Attalos Heykeli önündeki açıklamayı İHD Antalya Şubesi Eş Başkanı Ebedin Altınkaynak okudu. 1 Eylül’ün Dünya Barış Günü olarak kutlandığını hatırlatan Altınkaynak, “1 Eylül, Nazi Almanya’sının Polonya'yı işgal ederek on milyonlarca insanın ölümüne yol açan 2. Dünya savaşını başlattığı tarihtir. Unutmamak, unutturmamak için bu tarih barış günü olarak kutlanmaya başlandı. Ancak ne yazık ki, günümüzde savaşın ne olduğunu unutacak bir barış ikliminde yaşamıyoruz. Adına resmen 3. Dünya savaşı denilmese de bölgesel savaşlar, vekâlet savaşları yoluyla savaşın ve çatışmaların yayılarak devam ettiği ve ne yazık ki yer yer olağanlaştığı ve kanıksandığı bir dönemi yaşıyoruz. Birleşmiş Milletler, dünya barışının tesis edilmesi konusunda üzerine düşen görevini istenilen seviyede yerine getirmese de 19 Aralık 2016 tarihinde, Barış Hakkı Bildirisi kabul ve ilan ederek barış hakkının bir insan hakkı olduğunu tüm üye ülkelere hatırlatmıştır. Yine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi de 22 Haziran 2017 tarihinde verdiği karar ile ‘barış hakkının tüm üye ülkeler tarafından desteklenmesi’ gerektiğinin altını çizmiştir. Evet, barış hakkı insan hakkıdır ve barışın gününü kutlamak, savaşları tarihte kalmış tekrarlanmaması gereken olaylar olarak hatırlamak istiyoruz. Ama insan haklarının ayaklar altına alındığı bir ortamda ne yazık ki olmayan barışın gününü de kutlayamıyoruz” dedi.
‘Umudumuzu kaybetmiyoruz’
Altınkaynak, “Her gün savaşlarda katledilmiş, göç yollarında hayatlarını kaybetmiş sivil savaş mağdurlarının haberleriyle sarsılıyoruz. Geçtiğimiz yıldan bu yana hiçbir çatışma bölgesinde adil bir çözüm ve kalıcı bir barış sağlanamadığı gibi, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de bütün savaş kurallarının ihlal edildiği, 10 bini çocuk olmak üzere 40 bin kişinin hayatını kaybettiği, yerleşim yerlerinin, hastanelerin bombalandığı korkunç bir savaşın dehşetini yaşıyoruz. Yerleri, yurtları yerle bir edilmiş yüz binler gıdaya ve sağlık hizmetlerine erişememekte, yurtlarını terke zorlanmaktadırlar. Bölgedeki iç savaşların yaralarını henüz sarılamamışken, milyonlarca insan mülteci durumunda iken, yeni bir insani felaket yaşanmaktadır. Kalıcı bir ateşkes dahi sağlanamayan bu çatışma, açık ve yıkıcı bir bölgesel savaşı tetikleme riskini taşımaya devam etmektedir. Batılı ülkeler barış için çaba harcamak bir yana, Gazze’deki çatışmanın açık bir sivil katliamına dönüşmesine rağmen, İsrail’e açık siyasi ve askeri destek sağlayarak, bu katliama ortak oldular. Türkiye ise, İsrail’in savaş gücünü arttıracak şekilde, mal ve ürün sevkiyatı yaparak savaş desteği sundu. Tüm bunlara rağmen barışa dair umudumuzu kaybetmek istemiyoruz; önümüzdeki sürecin bütün insanlığın barış, insan hakları ve ekoloji bilincinin ve mücadelesinin büyüdüğü güçlü bir süreç olmasını umut ediyoruz” diye konuştu.
ESRA ALTUNKES