Bayramın ardından..

Mübarek Ramazan’ın ardından Ramazan Bayramı’nı da geride bıraktık. Gerek ülkemizde gerekse İslam coğrafyasının birçok noktasında büyük sorunlar yaşanmasına rağmen yüce Allah’ın bize bahşettiği Bayramı en iyi şekilde idrak etmeye çalıştık.

Hayat varsa sorun vardır. Bu dünyada hiçbir zaman ‘mutlak Cennet’i yaşamak mümkün değil. haliyle her şeyin dört dörtlük olmasını bekleyemeyiz. Zaman zaman çeşitli sorunlarla boğuşuyor da olsak, bu mübarek günleri olabildiğince iyi bir şekilde değerlendirmek ve bayramları bayram gibi yaşamak gerek.

Nitekim, Ramazan, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da günahlardan arınma diye vasıflandırılan mübarek bir ay. Dolayısıyla bu ayın sonunda Müminler bayram eder. Bayram öncesinde imkanı olanlar fıtır sadakası verir ve kendilerine bahşedilenlerden ötürü yüce Yaradan’a şükrederler. Bayram namazlarında tüm müminler bir araya gelip bayramlaşırlar. Büyüklerini ziyaret edip hayır dualarını almaya çalışırlar. Küçüklerini de küçük de olsa hediyelerle memnun etmeye dikkat ederler. Yetimlerin başını okşar, mazlumların acılarını az da olsa gidermeye gayret gösterirler. Bayramı hızlı geçen hayat şartları içinde bir tatil fırsatı gibi değerlendirip şehir dışına, tatil beldelerine kaçmayı tercih etmezler mesela…

Biz de kendi aile çevremizde bayramı olması gerektiği şekilde geçirmeye özen gösterdik. Baba rahmetlik, anne uzakta olunca biz de burada anne ve baba yerine koyduğumuz büyüklerimizin ellerini öpmeye gittik. Bayramlarını kutlayıp hayır dualarını aldık. Hısım, akraba, eş, dost ziyaretlerine gittik ailecek. Eskiden ailenin en büyüğünün evinde toplanılırdı bayram sabahları. Bayram evi orası olurdu. İlk gün bunu yapamadık belki ama ikinci gün bizim ev bayram evine döndü. Yıllardır özlemini çektiğimiz ortama nihayet bu bayram kavuştuk. Gidemediğimiz büyüklerimizi, dostlarımızı, arkadaşlarımızı telefonla arayarak bayramlarını kutladık. Günümüzde kullanılan diğer bayramlaşma mecraları telefon, mail, sms, whatsapp, facebook ve twitter’den gelen kutlama mesajlarına cevap verdik her ne kadar tasvip ediyor olmasak da…

Sonuç olarak bir dini bayramı daha idrak ettik. Tabii dünyanın farklı bölgelerinde Müslümanların çok zor şartlarda bayramlarını geçirdikleri gerçeği de tüm sohbetlerimizin en önemli konusuydu. Onların dertleriyle kısmen dertlensek de çektikleri acıları hafifletememek, onların daha iyi şartlarda yaşayabilmelerini sağlayamamak hepimizin içinde büyük bir burukluk olarak kaldı. Allah’ın imtihanı biz kullarının iyi ve kötü tüm şartlarda nasıl davrandığımızla alakalı sanırım. Burada belki en önemli husus, insani ilişkileri daima canlı tutmak, birbirimizi sürekli uyarmak, iyiliğin yayılması ve kötülüklerin engellenmesi amacını hiç bir zaman unutmamak.

Allah hepimizi daha nice güzel bayramlara eriştirsin. Zor durumda olan kardeşlerimizin dertleriyle dertlenebilmeyi ve onların yardımına koşabilmeyi nasip etsin.