atlamadan kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Hepimizin gördüğü üzere Antalya ekonomisi bugünlerde ciddi manada alarm veriyor. Yazılarımda şu ana kadar genelde otel veya konaklama işletmelerinin sorunlarını işledim ancak bugün çok daha vahim durumda olan şehrin diğer ekonomik unsurlarına da değineceğiz.

Bildiğiniz gibi Antalya’da yaşayıp da turizmden gelir elde etmeyen neredeyse kimse yok diyebiliriz. Belki memur, işçi, devlet görevlisi vs. gibi kimselerin yerel ekonomi ile bir alakası olmadığını düşünebiliriz ancak hane bünyesine doğrudan turizm geliri girmeyen kişiler dahi konut alıyor, konutlarını kiraya veriyor, arsa satıyor veya mutlaka bir şekilde tüketimde bulunuyor. Tüm bu vesilelerle şehrin rantabilitesi hepimizin kesesine nüfuz ediyor.

Bu doğrultuda şehir sınırları içerisinde hizmet veren, özellikle de sanayi işletmeleri “S.O.S.” vermeye başladı. Şu günlerde birçok firma işletme sermayesini finanse edemez hatta ve hatta maaşlarını bile ödeyemez duruma geldi.

Tam 14 yıldır ülkede yaşanan hemen hemen hiçbir krizden etkilenmeyen ve sürekli girdi sağlayan Antalya şu anda, yaşanan son krizden en çok etkilenen şehir konumuna geldi ve bugün gelinen noktada Antalya’nın acil desteğe ihtiyacı var.

Bundan yıllar önce İstanbul ve Anadolu yaklaşımı isimleri altında çok başarılı iki hamle gerçekleştirilmişti ve bu sayede o günlerde tükenme noktasına gelen birçok işletme şu an hala finansal ve ticari hayatını idame ettiriyor.

Sonuç olarak neden bugün de bir “Antalya Yaklaşımı” gerçekleştirilmesin?

Buradan (özellikle basın müşavirlikleri aracılığıyla haberdar olunabilmesi için isim vererek ilerliyorum) T.C. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, BDDK, Maliye Bakanlığı, Devlet Bankaları ve Özel Bankalar… Velhasılıkelam tüm ilgili kurumlara sesleniyorum;

Yıllardır ülkenin cari açığının kapanmasına destek olan, döviz girdisi sağlayan, bankaların kredi ve mevduat kotalarını dolduran, istihdam ve büyümede son 10 yılın en önde gelen şehirlerinden olan Antalya şu an bu desteği fazlasıyla hak ediyor.

Belki ülkemiz çok daha ciddi işlerle uğraşıyor denilebilir ama ilerleyen yıllara ilişkin önlem alma ve yatırım yapma sorumluluğumuz hala devam ediyor.

Bizler Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya Ticaret Borsası, Deniz Ticaret Odası, Manavgat Sanayi ve Ticaret Odası, Kumluca Sanayi ve Ticaret Odası gibi STK’ların da desteği ile yerel basın olarak bu hususu dillendirmeye devam edeceğiz ve takipçisi olacağız.

Ayrıca herkesi bu taşın altına elini koymaya çağırıyorum.

Saygılarımla…