Başkan Gültekin Gencer’i savunmak gibi bir niyetim yok.
Avukatı da değilim.
Geçtiğimiz sezon kendisini en ağır eleştiren gazetecilerin başında geldiğim unutulmasın.
Eleştirirken hiçbir zaman özel hayatına girmedim, belden aşağı vurmadım.
Eleştirilerim yönetim şeklineydi.
Sezon sonunda takımın küme düşmesiyle eleştirilerimde haklılık payım da ortaya çıktı.
Bugün yine aynı şeyleri yaparsa yine aynı sertlikte eleştireceğim bilinsin istiyorum.
Ancak yiğidi öldürürken hakkını da teslim etmek gerekir.
Bilindiği üzere Antalyaspor küme düştükten sonra olağanüstü kongreye gitti. Başkan Gencer aday çıkması halinde çekileceğini duyurdu. Kongre günü Antalyaspor Vakfı ve Antalyaspor Derneği başta olmak üzere Gencer’i destekleyince yeniden aday oldu ve başkanlık koltuğuna ikinci kez oturdu. Gencer kongrede takımın küme düşmesinde sorumluluğu bulunduğunu belirtip camiadan özür diledi. Sonrasında kolları sıvadı ve takımı yeniden Süper Lig’e çıkarmak için bir yönetim oluşturdu. Yönetimi oluştururken de hayli zorlandı. Kimse elini taşın altına koymadı. Birkaç işadamıyla yükü omuzladı. Yükü omuzlamakla kalmadılar, işlerini, güçlerini, evlerini ihmal ettiler. Yeri geldi ellerini ceplerine attılar. Üstelik yöneticilerin çoğu da Antalyalı olmamasına rağmen bunu yaptılar. Fakat ‘Antalyalıyım’ diye ortaya çıkanlar yönetime ağır hakaretlerde bulunuyor, eleştiriyor, yerden yere vuruyor.
Beyler, Gencer’i sevmeyebilirsiniz. Şahsına saygı da gösteremeyebilirsiniz. Ancak Antalyaspor başkanına herkes saygı göstermek zorundadır. Oturduğu koltuk büyük bir camiayı temsil ettiği için bunu yapmalısınız.