Ayrı teller!..
Yayladan gidip, sahilden geri döndük.
Havalar ısınmaya başladı başlamasına da, yayla insanı için hala kış sürüyor. Üzerlerinde belli bir mahmurluk ve daha kalkmamış.
Ama sahil öyle değil.
Belli bir hareketlilik ve yüzlere yansımaya başlayan memnuniyetlikler açıkça görülebiliyor. Bunun da nedeni yaklaşan yaz sezonuna bağlanan umutlar olsa gerek.
Kalkan üzerinden Kaş’a doğru geliyorum. Sude hanım denize bakarak, üzerindekilerle ilgili yanındakilere durmadan yorum yapıyor. “Bakar mısınız şu ev ne güzelmiş” diye söylenip, eliyle işaret edip, Anneannesine gösteriyor.
Sude’nin gösterdiği evler, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi gazetecilerin yıllar önce tahsis alıp, Kaş’ta yaptırdıkları yazlıklar.
“Orası gazetecilerin evleri” diyorum, anneannesi, “Ne güzel. Nasıl alabilmişler ki bu yarım adayı” diye merakla soruyor.
Cevabı Özden hanım veriyor.
“Eskiden gazeteciliğin bir saygınlığı, ağırlığı vardı. Şimdi öyle mi. Her önüne gelen gazeteci oluyor.”
Milyon kez haklı.
Bir basın toplantısına gidiyorum. Ki-eğer o toplantı yemekliyse hayatımda yüzünü görmediğim insanlar karşıma gazeteci olarak çıkıyor.
Bir başka toplantı. Ve yine ayrı ayrı yüzler.
“Biz bu denli mi büyüdük” diye kendi kendime soruyorum.
Sorduğumla kalıyorum.
Bir dost bize takılıyor.
“İpini koparan sizin camianızda kardeşim. Yapacak hiç bir iş bulamayan, yanaşıyor yanınıza. Kimse de bu yanaşmalara bir şey diyemiyor.”
Haydi bu örneklemeye birisi çıksın da, “Yanlış” desin.
Avukat’tan gazeteci oluyor mu, olmuyor mu?
Peki ya doktordan .
Onlar yine de okumuş, mürekkep yalamış, bilgi birikimleri olan insanlar.
Kara cahiller bile günümüzde gazeteci olup çıktıktan sonra, avukat-doktor ve mühendisin gazetecilikle de uğraşması gayet normal.
O zaman bu mesleğin ne saygınlığı kalır, ne de ağırlığından bahsedilir.
Peki ne bahsedelim?
Mesala Sarısu’dan.
Yaz ayları yaklaşıyor, Sarısu yeni sezona yetiştirilmeye çalışılıyor. Orman Bölge Müdürlüğü resmi plakalı araçlarla Sarısu girişini geçişlere kapatıp, oraya yapılmak istenen hizmet çalışmalarını engelliyor.
Gerekçesi, “Eksik evrak.”
Senin gerekçeni yesinler!.
Devletin aracıyla, devlet görevlisi eylemde!.
Kime karşı?
Devletin bir başka kurumuna.
Peki, bu durumda Antalya’nın devlet büyüğü ne yapacaktır acaba?
Haberleri gazete veya TV’den öğrenip, geçmek mi?
AK Parti’de temayül yoklaması yapılmış.
İyi halt etmişler!..
Yapıldı da ne oldu?
Partilinin yolda görse tanımayacağı kişiler ön plana çıkartılmış.
İnsanoğlu için en değerli şey, zamandır. Ve o zaman akıllı, ciddi ve çok olumlu kullanılmalıdır.
”Kimse boş işlerle uğraşmasın” diyeceğim, desek ne olacak ki?