Günlerden Çarşamba...
Saat 20:00 suları.
Yer Antalyaspor Hasan Subaşı Tesisleri...
2004 doğumlu Antalyaspor alt yapısında oynayan 3 genç abilerini izliyor.
Antrenman basına açık.
Destek adına.
3-5 kişi ordayız.
Gençlerden birinin telefonu çalıyor.
Telefon sessizde, abilerini rahatsız etmemek için kısmışlar.
Neyse açılıyor telefon.
-Efendim anne.
-Nerdesin oğlum?
-Tesislerdeyiz.
-Bitmedi mi oğlum antrenman?
-Bitti anne abilerimizi izliyoruz arkadaşlarla.
-Doğru eve saat kaç oldu haberin var mı? (genç arkadaşın suratı düşer).
-Bana döner sorar: Abi saat kaç gibi biter antrenman?
-Aşağı yukarı 1 saat var derim.
Aradan 5 dakika geçer.
Bu sefer baba.
-Oğlum saat kaç haberin var mı? Hasta olacaksın.
Biz kabanlarla donarken gençler altta şort üstte ince bir swit ile izlerler antrenmanı.
Kulaklar soğuktan kıpkırmızı olmuş burunlar akmaya başlamıştır.
Biraz sonra güvenlik gelir.
Genç arkadaşları dışarı çıkaracaktır.
Ve işte orda devreye Antalyaspor İdari Menajeri Cem Deda girer.
Arkadaşlar ‘kalsın’ der.
Kimseye zararı olmayan, sadece ilerde onlar gibi olmak isteyen, kendi köşelerine çekilmiş 3 genci Cem Deda korur.
İşte belki de çok basit bir şey bugün önem teşkil eder ve bizden alkışı sonuna kadar alır.
Antalyaspor bu denli mantalite ile sonuna kadar başarıyı hak eder.
Bananecilik olmadığı müddetçe güzellik kaybolmaz.
Tüm bunların yanında değinilmeden geçilmemesi gereken bir isim daha.
Yıllarını Antalyaspor’a vermiş doktorumuz Burhanettin Çalım.
Güzel insan cümlesini sonuna kadar hak eden ve Antalyaspor’da olduğu için mutluluk duyduğum isimlerin başında gelen hocamız..
Kısaca;
İletişim... Diyalog... Yaklaşım..
Antalyaspor'da bu denli olduğu müddetçe emin olunsun başarı kendiliğinden gelecektir!