Antalya Valilik önündeki açıklamada, yasağın hukuki dayanağının olmadığı, etik bir sorun teşkil ettiği ve özellikle Antalya'daki hayvanseverleri derinden üzen yerel uygulamalara ilişkin iddialar dile getirildi. Gönüllüler, yayımlanan genelgenin yasal geçerliliğinin olmadığını ve kanundan üstün tutulamayacağını vurguladı. Yapılan açıklamada, hayvan beslenmesini yasaklamanın, hayvan hakları yasasının ruhuna aykırı olduğu belirtildi. "5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, sahipsiz hayvanların aç ve susuz bırakılmamasını açıkça belirtir. Dolayısıyla, sokak hayvanlarının beslenmelerini engelleyen uygulamalar, kanunun amacına aykırıdır. Her canlı gibi hayvanlar da yaşamlarını sürdürebilmek için beslenmek zorundadır. Onların yiyeceğe ulaşmasını engellemek, doğrudan yaşam hakkına müdahaledir” denildi. Açıklamada ayrıca, bu durumun yalnızca idari değil, aynı zamanda toplumsal vicdanı zedeleyen etik bir sorun olduğu dile getirildi. Avrupa Birliği hayvan refahı yönergeleri ve Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma amaçları çerçevesinde yerel yönetimlerin besleme yasağı kararlarının hukuki meşruiyetinin tartışmalı olduğu ifade edildi.
Sosyolojik tehlike ve çözüm
Besleme yasağı kararının sosyolojik açıdan tehlike oluşturduğu, hayvansever bireyler ile hayvanlardan rahatsız olan kesimler arasında gerilim yaratarak toplumsal huzuru olumsuz etkilediği belirtildi. Gönüllüler, yasakların hijyen veya saldırganlık gibi sorunları çözmeyeceğini, bilakis artıracağını savunarak, “Aç kalan bir hayvan stresli, agresif ve korkak olur; yemek bulmak için de çöp karıştırıp hijyen açısından sıkıntı oluşturabilir. Açlık, hastalık ve ölüm oranını artırır. Oysa karnı tok hayvan sakin, bulunduğu bölgeden uzaklaşmayan ve çevreye zarar vermeyen bir canlı olur. Yasaklar değil, doğru yönetim çözüm getirir. Hayvanseverlerle işbirliği yapmak çözümün bir parçasıdır” mesajı verdi. Basın açıklamasının Antalya Valisi Hulisi Şahin’e yöneltilen, İçişleri Bakan Yardımcısı’nın katılımıyla gerçekleştiği iddia edilen bir toplantıya dair sorular oldu. Gönüllüler, kapalı toplantıda alınan kararlardan birinin, yaşlı ve hasta olan pitbull cinsi köpeklerin öldürülmesi yönünde olduğu iddiasını dile getirerek büyük üzüntü duyduklarını ifade etti ve Vali Şahin’den açıklama talep etti. Pati Gönüllüleri, yetkililere; “Yaşlı ve hasta pitbull cinsi köpeklerin öldürülmesi kararı doğru mudur? Bu, yıllarca küçük kafeslerde mahkum edilmiş köpeklere zaten yeterince ağır bir ceza değil midir? Bu öldürme kararlarının ardından, sokaklardan toplanan, yıllardır emek verilen ve sevilen yaşlı köpeklerimizin toplanması mı hedeflenmektedir? Bakan Yardımcısının ‘1 yıl içerisinde Antalya’da köpek sorunu diye bir şey kalmayacak’ söylemi ile ne kastedilmiştir? Barınak ziyaretlerinizde köpeklerin istiflendiği alanları gözlemlediniz mi? Bu durum nasıl çözülecektir? Hayvan refahı konulu bir toplantıda barınakların durumu yerinde gözlemle konuşuldu mu?” sorularını yöneltti.
Kapasite ve şeffaflık talebi
Açıklamada, yasanın 2028'e kadar tanıdığı sürenin alelacele 2026’ya çekildiği ve belediyelerin günde 100 köpek toplama emri ile hareket ettiği iddia edildi. Bu emri Valilik'in mi verdiği sorulurken, Büyükşehir Belediyesi'nin rehabilitasyon kapasitesinin bu hıza uygun olmadığına dikkat çekildi. Gönüllüler, barınaklarda yaşanan şeffaflık sorununa da değinerek acil taleplerini şöyle sıraladı; “Barınakların tamamen şeffaf olmasını, hayvanseverlerin ziyaretine kapattıkları alanları açmalarını istiyoruz. Mahallelerinden toplanan köpekleri görebilmek, onlarla vakit geçirmek, sahiplenme şartları ağırlaştığı için eve alamadıkları evlatlarıyla alanda vakit geçirmek en doğal haklarıdır. Belediye barınağı çalışanlarının veteriner hekimsiz narkotik ilaçlar kullanmasının önüne geçilip denetlenmesini talep ediyoruz. Merhamet bir toplumun aynasıdır. Bir toplum en savunmasız olanlara nasıl davrandığı ile ölçülür. Sokak canlarını beslemek bir lütuf değil, insan olmanın gereğidir. Bu genelgeyi derhal geri çekiniz ve bu yanlış karardan vazgeçiniz.”