Antalya Ulaşım A.Ş ile toplu sözleşme sürecinde 21 maddede anlaşamadıkları ve üyelerine baskı uygulandığı gerekçesiyle AntRay’da grev sinyali verildi
Türk-İş Konfederasyonu Antalya İl Temsilcisi ve Yol- İş Sendikası Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Cemil Ünal ve AntRay’da örgütlü Demiryol-İş Konya Şubesi Başkanı Adem Gül, 247 işçiyi kapsayan ve yaşanılan sıkıntıları dile getirmek için basın toplantısı düzenledi. Adem Gül, AntRay’da önümüzdeki hafta greve dönüşecek olan süreçle ilgili konuşarak, "2020 yılında toplu sözleşme süreci başladı ve bu süreçte gerekli oturumları gerçekleştirdik. Oturumlarda 21 maddede anlaşmazlığa gidildi. Daha sonra resmi arabulucu tespit edildi. Resmi arabulucuda da bir sonuç alamadık. 5 toplantı yaptık ve sonucunda netice alamayıp oyalandık. Biz şirketi batırmaya, yakıp yıkmaya gelmedik. Biz sadece işçi arkadaşlarımızın ücretlerinde az da olsa iyileştirme yapabilir miyiz, onların refah seviyesini yükseltebilir miyiz düşüncesindeyiz" diye konuştu.
‘Bıçak kemiğe dayandı’
Adem Gül, toplu sözleşme sürecinde üyelerinin istifaya zorlandığını öne sürerek, "Dayanışma aidatı ödettirip ‘Dayanışma aidatında kalın, sendikadan istifa edin, tüm haklarınızdan yararlanacaksınız’ diyerek baskı kurmaya ve en sonunda aidatı ödemeyenleri ücretsiz izne zorlamaya başladılar. Bu bıçağın kemiğe dayandığı en son nokta oldu" dedi. ‘Biz Antalya Ulaşım’da daha önce de örgütlenme süreci yaşadık' diyen Gül, "Bu süreçte 81’e 93 sendikal yetkiyi diğer sendika aldı. Ancak orada da bize Ali Cengiz oyunuyla ters köşe yaptılar. Daha önceki dönemde Menderes Türel’e yönelik Genel Başkanımız ‘Böyle entrikalar yaparak işçinin iradesini gasp etmeyin’ demişti. Biz seçimlerde ilk kez CHP’nin adayını destekledik. Bize tarafsız olacağı sözü verildiğinden dolayı desteklendi. Türk-İş olarak da biz kim tarafsızsa onu destekleyeceğiz diyerek seçimlerde beyanda bulunduk, Muhittin Böcek Başkanı destekledik. Antalya Ulaşım’da bazı isimler var. Bunlar insanları arayarak zorla işten çıkmaları için telkinde bulunuyorlar. Anayasal hakkımız olan sendikalaşma hakkının önüne geçiyorlar. Cumhuriyet Savcılarını da bu noktada göreve çağırıyorum" diye seslendi.
‘CHP’ye yakışmıyor’
Başkan Gül, kendilerine Antalya Ulaşım A.Ş.’nin zarar ettiği, bu zararın da 52 milyon olduğunun söylendiğini ifade etti. ‘'Şirket zarar ediyorsa neden para getiren vatmanlar işten çıkarılmaya uğraşılıyor da yukarıdaki insanlar hiçbir ücretsiz izine çıkmadan devam ediyor?' diye soran Gül, "Parayı getiren vatmanlar, çünkü makinayı bunlar sürüyor, müşteriyi bunlar taşıyor. Bugün Antalya’da tramvaylarda bir yoğunluk var pandemi döneminde, insanlar üst üste gidiyor. Sen böyle yapacağına daha fazla sefer koyarak pandeminin yayılmaması için insanları taşırsın. Belediyenin kar etme gibi bir lüksü de yok. Belediye amme hizmeti yapıyor. Sonuçta topluma hizmet etmek amacıyla kurulmuş bir yer. Burası zarar ediyor diyerek insanları yıpratmaya çalışmak, CHP’ye yakışmıyor" şeklinde konuştu.
‘Söylem ile uygulama farklı’
'Biz CHP’yi emekçinin yanında, özgürlükçü, kimseyi kısıtlamaya çalışmayan bir parti bilirdik' diyen Gül, "Söylem ile uygulama çok farklı. Uygulamanın biz içindeyiz, insanlar tamamen mağdur, işe girdiği referansına kadar arayarak istifa etmeye, dayanışma aidatına zorluyorlar. Nerede kaldı bizim demokrasiye inancımız? Biz demokrasi diye bağırırken acaba biz kendimiz ne kadar demokratız? Biz CHP’ye destek verdik, olanları gördükten sonra acaba yanlış mı yaptık dedik. Biz CHP’li belediyede herkes rahatça örgütlenebilecek zannediyorduk. Ben toplu sözleşmeyi imzalarım, işçi de beğenmez der ki ‘sen beni sattın, ben de istifa ediyor çıkıyorum’, ancak daha toplu sözleşme süreci devam ederken ‘Dayanışma aidatına geçmezsen işten atarım’ deniyor. CHP Konyaaltı İlçe Başkanımız Onur Bey şunu söyleyebiliyor: “Dışarıda bir sürü işsiz var, burayı bulduğunuza şükredin.” Ben CHP’ye bunu asla yakıştıramıyorum" eleştirisini yaptı.
‘Antalyalılar sıkıntı yaşayacak’
Başkan Gül, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na, Antalya Milletvekili Cavit Arı’ya ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’ya ulaştıklarını ifade etti. Süreci aktararak onların da desteklerini aldıklarını söyledi ve “Tüm olayların tamamında biz greve gidilmesin, Antalya halkı mağduriyet yaşamasın, tüm seçenekleri denedik. Ancak üst farklı, alt farklı konuşuyor. Benim istediğim en düşük ücret 2 bin 600 TL. 96 günlük ikramiyemiz var, bunu 12 aya bölüyor, maaşlara ekliyor, çocuk, AGİ, yemek parasını ekliyor. Sonra ‘ücret çok veriyoruz’ deniyor. Bu ücretin bir kısmını AGİ ile devlet veriyor zaten. CHP’nin asgari ücret açıklaması vardı 3 bin 100 TL diye. Ben bu grev ilanımı haftaya asacağım iş yerlerine. Büyükşehir Belediyesi’nin önünde basın açıklaması gerçekleştireceğiz. Antalya halkı bu süreçte çok ciddi sıkıntı yaşayacaklar ancak bunun sorumlusu biz değiliz. Bu grev 247 işçiyi kapsıyor" diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES
Türk-İş Konfederasyonu Antalya İl Temsilcisi ve Yol- İş Sendikası Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Cemil Ünal ve AntRay’da örgütlü Demiryol-İş Konya Şubesi Başkanı Adem Gül, 247 işçiyi kapsayan ve yaşanılan sıkıntıları dile getirmek için basın toplantısı düzenledi. Adem Gül, AntRay’da önümüzdeki hafta greve dönüşecek olan süreçle ilgili konuşarak, "2020 yılında toplu sözleşme süreci başladı ve bu süreçte gerekli oturumları gerçekleştirdik. Oturumlarda 21 maddede anlaşmazlığa gidildi. Daha sonra resmi arabulucu tespit edildi. Resmi arabulucuda da bir sonuç alamadık. 5 toplantı yaptık ve sonucunda netice alamayıp oyalandık. Biz şirketi batırmaya, yakıp yıkmaya gelmedik. Biz sadece işçi arkadaşlarımızın ücretlerinde az da olsa iyileştirme yapabilir miyiz, onların refah seviyesini yükseltebilir miyiz düşüncesindeyiz" diye konuştu.
‘Bıçak kemiğe dayandı’
Adem Gül, toplu sözleşme sürecinde üyelerinin istifaya zorlandığını öne sürerek, "Dayanışma aidatı ödettirip ‘Dayanışma aidatında kalın, sendikadan istifa edin, tüm haklarınızdan yararlanacaksınız’ diyerek baskı kurmaya ve en sonunda aidatı ödemeyenleri ücretsiz izne zorlamaya başladılar. Bu bıçağın kemiğe dayandığı en son nokta oldu" dedi. ‘Biz Antalya Ulaşım’da daha önce de örgütlenme süreci yaşadık' diyen Gül, "Bu süreçte 81’e 93 sendikal yetkiyi diğer sendika aldı. Ancak orada da bize Ali Cengiz oyunuyla ters köşe yaptılar. Daha önceki dönemde Menderes Türel’e yönelik Genel Başkanımız ‘Böyle entrikalar yaparak işçinin iradesini gasp etmeyin’ demişti. Biz seçimlerde ilk kez CHP’nin adayını destekledik. Bize tarafsız olacağı sözü verildiğinden dolayı desteklendi. Türk-İş olarak da biz kim tarafsızsa onu destekleyeceğiz diyerek seçimlerde beyanda bulunduk, Muhittin Böcek Başkanı destekledik. Antalya Ulaşım’da bazı isimler var. Bunlar insanları arayarak zorla işten çıkmaları için telkinde bulunuyorlar. Anayasal hakkımız olan sendikalaşma hakkının önüne geçiyorlar. Cumhuriyet Savcılarını da bu noktada göreve çağırıyorum" diye seslendi.
‘CHP’ye yakışmıyor’
Başkan Gül, kendilerine Antalya Ulaşım A.Ş.’nin zarar ettiği, bu zararın da 52 milyon olduğunun söylendiğini ifade etti. ‘'Şirket zarar ediyorsa neden para getiren vatmanlar işten çıkarılmaya uğraşılıyor da yukarıdaki insanlar hiçbir ücretsiz izine çıkmadan devam ediyor?' diye soran Gül, "Parayı getiren vatmanlar, çünkü makinayı bunlar sürüyor, müşteriyi bunlar taşıyor. Bugün Antalya’da tramvaylarda bir yoğunluk var pandemi döneminde, insanlar üst üste gidiyor. Sen böyle yapacağına daha fazla sefer koyarak pandeminin yayılmaması için insanları taşırsın. Belediyenin kar etme gibi bir lüksü de yok. Belediye amme hizmeti yapıyor. Sonuçta topluma hizmet etmek amacıyla kurulmuş bir yer. Burası zarar ediyor diyerek insanları yıpratmaya çalışmak, CHP’ye yakışmıyor" şeklinde konuştu.
‘Söylem ile uygulama farklı’
'Biz CHP’yi emekçinin yanında, özgürlükçü, kimseyi kısıtlamaya çalışmayan bir parti bilirdik' diyen Gül, "Söylem ile uygulama çok farklı. Uygulamanın biz içindeyiz, insanlar tamamen mağdur, işe girdiği referansına kadar arayarak istifa etmeye, dayanışma aidatına zorluyorlar. Nerede kaldı bizim demokrasiye inancımız? Biz demokrasi diye bağırırken acaba biz kendimiz ne kadar demokratız? Biz CHP’ye destek verdik, olanları gördükten sonra acaba yanlış mı yaptık dedik. Biz CHP’li belediyede herkes rahatça örgütlenebilecek zannediyorduk. Ben toplu sözleşmeyi imzalarım, işçi de beğenmez der ki ‘sen beni sattın, ben de istifa ediyor çıkıyorum’, ancak daha toplu sözleşme süreci devam ederken ‘Dayanışma aidatına geçmezsen işten atarım’ deniyor. CHP Konyaaltı İlçe Başkanımız Onur Bey şunu söyleyebiliyor: “Dışarıda bir sürü işsiz var, burayı bulduğunuza şükredin.” Ben CHP’ye bunu asla yakıştıramıyorum" eleştirisini yaptı.
‘Antalyalılar sıkıntı yaşayacak’
Başkan Gül, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na, Antalya Milletvekili Cavit Arı’ya ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’ya ulaştıklarını ifade etti. Süreci aktararak onların da desteklerini aldıklarını söyledi ve “Tüm olayların tamamında biz greve gidilmesin, Antalya halkı mağduriyet yaşamasın, tüm seçenekleri denedik. Ancak üst farklı, alt farklı konuşuyor. Benim istediğim en düşük ücret 2 bin 600 TL. 96 günlük ikramiyemiz var, bunu 12 aya bölüyor, maaşlara ekliyor, çocuk, AGİ, yemek parasını ekliyor. Sonra ‘ücret çok veriyoruz’ deniyor. Bu ücretin bir kısmını AGİ ile devlet veriyor zaten. CHP’nin asgari ücret açıklaması vardı 3 bin 100 TL diye. Ben bu grev ilanımı haftaya asacağım iş yerlerine. Büyükşehir Belediyesi’nin önünde basın açıklaması gerçekleştireceğiz. Antalya halkı bu süreçte çok ciddi sıkıntı yaşayacaklar ancak bunun sorumlusu biz değiliz. Bu grev 247 işçiyi kapsıyor" diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES