Aradaki farkı gördünüz mü?
Bu süreçte Türkiye..
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti devleti 25 bin vatandaşından talep edenleri hızla tahliye etmeye çalışırken, Cumhuriyet tarihinin en büyük kurtarma veya tahliye çalışmasını yürütürken, son yıllarda gerçekten ne kadar büyük bir devlet haline geldiğimiz, üç gün içerisinde 9 bine yakın vatandaşımızın uçaklarla, gemilerle tahliye edilmesi başarılmışken ve dünya ülkelerinin şaşkın bakışları arasında bu sayı hızla artarken, “Libya’daki demokrat kesimlerin yanındayız” diyor.
Bu açıklaması anında Libya’da yankı buluyor. Libya’dan dönmeyi başarabilen vatandaşlarımız, “Keşke herkes tahliye edilmemişken, konuşmasaydı. Onun konuşmasından sonra Libya güvenlik güçleri, Türkiye vatandaşlarına çok daha kötü davranmaya başladı. Havalimanı’na girişte de, çıkışta da ciddi sıkıntılar yaşanmaya başladı. Sadece havalimanı değil, işyerlerine, evlere daha ciddi saldırılar yaşanmaya başlandı. Neden susmadı ki!..” diye konuştular.
O açıklamayı yaptığını duyduğumda, “Sus be adam!..” demiştim. “Şimdi sırası mı Libya’daki demokratların yanında olduğunu söylemek? Şu kurtarma operasyonları bitsin, ondan sonra konuş” diye düşünmüştüm. Elbet de herkes Libya’daki demokrat ve özgürlükçü kesimlerden yana olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir kez daha neyi, ne zaman, nerede ve nasıl konuşacağını bilmediğini göstermiştir. Oradaki binlerce vatandaşımızı tehlikeye atmıştır.
Peki, Başbakan Erdoğan olaylar patladıktan sonra nasıl bir tavır sergilemiştir.
Salı günü partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda, “Bizim için öncelik oradaki vatandaşlarımızı bir an önce sağ, salim ülkeye getirmektir. Bunun dışında bir önceliğimiz yoktur” demiştir.
Gördünüz mü bir kez daha aradaki farkı?
Birinin önceliği bir an önce ülkemiz vatandaşlarının sağ salim dönmesi, diğerinin çok da acelesi varmış gibi “demokrat kesimlerin yanındayız” mesajı verme telaşında olması. Sanki demokrat kesimlerin yanında olacak tek kişi oymuş gibi.
Bu arada tüm dünya ülkelerinin hayranlıkla izlediği ve gıpta ettiği “Kurtarma veya tahliye çalışması”nı yürüten herkesi tebrik ediyorum. Doğrusu bu görüntüleri ekran başında izlerken, hem vatandaşlarımızın sağ, salim olarak dönmeye başlaması hem de ne kadar büyük bir ülke olmaya başladığımızın bir kez daha ispat ediliyor olmasına sevinmemek ve gurur duymamak mümkün değil.
İngiltere bile, “Türkiye kadar olamadık” diyor.
Var mı bunun ötesi?