Gündem

Bakan Göktaş: Sürdürülebilir sosyal sorumluluk ekosistemi inşa edebiliriz

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bakanlık ve Darülaceze işbirliğiyle düzenlenen Türkiye Yüzyılında Kurumsal Hayırseverlik: Sosyal Sorumlulukta Ortak İrade Çalıştayı'na katıldı.

Abone Ol

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bakanlık ve Darülaceze işbirliğiyle düzenlenen Türkiye Yüzyılında Kurumsal Hayırseverlik: Sosyal Sorumlulukta Ortak İrade Çalıştayı'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Göktaş, "Bugün, etkili bir işbirliğiyle sosyal sorumluluğu kısa vadeli girişimlerin ötesine taşıyarak, kalıcı bir toplumsal etki yaratabiliriz. Hep birlikte gönüllülük, kapsayıcılık ve şeffaflık ilkeleriyle yürüttüğümüz çalışmaları, ölçülebilir ve sürdürülebilir etki yaratan bir sosyal sorumluluk ekosistemi inşa edebiliriz.Bu noktada, tüm paydaşlarımızla yürüttüğümüz işbirliklerini daha güçlü kılmak amacıyla hazırladığımız Sivil Toplum Vizyon Belgesi ve II. Eylem Planı büyük önem taşıyor" dedi.

Programa Bakan Göktaş'ın yanı sıra Türkiye Halk Bankası A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Osman Arslan, Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Turkcell Genel Müdürü (CEO) Dr. Ali Taha Koç ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşmasının ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. Ardından programla ilgili tanıtım filmi izlendi. İki oturumdan oluşan çalıştayda sosyal sorumluluk projelerinin paydaşı kurum temsilcileri deneyimlerini paylaştı.

'HAYIRSEVERLİK SADECE BİR YARDIM FAALİYETİ DEĞİLDİR'

Programda bir konuşma yapan Bakan Göktaş, "Sosyal sorumluluk projeleri, her daim, toplumun tüm kesimlerini ortak bir amaç etrafında birleştiren ve dayanışmayı güçlendiren birer köprü olmuştur. Her bir proje, çocukların eğitiminden yaşlıların bakımına, engelli bireylerin hayata aktif katılımından kadınların ekonomik olarak güçlenmesine kadar geniş bir yelpazede hayata dokunuyor. Bu anlamda hayırseverlik, sadece bir yardım faaliyeti değildir; aynı zamanda tek tek bireyleri güçlendiren ve geleceklerine yön veren bir dayanışma yolculuğudur. Bunun yanı sıra, toplumun ortak vicdanını harekete geçiren bir vizyonun parçasıdır. Bu vizyon, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda başlatılan büyük bir yürüyüşün önemli ayaklarından biridir. Politikalarımızın temelini oluşturan sosyal devlet anlayışımızın, toplumsal refahı yükselten bir yansımasıdır. Bakanlığımız, sosyal devlet anlayışının sahadaki en güçlü temsilcisidir. Bu doğrultuda 86 milyon vatandaşımıza dokunan hizmetlerimizle, kimseyi geride bırakmayan sosyal politikalar yürütüyoruz. Bu kapsamda en büyük gücümüz ise, kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum olarak kurduğumuz güçlü işbirlikleridir. Biliyoruz ki, sosyal politikaların etkili olabilmesi, sadece devletin değil toplumun tüm paydaşlarının ortak çabasıyla mümkündür. Bu noktada, tüm paydaşlarımızla yürüttüğümüz işbirliklerini daha güçlü kılmak amacıyla hazırladığımız Sivil Toplum Vizyon Belgesi ve II. Eylem Planı büyük önem taşıyor" dedi.

'KATILIMCI YÖNETİŞİM ANLAYIŞINI HAYATA GEÇİRDİK'

Eylem planının detaylarını açıklayan Göktaş, "Eylem planımızla; şeffaflık, hesap verebilirlik, gönüllülük kültürünün yaygınlaştırılması ve dijitalleşme başlıkları altında çalışmalar yürütüyoruz. Böylece sosyal taraflarla ilişkilerimizi daha kurumsal bir zemine taşıdık. Katılımcı bir yönetişim anlayışını hayata geçirdik. Aile, çocuk, kadın, engelli-yaşlı, sosyal yardımlar ve şehit-gazi hizmetleri alanlarında yüzlerce paydaşın katıldığı tematik toplantılar gerçekleştirdik. Bugün Bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatları 68 ulusal ve uluslararası proje yürütüyor. Bu projeler sayesinde destek mekanizmalarımızı daha etkin biçimde harekete geçiriyoruz. Limak Holding ile birlikte yürüttüğümüz Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi bu çalışmalardan biridir. Bu projeyle bugüne kadar bin 546 kız öğrencimize burs, mentorlük ve staj imkanı sağladık. Mühendislik alanında rol model olacak kadınların yetişmesine katkı sunduk. Diğer bir çalışma ise Halkbank Üreten Kadınlar Projesi'dir. Binlerce girişimci kadına destek olunan bu proje kadınların üretim gücünü artırmalarına katkıda bulunuyor. Böylece kadınların kendi işlerini kurmalarına ve ekonomik hayata daha güçlü adım atmalarına imkan sağlıyor" dedi.

'SOSYAL SORUMLULUK ANLAYIŞI DÖNÜŞÜM GEÇİRDİ'

Göktaş, "Turkcell ile yürüttüğümüz Dijital Bahar Odaları Projesi ile de 19 ilde 21 huzurevimizde misafir ettiğimiz kıymetli büyüklerimizin dijital dünyayla bağlarını güçlendiriyoruz. Darülaceze Sosyal Yaşam Merkezimizde de bir Dijital Bahar Odası kurmak için çalışmalarımızı başlattık. Bu sayede, yaşlılarımızın sevdikleriyle daha kolay iletişim kurmalarına ve hayata daha aktif katılmalarına imkan sağlıyoruz. Geçtiğimiz yıl, Uluslararası Hayırseverlik Günü'nde başlattığımız bu süreç bugün yaptığımız çalıştayla somut adımlara dönüşüyor. Bu çalışma vesilesiyle, tüm katılımcılarımız 3 başlık altında görüşlerini paylaşacak ve birlikte bir yol haritası çizeceğiz. Ayrıca, şu 3 soruya cevap bulmaya çalışacağız. Sosyal sorumluluk projelerimizi nasıl daha kurumsal, ölçülebilir ve kalıcı etki üreten bir yapıya dönüştürebiliriz. Kapsayıcı ve uzun vadeli destek mekanizmalarını güçlendirerek toplumun tüm kesimlerine nasıl ulaşabiliriz. Kamu, akademi, özel sektör, sivil toplum ve bireyler arasında en yüksek toplumsal faydayı sağlayacak işbirliği modellerini nasıl geliştirebiliriz" şeklinde konuştu.

'SOSYAL SORUMLULUK EKOSİSTEMİ İNŞAA EDEBİLİRİZ'

Sosyal sorumluluk anlayışının zaman içinde dönüşüme uğradığını da belirten Göktaş, "Bildiğiniz üzere, sosyal sorumluluk anlayışı dünyada büyük bir dönüşüm gerçekleştirdi. 20. yüzyılda daha çok hayırseverlik bağışları ve sponsorluklarla sınırlıyken, 2000’lerden itibaren sürdürülebilir kalkınmanın ana aktörlerinden biri haline geldi. Artık kurumsal sosyal sorumluluk, şirketlerin stratejisinin ve marka değerinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Çok daha derin köklere sahip olan bu anlayış Türkiye’de de benzer bir dönüşüm gerçekleştirdi. Aşevlerinden kervansaraylara, darülacezelerden şifahanelere kadar toplumun her kesimine dokunan bir dayanışma mirasına sahibiz. Bu miras, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren şirketlerin bağış ve sponsorluklarla topluma katkı sunmasıyla devam etti. Bugün, etkili bir işbirliğiyle sosyal sorumluluğu kısa vadeli girişimlerin ötesine taşıyarak, kalıcı bir toplumsal etki yaratabiliriz. Hep birlikte gönüllülük, kapsayıcılık ve şeffaflık ilkeleriyle yürüttüğümüz çalışmaları, ölçülebilir ve sürdürülebilir etki yaratan bir sosyal sorumluluk ekosistemi inşa edebiliriz. 2025 Aile Yılı kapsamında yürüttüğümüz bu çalışma Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun da önemli yapı taşlarından birini oluşturacak" dye konuştu.

'154 MİLYAR TÜRK LİRASI FİNANSMANLA 202 KADIN GİRİŞİMCİMİZE DESTEKTE BULUNDUK'

Programda konuşan Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, "Kadın konusunu biz 'Türkiye'nin Mühendis Projesi' olarak ele alıyoruz ama her platformda her alanda ele alınması gereken bir konu. Bir bakan görürse bakan olabileceğini düşünüyor.Aslında hepimiz ne görürsek ona ulaşmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Ziraat Bankası Genel Müdürü Osman Arslan ise, "Kadınlarımıza yapılacak desteğin etkisi çok daha güçlüdür diye düşünüyoruz; çünkü toplumu inşa eden erkekler görünse bile arkada aslında kadınlardır; onların desteği ve emeğidir. Ülkemizin her kesiminde kadın girişimcilere ulaşmaya çalıştık. Bu geçen süre zarfında 154 milyar Türk liralık bir finansman desteği ve 202 bin kadın girişimcimize destekte bulunduk" dedi.