Türkiye Basketbol Federasyonu’nun asli görevi basketbolu 81 ile adaletli bir şekilde yaymak olmalıdır.
Ama maalesef bu olmuyor.
Özellikle de basketbolun okullara yayılması konusunda illerdeki Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri kadrolu basketbol antrenörlerini okullarda çalışsın diye gönderiyor. İl müdürlüklerinin bazı kadrolu antrenörleri önce okul müdürüne gidip kendisine ekstra maaş istiyor, istediğini veren okulda çalışıyor. Oradan yetenekli çocukları Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri’nin spor kulüplerine lisansını çıkarıyor. Orada maddi durumu iyi olan ailelerden de kendisine rant sağlıyor. Daha sonrasında da çocuk biraz kabiliyetliyse üst ligdeki bir takıma gönderiyor ve burada da kulüpten kendisine menfaat sağlıyor.
Alt yapı kız-erkek milli takımları seçmeleri ise tamamen göstermelik. Onlarca çocuğu pilot illerde toplayarak federasyonda yetersiz kulüplü antrenörleri gönderip hangi kıstasların göz önüne alındığı meçhul kişilerle yapıyor.
Ve seçme yaptırılan sistem başlı başına yanlışlarla dolu.
Örneğin beş benzemez gibi hayatlarında ilk defa birbirini görmüş çocuklara 3×3 yaptırılıyor ve o grubun esas takımları zaten önceden belli.
Federasyon buna hayır diyecek tabii ki ama bunun böyle olduğunu tüm basketbol camiası biliyor.
Bir yanlış da kadınlarda ve erkeklerde Anadolu kupası ve lige terfi maçlarının kaldırılmış olması.
Basketbolun gelişmesinin başrol oyuncusu bütün liglerde katılım ücretlerini ve taahhütleri astronomik hale getirdi.
Kulüpler bu yüzden bazı kötü niyetli kişi ve şirketlerin eline geçmeye başladı.
Türkiye Basketbol Federasyonu Süper Lig’deki belli başlı takımların federasyonu olmaktan çıkıp 81 ile bakın 81 il diyorum İstanbul, Ankara, İzmir dahil ve tabii ki tüm Anadolu’ya hamle programı düzenleyip uygulamaya koymalıdır.
Yoksa alt yapısıyla, üst ligleriyle kendimizi aldatmaya devam eder ve milli takımlarımızda astronomik paralar vererek yabancı basketbolcuları oynatmaya devam ederiz.
Gönlünüz dostluk ve basketbol dolsun.