Antalya Kadın Platformu Dünya Şiddetle Mücadele Günü’nde Antalya’nın farklı yerlerinde bir araya gelerek protestolarını sürdürerek basın açıklamasında bulundu. Grup adına açıklamayı okuyan Çağrı Sert, “Bizler haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşiyoruz. Hem Türkiye’de hem dünyada hükümetlere başkanlık eden otoriter liderler, cinsiyetçi, dinci, milliyetçi ideolojileriyle kadının bedenine, kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürüyor. Sağ muhafazakâr iktidarların kadın bedeni üzerinden yürüttükleri kadın kazanımlarına dönük saldırılar arttıkça kadınların mücadeleleri de radikalleşiyor. Türkiye’nin tüm kentlerinde, okul önlerinden, üniversite kampüslerinden, mahallelerden, meydanlardan örgütlü bir ses yükseldi: ‘Kadın cinayetleri münferit değil politiktir.’ Hep birden şiddetin meşrulaştırılması erkek egemen sistemin yarattığı erkek şiddetini besleyen politikalarınızdır. İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek, 6284’ü etkin uygulamayarak, kadınların güvenli ve güvenceli yaşamasına dönük politikalar geliştirmediğiniz gibi var olanlara saldırarak, erkek yargının cezasızlığıyla şiddeti siz besliyorsunuz dedik ve ekliyoruz. Sizin şiddeti önleme sorumluluğunuzu yerine getirmemeniz karşısında bizler ‘Kadın yaşam özgürlük’ diyor, yaşam ve özgürlük mücadelemizi büyütüyoruz” diye konuştu.
‘Günde en az 4 kadın katlediliyor’
Türkiye’de her gün en az 4 kadının katledildiğini vurgulayan Sert, şunları kaydetti: “Bu ülkenin evleri, işyerleri, sokakları, caddeleri, kampüsleri yani yaşamın her alanı biz kadınlar ve çocuklar için güvenli değil. ‘Kutsal Aile’ dedikçe kadınlar katlediliyor, aileyi korudukça çocuklar öldürülüyor. Sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi. Bizler kadına yönelik şiddetin münferit olmadığını biliyoruz. Kadına yönelik şiddetin sürmesini sağlayan ataerkil politikalarınızdır. Dini siyasallaştıran, siyaseti ise dinselleştiren politikalarınız eşit, özgür ve laik yaşama müdahaledir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmektedir. Bunu kabul etmiyoruz ve bu 25 Kasım’da da Mirabal kardeşlere dair hafızayı bugünlere taşıyarak, kadınların kolektif hafızalarını katletmeye çalışanlara karşı, geçmişten bugüne kararlılıkla mücadele etmeyi sürdürdüğümüzü yineliyor, ‘Haklarımız ve Hayatlarımız için Mücadelede Birleşiyoruz’ şiarını yükseltiyoruz.”
‘Haklarımıza sahip çıkıyoruz’
“Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyor, haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyor, emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı mücadelede birleşiyoruz. Her gün erkek devlet şiddetiyle katledilen kadınlar için mücadelede birleşiyoruz. Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçeye karşı toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hakkımıza sahip çıkmak için mücadelede birleşiyoruz. Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala inşa edilmeyen kentlerde yaşayan kadınlar için mücadelede birleşiyoruz. Dünyada yükselen göçmen düşmanlığına, savaşlara, ırkçılığa karşı mücadelede birleşiyoruz. Ne giyeceğimizi, nasıl doğuracağımızı, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi dayatarak bize sınır çizenlere karşı mücadelede birleşiyoruz. Nefret söylemini yaygınlaştıran aileci politikalarınıza, LGBTİ+’lara açıktan saldıranlara karşı mücadelede birleşiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararının geri çekilmesi 6284 Sayılı Yasa’nın etkin uygulanması için mücadelede birleşiyoruz.”
‘Mücadelemizde kararlıyız’
“Çocuklara yönelik şiddeti önlemeye yönelik Lanzarote Sözleşmesi’nin gereğinin yerine getirilmesi için mücadelede birleşiyoruz. Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesine dönük ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve sözleşme yürürlüğe girsin talebiyle mücadelede birleşiyoruz. İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, KHK’lerle gasp edilen çalışma hakkımıza karşı mücadelede birleşiyoruz. Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmak için ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmak için Mücadelede Birleşiyoruz! Kayyumlarla gasp edilen seçme seçilme hakkına dönük saldırılar son bulsun, seçilmiş belediye başkanları/eş başkanları kentleri yönetmeye devam etsin demek için mücadelede birleşiyoruz. Hayatı hiçe sayarak hayvan katlini yasalaştıran, rant uğruna doğayı talan etmeye devam edenlere karşı mücadelede birleşiyoruz. Her türlü yasağa ve baskıya karşı eşitlik, laiklik ve özgürlük için mücadelede birleşiyoruz. Bizler dünyanın dört bir yanındaki kadınlar; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşeceğiz. Taleplerimizde ısrarcı, mücadelede kararlıyız.”
ARZU YAVUZ