Akdeniz'in incisi Antalya, sadece turizmiyle değil, aynı zamanda verimli tarım alanlarıyla da öne çıkıyor. Ancak son yıllarda iklim krizinin etkileri, bu verimli topraklarda gözle görülür şekilde hissediliyor. Antalya'nın iklim hikâyesi, seralarda başlıyor.
Sıcaklık artışı ve tarım üzerindeki etkisi
Antalya'da yıllık ortalama sıcaklık artışı, çiftçilerin ürün planlamalarını doğrudan etkiliyor. Yaz aylarının uzaması ve gecelerin de artık daha sıcak geçmesi, seralarda şok etkisi yaratıyor. Domates, biber, salatalık gibi hassas ürünlerde verim düşüşü ve erken bozulma gibi sorunlar gözleniyor. Aynı zamanda artan buharlaşma, sulama ihtiyacını katlıyor. Seracılar artık eskisinden daha fazla suya ve enerjiye bağlı hale geliyor.
Kıyı erozyonları ve deniz seviyesi yükselmesi
Antalya kıyıları, deniz seviyesi yükseldikçe ve fırtınalar artıkça daha fazla tehdit altında. Kumlu sahillerin geri çekilmesi, kıyıdaki tarım alanlarını ve altyapıyı riske atıyor. Finike, Demre ve Serik gibi kıyı tarımıyla öne çıkan bölgelerde, deniz suyunun yeraltı suyuna karışması sonucu toprak tuzluluğu artıyor ve verim düşüyor.
Çiftçilerin en çok dile getirdiği sorunlardan biri de "mevsimlerin kayması". Eskiden ne zaman ekim yapacaklarını iyi bildiklerini söyleyen çiftçiler, artık hava dengesizliği nedeniyle şaşkın. Bu da Antalya tarımının geleceğine dair soru işaretlerini artırıyor.