Antalya Kızıltoprak Katlı Kapalı Pazarı yapımı ve işletilmesiyle ilgili dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma davasında savcılık mütalaasını verdi. Sanıkların cezalandırılmasını isteyen savcılık, kooperatifin pazaryeri yapma ve işletme yetkisinin olmadığını vurguladı. Dönemin Antalya Seyyar ve Sabit Sebze Meyveciler Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı olan şimdinin esnaf odası başkanı Bülent Kaplan ile kooperatif yönetimi; Muratpaşa Kızıltoprak Katlı Kapalı Pazarının yapımı ve işletilmesi ile ilgili olarak dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla geçtiğimiz gün tekrar hâkim karşısına çıktı. 28 Mart 2019 tarihli iddianame sonrası Antalya 7’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın dördüncü celsesinde savcı mütalaasını verdi. Sanıkların olayın en başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket edip müştekiler aleyhine haksız menfaat temin ettiklerini anlattı. Savcılık makamı mütalaasında; sanıkların dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanmaktan cezalandırılmasını istedi. Duruşmaya bazı müştekiler ile sanık Bülent Kaplan geldi. 25 Haziran 2020 günü görülen davanın duruşması; savcı mütalaasına karşı savunma ve beyanlar verilmek üzere 19 Kasım 2020 gününe ertelendi. Bu tarihte davanın kara bağlanacağı tahmin ediliyor.
Dolandırıcılık kastıyla hareket
Savcılık mütalaasında kooperatifin mevzuata göre pazaryeri yapma ve işletme yetkisi olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak pazar yeri yaptığı ve bu pazar yerinin işletilmesi ile ilgili işlemler yaptığı, yatırım amacıyla pazaryerinden tezgah almak isteyen müştekileri kooperatife üye yaptıklarını söyleyerek pazar yeri tezgahı satma adı altında yüksek miktarda maddi menfaat temin ettikleri, ancak müştekilerin bu tezgahları hiçbir şekilde kullanamadan ve hak sahipliklerinin kendilerine bildirilmeden iptal edildiği, ayrıca kooperatif ortaklığından çıkarıldıkları, ancak bu kararın onaylı örneğinin kendilerine tebliğ edilmediği, ortaklıktan çıkarılan müştekilerin ortaklık payları kendilerine ödenmeden paylarına karşılık yeni ortaklar alındığı anlatıldı. ‘Sanıkların olayın en başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket edip müştekiler aleyhine haksız menfaat temin ettiklerini’ belirten savcılık makamı, sanıkların üzerilerine atılı suçların kamu kurum ve kuruluşlarını aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık ve kooperatif görevlerinden ötürü görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu belirterek cezalandırılmasını istedi.
13 müşteki 5 sanık
Davada sanıklar Bülent Kaplan ve o dönemdeki kooperatif yönetim kurulunda yer alan Arif Üstündağ, Koray Alptekin, Sadık Özgen, Sefa Pamuk’tan oluşan 5 isme; kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ile görevi kötüye kullanma suçlaması yöneltiliyor. O dönem Antalya Seyyar ve Sabit Sebze Meyveciler Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı olan Bülent Kaplan; şu anda Antalya Seyyar ve Sabit Sebze Meyveciler Odası Başkanı olarak görev yapıyor. Şebnem Firuzan Erdoğan, Aydın Erman, Ayşe Güneş, Ayşe Güliz Elbi, Emel İkiz, Fatih Kundu, Mehmet Bilgiç, Mehmet Taşkıran, Melahat Deş, Nazan Kırkaya, Şahin Savaş Sezer, Şevkiye Gedikli, Şule Göysal isimli 13 müşteki yer alıyor.
Akdeniz Manşet yazdı
Kamuoyu; Akdeniz Manşet gazetesinin 1 Ocak 2014’te ‘Kızıltoprak’ta neler oluyor’, 8 Nisan 2016’da ‘Pazar tezgâhının böylesi’ başlıklarıyla gündeme getirdiği pazar yeri satış skandalıyla ilgili davanın varlığından; 20 Eylül 2019 tarihli “Esnaf odası başkanı, dolandırıcılık sanığı” başlıklı haber ile haberdar olmuştu. Haberde; kooperatif yönetimince bir şirket üzerinden, pazarcı esnafı olsun olmasın herkese 2010’da fahiş olduğu ileri sürülen fiyatlarla pazar tezgâh yeri satıldığı sonrasında ise, “Sizin burada pazar tezgâhınız yok” denildiği iddiaları yer almıştı. 2010’da “Kızıltoprak’a sosyete pazarı yapıyoruz” diye piyasada ortalama 5-6 bin lira eden pazar yerlerinin; esnaf ve vatandaşa metrekaresi 3 bin liradan ortalama 30’ar bin liraya satıldığı ileri sürülünce iddiaların ayyuka çıktığı anlatılmıştı. Kooperatif yerine firma satmıştı
İddia o ki belediye ile esnaf odası pazar yapım işi için protokol yapmış, esnaf odası da pazar yeri yapmak için kanun gereği işi kooperatife vermişti. Pazar yapımı için ‘pazarcı esnafından para toplandıktan sonra’ kooperatif de bu iş için bir inşaat firmasıyla anlaşmıştı. ‘Pazarcı esnafından pazar yeri yapımı için toplanan bu paralara rağmen’ inşaatı tamamlayamayan kooperatif ise ‘borca mahsuben’, bartır olacak şekilde müteahhit firmaya onlarca tuhafiye tezgâhını satmıştı. Bu şekilde ise kooperatifin devreden çıkarıldığı ileri sürülmüştü. Bu konuda sıkıntı yaşanınca iddia o ki pazarı yapan Proçelik firması yetkililerinden Ahmet Bülent Önder, hemen yeni ortaklarla, Öge İnşaat isimli yeni bir firma kurmuştu. ‘Kooperatifin satması gereken’ onlarca pazar yerlerini, bu yeni firma toptan veya tek tek şekilde bir kısım vatandaşa pazarcı olsun ya da olmasın satmış ve onlarla sözleşme imzalamıştı. Bu kişiler pazarcı olmamasına rağmen kooperatife de üye yapılmış, ardından satın aldıkları tezgâh yerleri de iptal edilmişti. Bir süre sonrasında ise satılan bazı pazar tezgâhları iddiaya göre ikinci kez satışa çıkarılmıştı.
Sanıklar ve müştekiler ne demişti:
Sanık Bülent Kaplan ilk duruşmada suçlamaları kabul etmeyerek işi önce Proçelik firmasına, maddi sıkıntılar çıktığı için tamamlayamaması üzerine ardından Öge firmasına verdiklerini beyan etmişti. Ancak her iki şirketin ortağı da Ahmet Bülent Önder isimli kişiydi. Önder aynı zamanda Öge firmasının da şirket yetkilisiydi. Kaplan ifadesinde özetle, “Öge firmasına toplam 80-90 arası pazar tezgâhı verdik. Daha sonra bu firma müştekilere pazar tezgâhlarını satmış” demişti. “Ben kimseyi dolandırmadım, müştekilerin yaşadığı sıkıntı; belediyenin aldığı kararlardan kaynaklanmaktadır” diyerek topu Muratpaşa Belediyesine atan Kaplan; beraatine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini istemişti. Tüm sanıklar firmanın pazar yeri inşaatını bitirdiğini, ardından kooperatif olarak burayı esnaf odasına devrettiklerini, pazar yerlerini müştekilere firmanın sattığını, firmanın bildirdiği kişileri de kooperatife üye yaptıklarını, kimseyi de Öge firmasına yönlendirmediklerini öne sürmüştü. Müştekiler ise pazar yerini firmadan satın aldıktan sonra firmanın kendilerine kooperatif hissesi sattığını, satım aşamasında fiilen pazarcılık yapmalarının önemli olmadığının vurgulandığını, pazarcılar kooperatifine üye yapıldıklarını, hiçbir ihtar ya da tebligat gelmeden pazar yerlerinin encümen kararıyla iptal edildiğini, kooperatifte üyelikten çıkarıldıklarını, mernis adresleri belli olmasına rağmen farklı farklı yerlere tebligatlar gönderildiğini öne sürmüştü.
İddianamede neler var:
Suç tarihi 2008-2015 yılları arası, suç yeri Antalya merkez olarak belirtilen davanın
iddianamesi; 28 Mart 2019 tarihinde Cumhuriyet Savcısı Nihat Erol tarafından hazırlandı. Dosyada deliller arasında Ticaret Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Başmüfettişi tarafından hazırlanan 05/10/2018 tarihli soruşturma raporu, dağıtılan el ilanları, gazete haberleri, tahsilat makbuzları, Antalya Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün yazısı, kooperatife ortaklık kaydının yapıldığına dair belge, hak sahipliklerinin iptal edildiğine dair Muratpaşa Belediyesinin yazısı da yer alıyor. İddianameye göre müştekiler, yatırım amacıyla pazar yeri tezgâhı satın almak için; pazar yerinin yapımını üstlenen inşaat şirketi Öge firması hesabına çeşitli miktarlarda paralar yatırdı. Ancak bu kişiler; pazar yeri tezgâhlarını hiç kullanamadan hak sahiplikleri iptal edildi. Vatandaş, bunun üzerine dolandırıldığını iddia ederek basın mensuplarına başvurdu, ayrıca savcılığa da şikâyette bulundu. Ardından yıllardır süren soruşturma başladı. 13 Ocak 2009 günü temeli atılan 320 esnaf kapasiteli, 3 bin 600 metrekarelik, 2 katlı kapalı pazarın açılışı gecikmiş, 8 ayda bitmesi gereken pazar Eylül 2009 yerine 27 Mayıs 2011’de CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal tarafından açılabilmiş ama 2016’ya kadar faaliyete geçememişti. Kooperatifin eksik kura çektiği, sosyete pazarı adı altında farklı ve fahiş fiyatlara pazar yeri satıldığı, pazarcı ya da kooperatif üyesi olmayana da yer satıldığı, 250’yi aşkın pazar yerinin hukuka aykırı olarak alacağa mahsuben firmaya satıldığı, kooperatif kanununa aykırı davranıldığı, kamunun zarara uğradığı ile sürülmüştü.
Pazarı yapan müteahhit de şikâyetçi
Geçtiğimiz günkü duruşmada Hacı Mehmet Şevki Gezmiş’in şikayet dilekçesi ve katılma talebi de alındı. Tanık Ahmet Hamdi İkizer; duruşmaya, adına çıkartılan zorla getirme emrine istinaden katıldı. Ahmet Hamdi Ekizer beyanında “Ben Öge İnşaat Emlak Yatırım Ltd. Şti’nin ortağıyım. Olay zamanında da bu firmanın yönetim kurulu başkanıydım. Esnaf odası aracılığıyla pazar yerlerinin yapımı konusunu üstlendik. Bize 90 adetten fazla pazar tezgâhı verildi. Müştekiler ile sanıkları buluşturan da benim. Pazar yerini yap-işlet yöntemiyle yapacaktık. Bu sözleşmeyi iki nüsha halinde imzalamıştık. Bu sözleşmenin fotokopisi bendedir, bulduğum takdirde ayrıca mahkemeye sunacağım. Hâlâ bende sanıklardan alacaklıyım. Bende müştekilerin dolandırıldığını düşünüyorum. Hatta sosyal medya da Muratpaşa Mağdurlan Platformu adı altında bir grup kurdum. Tüm mağdurları bir araya toplamaya çalıştım. O platformda paylaştığım her şeyde delil niteliğinde kabul edilebilir. Sanıklardan alacaklı olduğuma dair de dava açmış değilim ancak açmayı düşünüyorum. Sanıklar, müştekileri gözden çıkarmışlardır. Pazar yerinin üç kez üst üste açılmaması halinde pazar sahipliğinin iptaline karar verileceği hükmü tamamen odanın yetkisindedir. Müştekilerin de bu konudan bilgi sahibi olduğunu düşünmüyorum. Dönemin Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen ilk olarak pazar yerinin yapımı konusunda Pro-Çelik (Proçelik) isimli firma ile anlaşmıştır. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen bu firma bu işi yapamadı ve battı. Bunun üzerine benim firmam ile iletişime geçtiler bende bu işi üstlendim ve layıkı ile yerine getirdim. Sanıklardan da bir milyon 430 bin lira alacağım vardır. Bu işi ne belediye ne de esnaf odası üstlendi. Bu işin sorumlusu kimdir o zaman bende bilemiyorum. Müştekilerin sanıklar taralından dolandırıldığını da düşünüyorum” dedi.
Dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma
Davada cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı verdiği mütalaasında oda başkanı Bülent Kaplan dahil sanıkların cezalandırılmasını istedi. Mütalaada şu ifadelere yer verildi: “Antalya 7.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/184 Esas sayılı dosyasında bulunan delil, bilgi ve beyanlar hep birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar sanıkların müştekiler Emel İkiz ve Şule Göysal dolandırıp görevi kötüye kullandıkları iddiasıyla haklarında kamu davası açılmış ise de; adı geçen müştekilerin yargılama esnasında alınan beyanlarında her hangi bir zararlarının olmadığını beyan ettikleri, dolayısıyla dolandırıcılık suçunun hile, aldatma ve haksız menfaat teminin bu olay itibariyle oluşmadığı değerlendirildiğinden dosya kapsamı itibariyle yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle sanıklar hakkında CMKnın 223/2-a maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi;
sanık Bülent Kaplan'ın Antalya Seyyar ve Sabit Sebze Meyveciler Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı diğer sanıklar Arif Üstündağ, Koray Alptekin, Sadık Özgen, Sefa Pamuk’un aynı kooperatifin Yönetim Kurulu üyesi oldukları, kooperatifin mevzuata göre pazaryeri yapma ve işletme yetkisi olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak pazar yeri yaptığı, ve bu pazar yerinin işletilmesi ile ilgili işlemler yaptığı, yatırım amacıyla pazaryerinden tezgah almak isteyen müştekiler Şebnem Firuzan, Aydın Erman, Ayşe Güneş. Ayşe Güliz ELBİ, fatih Kundu, Mehmet Bilgiç, Mehmet Taşkıran, Melahat Deş, Nazan Kırkaya. Şahin Savaş Sezer ve Şevkiye Gedikli’yi kooperatife üye yaptıklarını söyleyerek pazar yeri tezgahı satma adı altında yüksek miktarda maddi menfaat temin ettikleri, ancak müştekilerin bu tezgahları hiçbir şekilde kullanamadan ve hak sahipliklerinin kendilerine bildirilmeden iptal edildiği, ayrıca kooperatif ortaklığından çıkarıldıkları, ancak bu kararın onaylı örneğinin kendilerine tebliğ edilmediği, ortaklıktan çıkarılan müştekilerin ortaklık payları kendilerine ödenmeden paylarına karşılık yeni ortaklar alındığı, sanıkların aşamalarda alınan savunmalarında her ne kadar atılı suçlamaları kabul etmedikleri görülse de suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılan beyanlarına başsavcılığımızca itibar edilmediği, tüm bu süreçte sanıkların Kooperatifin yönelim kurulu üyesi oldukları, müştekilere pazaryeri hisse devirlerinin her ne kadar Öge İnşaat şirket yetkilisi taralından yapıldığı belirtilse de bu tarihte Kooperatif Yönetim Kurulu Üyesi olan sanıkların bilgisi dahilinde ilanların yapıldığı ve devir işlemlerinin gerçekleştiği, sanıkların olayın en başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket edip müştekiler aleyhine haksız menfaat temin ettikleri, sanıklar üzerilerine atılı suçların kamu kurum ve kuruluşlarını aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık ve kooperatif görevlerinden ötürü görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, sanıkların eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaleti ile 158/i.h, (mağdur sayısınca) 257/1, 43/1, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi talep ve mütalaa olunur.”
Şükrü AĞIRMAN
Dolandırıcılık kastıyla hareket
Savcılık mütalaasında kooperatifin mevzuata göre pazaryeri yapma ve işletme yetkisi olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak pazar yeri yaptığı ve bu pazar yerinin işletilmesi ile ilgili işlemler yaptığı, yatırım amacıyla pazaryerinden tezgah almak isteyen müştekileri kooperatife üye yaptıklarını söyleyerek pazar yeri tezgahı satma adı altında yüksek miktarda maddi menfaat temin ettikleri, ancak müştekilerin bu tezgahları hiçbir şekilde kullanamadan ve hak sahipliklerinin kendilerine bildirilmeden iptal edildiği, ayrıca kooperatif ortaklığından çıkarıldıkları, ancak bu kararın onaylı örneğinin kendilerine tebliğ edilmediği, ortaklıktan çıkarılan müştekilerin ortaklık payları kendilerine ödenmeden paylarına karşılık yeni ortaklar alındığı anlatıldı. ‘Sanıkların olayın en başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket edip müştekiler aleyhine haksız menfaat temin ettiklerini’ belirten savcılık makamı, sanıkların üzerilerine atılı suçların kamu kurum ve kuruluşlarını aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık ve kooperatif görevlerinden ötürü görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu belirterek cezalandırılmasını istedi.
13 müşteki 5 sanık
Davada sanıklar Bülent Kaplan ve o dönemdeki kooperatif yönetim kurulunda yer alan Arif Üstündağ, Koray Alptekin, Sadık Özgen, Sefa Pamuk’tan oluşan 5 isme; kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ile görevi kötüye kullanma suçlaması yöneltiliyor. O dönem Antalya Seyyar ve Sabit Sebze Meyveciler Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı olan Bülent Kaplan; şu anda Antalya Seyyar ve Sabit Sebze Meyveciler Odası Başkanı olarak görev yapıyor. Şebnem Firuzan Erdoğan, Aydın Erman, Ayşe Güneş, Ayşe Güliz Elbi, Emel İkiz, Fatih Kundu, Mehmet Bilgiç, Mehmet Taşkıran, Melahat Deş, Nazan Kırkaya, Şahin Savaş Sezer, Şevkiye Gedikli, Şule Göysal isimli 13 müşteki yer alıyor.
Akdeniz Manşet yazdı
Kamuoyu; Akdeniz Manşet gazetesinin 1 Ocak 2014’te ‘Kızıltoprak’ta neler oluyor’, 8 Nisan 2016’da ‘Pazar tezgâhının böylesi’ başlıklarıyla gündeme getirdiği pazar yeri satış skandalıyla ilgili davanın varlığından; 20 Eylül 2019 tarihli “Esnaf odası başkanı, dolandırıcılık sanığı” başlıklı haber ile haberdar olmuştu. Haberde; kooperatif yönetimince bir şirket üzerinden, pazarcı esnafı olsun olmasın herkese 2010’da fahiş olduğu ileri sürülen fiyatlarla pazar tezgâh yeri satıldığı sonrasında ise, “Sizin burada pazar tezgâhınız yok” denildiği iddiaları yer almıştı. 2010’da “Kızıltoprak’a sosyete pazarı yapıyoruz” diye piyasada ortalama 5-6 bin lira eden pazar yerlerinin; esnaf ve vatandaşa metrekaresi 3 bin liradan ortalama 30’ar bin liraya satıldığı ileri sürülünce iddiaların ayyuka çıktığı anlatılmıştı.
İLGİLİ HABER
Esnaf odası başkanı, dolandırıcılık sanığıİddia o ki belediye ile esnaf odası pazar yapım işi için protokol yapmış, esnaf odası da pazar yeri yapmak için kanun gereği işi kooperatife vermişti. Pazar yapımı için ‘pazarcı esnafından para toplandıktan sonra’ kooperatif de bu iş için bir inşaat firmasıyla anlaşmıştı. ‘Pazarcı esnafından pazar yeri yapımı için toplanan bu paralara rağmen’ inşaatı tamamlayamayan kooperatif ise ‘borca mahsuben’, bartır olacak şekilde müteahhit firmaya onlarca tuhafiye tezgâhını satmıştı. Bu şekilde ise kooperatifin devreden çıkarıldığı ileri sürülmüştü. Bu konuda sıkıntı yaşanınca iddia o ki pazarı yapan Proçelik firması yetkililerinden Ahmet Bülent Önder, hemen yeni ortaklarla, Öge İnşaat isimli yeni bir firma kurmuştu. ‘Kooperatifin satması gereken’ onlarca pazar yerlerini, bu yeni firma toptan veya tek tek şekilde bir kısım vatandaşa pazarcı olsun ya da olmasın satmış ve onlarla sözleşme imzalamıştı. Bu kişiler pazarcı olmamasına rağmen kooperatife de üye yapılmış, ardından satın aldıkları tezgâh yerleri de iptal edilmişti. Bir süre sonrasında ise satılan bazı pazar tezgâhları iddiaya göre ikinci kez satışa çıkarılmıştı.
Sanıklar ve müştekiler ne demişti:
Sanık Bülent Kaplan ilk duruşmada suçlamaları kabul etmeyerek işi önce Proçelik firmasına, maddi sıkıntılar çıktığı için tamamlayamaması üzerine ardından Öge firmasına verdiklerini beyan etmişti. Ancak her iki şirketin ortağı da Ahmet Bülent Önder isimli kişiydi. Önder aynı zamanda Öge firmasının da şirket yetkilisiydi. Kaplan ifadesinde özetle, “Öge firmasına toplam 80-90 arası pazar tezgâhı verdik. Daha sonra bu firma müştekilere pazar tezgâhlarını satmış” demişti. “Ben kimseyi dolandırmadım, müştekilerin yaşadığı sıkıntı; belediyenin aldığı kararlardan kaynaklanmaktadır” diyerek topu Muratpaşa Belediyesine atan Kaplan; beraatine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini istemişti. Tüm sanıklar firmanın pazar yeri inşaatını bitirdiğini, ardından kooperatif olarak burayı esnaf odasına devrettiklerini, pazar yerlerini müştekilere firmanın sattığını, firmanın bildirdiği kişileri de kooperatife üye yaptıklarını, kimseyi de Öge firmasına yönlendirmediklerini öne sürmüştü. Müştekiler ise pazar yerini firmadan satın aldıktan sonra firmanın kendilerine kooperatif hissesi sattığını, satım aşamasında fiilen pazarcılık yapmalarının önemli olmadığının vurgulandığını, pazarcılar kooperatifine üye yapıldıklarını, hiçbir ihtar ya da tebligat gelmeden pazar yerlerinin encümen kararıyla iptal edildiğini, kooperatifte üyelikten çıkarıldıklarını, mernis adresleri belli olmasına rağmen farklı farklı yerlere tebligatlar gönderildiğini öne sürmüştü.
İddianamede neler var:
Suç tarihi 2008-2015 yılları arası, suç yeri Antalya merkez olarak belirtilen davanın
iddianamesi; 28 Mart 2019 tarihinde Cumhuriyet Savcısı Nihat Erol tarafından hazırlandı. Dosyada deliller arasında Ticaret Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Başmüfettişi tarafından hazırlanan 05/10/2018 tarihli soruşturma raporu, dağıtılan el ilanları, gazete haberleri, tahsilat makbuzları, Antalya Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün yazısı, kooperatife ortaklık kaydının yapıldığına dair belge, hak sahipliklerinin iptal edildiğine dair Muratpaşa Belediyesinin yazısı da yer alıyor. İddianameye göre müştekiler, yatırım amacıyla pazar yeri tezgâhı satın almak için; pazar yerinin yapımını üstlenen inşaat şirketi Öge firması hesabına çeşitli miktarlarda paralar yatırdı. Ancak bu kişiler; pazar yeri tezgâhlarını hiç kullanamadan hak sahiplikleri iptal edildi. Vatandaş, bunun üzerine dolandırıldığını iddia ederek basın mensuplarına başvurdu, ayrıca savcılığa da şikâyette bulundu. Ardından yıllardır süren soruşturma başladı. 13 Ocak 2009 günü temeli atılan 320 esnaf kapasiteli, 3 bin 600 metrekarelik, 2 katlı kapalı pazarın açılışı gecikmiş, 8 ayda bitmesi gereken pazar Eylül 2009 yerine 27 Mayıs 2011’de CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal tarafından açılabilmiş ama 2016’ya kadar faaliyete geçememişti. Kooperatifin eksik kura çektiği, sosyete pazarı adı altında farklı ve fahiş fiyatlara pazar yeri satıldığı, pazarcı ya da kooperatif üyesi olmayana da yer satıldığı, 250’yi aşkın pazar yerinin hukuka aykırı olarak alacağa mahsuben firmaya satıldığı, kooperatif kanununa aykırı davranıldığı, kamunun zarara uğradığı ile sürülmüştü.
Pazarı yapan müteahhit de şikâyetçi
Geçtiğimiz günkü duruşmada Hacı Mehmet Şevki Gezmiş’in şikayet dilekçesi ve katılma talebi de alındı. Tanık Ahmet Hamdi İkizer; duruşmaya, adına çıkartılan zorla getirme emrine istinaden katıldı. Ahmet Hamdi Ekizer beyanında “Ben Öge İnşaat Emlak Yatırım Ltd. Şti’nin ortağıyım. Olay zamanında da bu firmanın yönetim kurulu başkanıydım. Esnaf odası aracılığıyla pazar yerlerinin yapımı konusunu üstlendik. Bize 90 adetten fazla pazar tezgâhı verildi. Müştekiler ile sanıkları buluşturan da benim. Pazar yerini yap-işlet yöntemiyle yapacaktık. Bu sözleşmeyi iki nüsha halinde imzalamıştık. Bu sözleşmenin fotokopisi bendedir, bulduğum takdirde ayrıca mahkemeye sunacağım. Hâlâ bende sanıklardan alacaklıyım. Bende müştekilerin dolandırıldığını düşünüyorum. Hatta sosyal medya da Muratpaşa Mağdurlan Platformu adı altında bir grup kurdum. Tüm mağdurları bir araya toplamaya çalıştım. O platformda paylaştığım her şeyde delil niteliğinde kabul edilebilir. Sanıklardan alacaklı olduğuma dair de dava açmış değilim ancak açmayı düşünüyorum. Sanıklar, müştekileri gözden çıkarmışlardır. Pazar yerinin üç kez üst üste açılmaması halinde pazar sahipliğinin iptaline karar verileceği hükmü tamamen odanın yetkisindedir. Müştekilerin de bu konudan bilgi sahibi olduğunu düşünmüyorum. Dönemin Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen ilk olarak pazar yerinin yapımı konusunda Pro-Çelik (Proçelik) isimli firma ile anlaşmıştır. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen bu firma bu işi yapamadı ve battı. Bunun üzerine benim firmam ile iletişime geçtiler bende bu işi üstlendim ve layıkı ile yerine getirdim. Sanıklardan da bir milyon 430 bin lira alacağım vardır. Bu işi ne belediye ne de esnaf odası üstlendi. Bu işin sorumlusu kimdir o zaman bende bilemiyorum. Müştekilerin sanıklar taralından dolandırıldığını da düşünüyorum” dedi.
Dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma
Davada cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı verdiği mütalaasında oda başkanı Bülent Kaplan dahil sanıkların cezalandırılmasını istedi. Mütalaada şu ifadelere yer verildi: “Antalya 7.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/184 Esas sayılı dosyasında bulunan delil, bilgi ve beyanlar hep birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar sanıkların müştekiler Emel İkiz ve Şule Göysal dolandırıp görevi kötüye kullandıkları iddiasıyla haklarında kamu davası açılmış ise de; adı geçen müştekilerin yargılama esnasında alınan beyanlarında her hangi bir zararlarının olmadığını beyan ettikleri, dolayısıyla dolandırıcılık suçunun hile, aldatma ve haksız menfaat teminin bu olay itibariyle oluşmadığı değerlendirildiğinden dosya kapsamı itibariyle yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle sanıklar hakkında CMKnın 223/2-a maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi;
sanık Bülent Kaplan'ın Antalya Seyyar ve Sabit Sebze Meyveciler Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı diğer sanıklar Arif Üstündağ, Koray Alptekin, Sadık Özgen, Sefa Pamuk’un aynı kooperatifin Yönetim Kurulu üyesi oldukları, kooperatifin mevzuata göre pazaryeri yapma ve işletme yetkisi olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak pazar yeri yaptığı, ve bu pazar yerinin işletilmesi ile ilgili işlemler yaptığı, yatırım amacıyla pazaryerinden tezgah almak isteyen müştekiler Şebnem Firuzan, Aydın Erman, Ayşe Güneş. Ayşe Güliz ELBİ, fatih Kundu, Mehmet Bilgiç, Mehmet Taşkıran, Melahat Deş, Nazan Kırkaya. Şahin Savaş Sezer ve Şevkiye Gedikli’yi kooperatife üye yaptıklarını söyleyerek pazar yeri tezgahı satma adı altında yüksek miktarda maddi menfaat temin ettikleri, ancak müştekilerin bu tezgahları hiçbir şekilde kullanamadan ve hak sahipliklerinin kendilerine bildirilmeden iptal edildiği, ayrıca kooperatif ortaklığından çıkarıldıkları, ancak bu kararın onaylı örneğinin kendilerine tebliğ edilmediği, ortaklıktan çıkarılan müştekilerin ortaklık payları kendilerine ödenmeden paylarına karşılık yeni ortaklar alındığı, sanıkların aşamalarda alınan savunmalarında her ne kadar atılı suçlamaları kabul etmedikleri görülse de suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılan beyanlarına başsavcılığımızca itibar edilmediği, tüm bu süreçte sanıkların Kooperatifin yönelim kurulu üyesi oldukları, müştekilere pazaryeri hisse devirlerinin her ne kadar Öge İnşaat şirket yetkilisi taralından yapıldığı belirtilse de bu tarihte Kooperatif Yönetim Kurulu Üyesi olan sanıkların bilgisi dahilinde ilanların yapıldığı ve devir işlemlerinin gerçekleştiği, sanıkların olayın en başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket edip müştekiler aleyhine haksız menfaat temin ettikleri, sanıklar üzerilerine atılı suçların kamu kurum ve kuruluşlarını aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık ve kooperatif görevlerinden ötürü görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, sanıkların eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaleti ile 158/i.h, (mağdur sayısınca) 257/1, 43/1, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi talep ve mütalaa olunur.”
Şükrü AĞIRMAN