Ayıbın yolu kayıp

Yazı yazarken bu tarz giydirmeli argo kelimeleri, sokak ağzını kullanmayı seviyorum, sanki söylemek istediklerimi çok güzel özetliyor gibi. Düşünsenize ayıp diyeceğimiz bir durum kalmadı şu dünyada. Her şey çok ama çok normalleşti. Eskiden kınadığımız, toplumun genelinin yadırgadığı bir çok davranış şimdi “yaa oluyor öyle şeyler” halini almadı mı sizce de? Değişiyor, gelişiyoruz tamam da çizgimizden de çıkıyoruz farkında değil misiniz? 
Bizi, diğerinden ayıran özelliklerimiz herkesleşti. Bizi biz yapan tutumlarımız artık yok. Kaldı ki bu durum sadece bireysel bir problemden çok toplumsal sorunlar halini almaya başladı. Şu an her şey güllük gülistanlık görünebilir ancak, uzun vadede farklı ırkların zihinlerinde yarattığımız profilimizin, dışında yer alacağız. Bir turist Türkiye’ye geldiğinde, bizim halkımızın az çok yaklaşımına dair fikir sahibiydi ve biz o fikirleri kaldırdık. Bir de şu an daha genel örnekler vermeye çalışıyorum. Bu sebeple size çok da önemli değilmiş gibi gelebilir. Fakat oldu ki konuya ikili ilişkilerden örnek verdim ve dedim ki; eşi yanındayken gözüne baka baka asılmalar normal kabul edildi, işte o zaman durumun ne denli vahim olduğunu idrak edersiniz. 
Bir ortamda başkasının eşi, cinsel hayatı, maddi durumu hakkında şakalar yapabilmek de normalleşti mesela. Ya da başarısızlığı hakkında konuşmak. Arkasından konuşmaktan bahsetmiyorum bile. İki yakın arkadaşın aynı kişiyle, zaman olarak yakın aralıklarla görüşmesi de baya normal oldu. Birkaç gün önce bir öğle programı izliyorum, sunucu diyor ki markette param yetmediyse birinden isterim. Ne var ki bunda diyor. Şahsen ben yetmiyorsa bazılarını bırakırım. Komşumu gürültü ile rahatsız ettiysem burası benim evim istediğimi yaparım demek yerine özür dilerim. Arkadaşımın yanlış anlayacağı bir şey olduysa, kendimi açıklar telafi ederim. Bana ne bu da benim huyum demem. Yani sonuç olarak her şey ama her şey çok normal oldu. Ve ayıbın yolu kayboldu. Ayıp diye bir durumu kınamak mı, ara ki bulasın. 'Ne var ki bunda’lara düştük.  
Günün mottosunu da vereyim; çizgini koru seni sen yapanı unutma.