Süper Lig’in 19’uncu haftasında Antalyaspor, Trabzonspor karşısında sahadan 5-0’lık bir yenilgiyle ayrıldı. Savunmada cezalı Veysel Sarı’nın yerine Bahadır Öztürk oynadı; orta sahada ise Erdal Rakip ve Van De Streek uzun bir aranın ardından ilk 11’de yer aldı. Hücumda Türkiye Kupası maçında sakatlanan ve yedek soyunan Adolfo Gaich’in yerine Samudio’nun forma giymesi, zaten üretkenlikten uzak olan hücum hattını iyice etkisiz hale getirdi. Trabzonspor’un formsuzluğu nedeniyle umutlu başlayan maç, rakibin iç saha üstünlüğüyle tam bir kabusa dönüştü. Antalyaspor maça hızlı ve istekli başlasa da hücum hattındaki beceriksizlik yüzünden etkili bir sonuç alamadı. 9’uncu dakikada Kaluzinski’nin direkten dönen şutu dışında önemli bir tehdit yaratamayan takım, sezon boyunca tekrar eden sorunlarını bir kez daha sergiledi.
Anadolu’nun kaybolan hakları
Maçın ilk yarısı Banza’nın tartışmalı golüyle tamamlandı. Pozisyonda Bahadır’a yapılan müdahaleye dair görüntülerin yayıncı kuruluş tarafından net bir şekilde verilmemesi, Anadolu takımlarına yönelik çifte standardın bir örneğiydi. Büyük kulüplerin maçlarında her pozisyon defalarca farklı açılardan gösterilirken, Anadolu kulüplerine yönelik bu umursamazlık kabul edilemez. Ancak bu noktada daha büyük bir sorun var. Antalyaspor yönetiminin bu haksızlıklara karşı hiçbir şekilde sesini yükseltmemesi. Sahada takımın hakkı yenirken, tribünlerde ve masa başında bu durumu savunacak bir yöneticinin olmaması takımı yalnız bırakıyor. İkinci yarıda Trabzonspor oyunun tek hakimi oldu. Malheiro’nun sağ bek olarak hat-trick yapması ise Antalyaspor savunmasının zafiyetini açıkça ortaya koydu. Güray gibi isimlerle Süper Lig’de mücadele etmeye çalışmak, yenilginin önceden kabul edilmesinden başka bir şey değil. Yönetim, bu oyuncularla yolları ayırmayı bile başaramazken, bu takımın sahada nasıl başarı sağlayacağını hayal etmek imkânsız.
Maaş ödemek yeterli değil
Trabzonspor karşısında alınan bu ağır mağlubiyetin ardından Alex ile yolların ayrılması, geç alınmış bir karar. Alex ile olmayacağı zaten belliydi. Yerine ise Emre Belözoğlu geldi. Belözoğlu’nun takımı toparlayacağını düşünüyorum. Başkan Boztepe’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada transfer tahtasını açmak yerine oyuncuların maaşlarını ödemeye öncelik vereceğini söylemesi bence Emre Hoca ve ekibi içinde huzursuzluğa neden olacaktır. Maaş ödemek elbette önemli, ancak bu takımın en temel sorunu yeterli kadro derinliğine sahip olmaması. Son iki haftada yediği 9 gol, ligin en kötü savunmalarından birine sahip olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Hücum hattındaki kalite eksikliği ve yapılan kötü transferler takımın düşüşünü hızlandırıyor. Göztepe deplasmanında alınacak olası bir yenilgi, bu sezonun tamamen kayıp bir hale dönüşmesini kaçınılmaz kılabilir. Antalyaspor, sadece sahada değil, yönetim düzeyinde de ciddi bir kriz yaşıyor. Mevcut yönetimin transfer sezonunu açabileceğini sanmıyorum. Tek çare Antalyaspor Kulübü Derneği yeni başkanı Mustafa Ergün’ün destek çıkması. Kendisinden de böyle bir atılım bekliyorum.
Alanyaspor’dan dirençli çıkış
Alanyaspor, Sivasspor deplasmanından 1-1’lik beraberlikle döndü ve yenilmezlik serisini dört maça çıkardı. Teknik direktör Sami Uğurlu yönetiminde toparlanan ekip, ligin dikkat çeken takımları arasına girdi. Sivasspor’un ilk yarıda Koita’nın golüyle öne geçmesine rağmen, Alanyaspor ikinci yarıda oyun disiplinini koruyarak 59’uncu dakikada Cordova ile eşitliği sağladı. Maçın uzatma dakikalarında Rodrigues’in direkten dönen şutu, Alanyaspor adına şans anıydı. Ancak bu beraberlik, kötü hava ve zemin şartlarında alınan değerli bir puan olarak görülmeli. Sivasspor gibi fizik gücü yüksek bir rakip karşısında gösterilen direnç, Alanyaspor’un çıkışını sürdürebileceğinin bir işareti. Gelecek hafta Eyüpspor deplasmanına çıkacak olan Alanyaspor için bu maç, ciddi bir sınav olacak. Eyüpspor’un kağıt üzerindeki üstünlüğüne rağmen, Alanyaspor’un formda oyunu bu mücadelede dengeleri değiştirebilir.