Bu köşeden çok değil 4 gün evvel, “Dünü bilmek gerekir” demiş.,
“Antalyaspor’un geçmişini iyi bileceksin ki, bugünün kıymeti anlaşılabilsin” olayına parmak basmıştık.
İşte o gün gelip, kapıya dayandı.
Nasıl mı?
Kaç kişi Kırmızı-Beyazlı ekibin yokluk içerisinde yıllarca var olma uğraşı verdiğini bilebilir?
Misal, deplasmana gidecek paranın pavyon hâsılatlarının faizle alınarak sabahın köründe takımın gittiği şehre gidildiğini?
Eski Atatürk Stadyumu’nun açık tribün altındaki bir odanın kulüp olarak kullanıldığını?
Antrenman yapılacak saha bulunmadığında, yine Atatürk Stadı’nın arkasındaki toprak zeminde futbolcuların idman yaptırıldığını kaç kişi hatırlar?
Karaalioğlu Parkı girişinde 2 odalı ev bozması binanın kulüp yapılarak idari hizmet yeri olarak kullanıldığını da bilen kaç kişi çıkar?
Hasan Subaşı’nın Antalya Belediye Başkanı seçilmesinden sonra, yine Karaalioğlu Parkı içerisindeki Nikâh Salonu’nun karşısındaki çay bahçesinin içerisindeki dört duvarlı yerin kulüp binası haline getirilip, oradan yönetildiğini ancak orta yaşlardaki spor düşkünü kişiler bilebilir.
Takımın kamp yapacak bir tane tesisi dahi yoktu..
Futbolcular evlerinden gelip, belli bir yerde toplanıp oynanacak müsabaka için stadın yolunu tutuyorlardı.
Antrenman sahası koca bir eziyetti. Zira Atatürk Stadı hafta içinin her günü bakımdaydı!..
Antalyaspor ilk tesisine, Hasan Subaşı’nın Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde kavuştu.
1996 yılında başlanan bugünkü Cam Piramit karşısındaki tesislerin yapımı 3 yıl sürdü, Mayıs 1998 yılında açılışı yapıldı.
Maçlara hazırlıklar, futbolcuların konaklamaları ve buna benzer tüm ihtiyaçlar bu tesiste karşılandı.
Tek kelimeyle, Kırmızı-Beyazlı ekip, 1998 yılından itibaren dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı sayesinde resmen göçebelikten kurtulmuş oldu.
O dönemde Antalyaspor Derneği, Genel Kurul kararıyla tesisin adına, “Hasan Subaşı” ismini verdi.
Ve bugün..
Antalyaspor, Avrupa’nın en güzide tesislerinden birisine sahip olmaya hazırlanıyor, hazırlandırılıyor.
Hem de, Döşemealtı ilçesi Yeşilbayır Mahallesi içerisinde yapımı yüzde 99.9 tamamlanan 135 dönümü kapsayan devasa tesise.
Üç yıl öncesine kadar tahsis olayı resmen arapsaçına dönmüştü. Ne var ki Menderes Türel’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine seçilmesiyle, gerek Antalyaspor Kulüp Derneği’nin girişimi, gerekse Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’in de destekleri, Türel’in de kararlı duruşu neticesinde Antalyaspor’un Avrupa’da örneği az bulunan özelliklerdeki tesisine kavuşmaya çok az bir süre kaldı.
Yeni tesisin içerisinde neler mi var?
Neler yok ki?
4 nizami futbol sahası, 2 küçük futbol sahası, antrenman sahası, kamp alanlı konaklama tesisleri, konforlu sporcu odaları, bin kişilik kapalı tribün, çok amaçlı kapalı spor salonu, tenis kortu, halı saha, Antalyaspor Futbol Okulu, fizyoterapi ve fizik tedavi merkezleri, futbol ve diğer branşlara uygun tam donanımlı fitness salonu, yarı olimpik yüzme havuzu, jakuzi, fizik tedavi havuzu, Antalyaspor Müzesi, 400 kişilik konferans salonu, restoranlar ve eğlence merkezleri.
Peki, bu tesisin adına ne isim konmalı?
Geçtiğimiz Pazar günü Bursa deplasmanına giden gazeteci dostlarımız ile yaptığımız fikir alış-verişinde çıkan ortak kanı: Menderes Türel.
Antalyaspor A.Ş Yönetim Kurulunun ortak kararı: Menderes Türel.
Antalyaspor Vakfı: Menderes Türel.
Ve yeni tesisin yer tahsisinin yapıldığı Antalyaspor Kulübü Derneği’nin, 09.11.2016 tarihinde yapılan toplantıda alınan yönetim kurulu kararına göre: Menderes Türel.
Antalyaspor camiasının bu konudaki görüşü mü merak ediliyor?
Bence onların görüşü de Menderes Türel’dir.
Zira, Antalyaspor ilk tesisine Hasan Subaşı sayesinde sahip olabilmiştir ve o tesisin adına da haklı olarak kendi ismi verilmiştir.
Her ne kadar isim verilme konusunda Menderes Türel mütevaziliği seçme yoluna gidiyor ise de, Antalyaspor’un ikinci tesisinin adı da, o tesis için varını yoğunu ortaya koyan Büyükşehir Belediye Başkanı’nın isminin verilmesine kimse karşı koyamaz, koymamalı.
“Döşemealtı Yeşilbayır Menderes Türel Tesisleri” Antalyaspor’a şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun..