Antalya Haberleri

Balık’tan ‘asgari ücret’ analizi

Büyükşehir ve Serik Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Balık, Türkiye’deki asgari ücretli çalışan sayısının, Avrupa Birliği’ndeki tam 20 ülkenin toplam asgari ücretli sayısını geride bıraktığını belirterek, asgari ücretin artık bir ‘taban ücret’ değil, fiilen bir ortalama ücret haline geldiğini vurguladı

Abone Ol

Antalya Büyükşehir ve Serik Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Balık tarafından hazırlanan son analiz, Türkiye ekonomisindeki gelir adaletsizliğinin ulaştığı boyutu uluslararası verilerle gözler önüne serdi. Analize göre, Türkiye’de çalışan nüfusun yaklaşık yarısı (yüzde 50-57 bandında olduğu tahmin ediliyor) ya doğrudan asgari ücretle ya da asgari ücretin hemen üzerinde bir gelirle yaşamını sürdürüyor. Bu oran, Türkiye’yi Avrupa ve OECD karşılaştırmalarında açık ara zirveye taşıyarak, ekonominin asgari ücrete olan aşırı bağımlılığını teyit ediyor. Mehmet Balık, bu durumun, ekonomik büyümenin çalışan kesime yansımadığını ve ücret dağılımındaki dengenin yapısal bir biçimde bozulduğunu gösterdiğini ifade etti.

‘Avrupa ülkelerinde düşük’

Balık’a göre Eurostat verileriyle yapılan karşılaştırmalar, Türkiye’deki krizin boyutunu netleştiriyor. AB genelinde düşük ücretli oranı yüzde 14,7 seviyesindeyken, birçok Avrupa ülkesinde asgari ücretli oranı oldukça düşük; Çekya yüzde 2,6 Bulgaristan yüzde 13,0, Romanya yüzde 23,9, Yunanistan yüzde 21,7. Avrupa’nın büyük bir çoğunluğunda asgari ücret, işe yeni başlayanlar için bir başlangıç seviyesi olarak kabul ediliyor ve toplam çalışanların sadece yüzde 3 ila yüzde 5’i bu seviyede ücret alıyor. Türkiye’nin bu rakamları kat kat aşan asgari ücretli yoğunluğu, ülkeyi ‘Avrupa’nın asgari ücrete en bağımlı ekonomisi’ konumuna yerleştiriyor. OECD’nin 2023 İstihdam Raporu da, Türkiye’deki tablonun gelişmiş ülkeler ortalamasının çok uzağında olduğunu ortaya koyuyor. Ülkeler ve asgari ücret civarında çalışan oranı, Faransa yüzde 11, Almanya yüzde 8,4, ABD yüzde 6, İngiltere yüzde 7. Türkiye’deki asgari ücretli çalışan oranı, bu OECD ortalamalarının çok üzerinde kalarak, gelir adaletsizliğinin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal huzur ve sosyal barış açısından da ciddi bir risk taşıdığı değerlendirmesini beraberinde getiriyor.

‘Yapısal reform şart’

Mehmet Balık, bu yapısal sorunun çözümü için acil eylem çağrısında bulundu. Çözüm Önerileri ve Çağrı başlığı altında sıraladığı taleplerde, asgari ücretin öncelikle insanca yaşamı güvence altına alacak seviyeye yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Ücret politikalarının belirlenmesinde sadece rakamsal artışlara odaklanmak yerine; asgari ücretli oranı, bölgesel dağılım ve uluslararası karşılaştırma standartlarının dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Balık, çalışanların refah payını yükseltecek ve ücret adaletini sağlayacak yapısal düzenlemelerin derhal hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizerek analizini sonlandırdı.