Belediye aracıyla toprak hırsızlığı!
Ve çalışmaya başlar.
Çiftlik evin sahipleri çiftliğe az uğrar, genelde İstanbul’da yaşadıklarından, Hasan kendi ailesiyle hem bekçilik yapar, hem çiftliğe göz kulak olur.
Geçtiğimiz Pazar akşamı saatler 21.15’i gösterdiği sırada, 14-15 damperli kamyon, 2 kepçe, 1 arazöz ve 1 tane de binek araç çiftlik evinin sınırları içerisinde bir takım çalışma yapmaya başlar.
Bekçi Hasan ne olduğunu görmek için iş makineleri ve kamyonların bulunduğu yere gider bir de ne görsün, kendi sınırları içerisinden kamyonlara toprak dolduruluyor.
Gözüne, damperli kamyonların üzerindeki, “Muratpaşa Belediyesi” ibaresi ilişir.
Gariban bekçi hemen telefona sarılır ve İstanbul’daki patronunu arayıp konuyu bildirir. Patronu oradaki görevlilerden birisini telefona ister, kısa bir telefon görüşmesinin ardından görevli telefonu bekçiye verir, oradaki araç sürücülerine dönerek, “Buradan en seri şekilde ayrılıyoruz” diye haykırır ve kendisi de beyaz arabaya biner, 17-18 araçlık konvoy kaçarcasına çiftlik ev mıntıkasından uzaklaşırlar.
Bülent Eyilik’i sever, sayarım. 17 yıla yakın bir süre ekmeğini yedim. O çiftlik evin sahibi Bülent Eyilik’dir ve dün bana bu olayı anlattığında kulaklarıma inanamadım, “Demek seninle telefonda görüştükten sonra kaçarcasına oradan uzaklaştılar” dememle
Ne uzaklaşması. Benden zılgıtı yemesiyle resmen kaçmışlar. Bu ne cürettir ki, belediyenin resmi plakalı kamyonları, iş makineleri ve belediye binek aracıyla hiç de hakkı olmadığı özel bir mülkten kamyonlar dolusu toprak hırsızlığı.”
“Düşünsene Vedat. Belediye’nin 20’ye yakın aracıyla hem de Pazar akşamı özel bir mülkten kamyonlar dolusu toprak alımının adına ne konur?” diyordu Eyilik.
Gerçekten bunun adı nedir?
Bülent Eyilik sorunun cevabını bulabilmek adına, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen’i telefon ile arar. Konuyu anlatır ve Evcilmen’in verdiği cevap
“Bir ihtiyacımız da yok. Neden öyle yapmışlar ki” olur.
Bu cevap aynı zamanda, “Biz ihtiyaç duyduğumuz her şeyi, her an, hiç kimseye haber verme gereği bile duymadan alırız” mı oluyor ki?
Özellikle kamyonların kapılarının üzerinde Muratpaşa Belediyesi yazıyormuş-ki zaten Muratpaşa Belediyesi’nin işlerini yapan araçların çoğunun plakası 07 dahi değil. Fakat çiftlik evi bekçisi bir kamyonun plakasını kaçarken zor da olsa, kalemi olmadığı için ayakkabısıyla toprağın üzerine yazabilmiş.
O da 07 KD 122.
Çiftlik evinin bekçisi Hasan Aktaş ile dün birkaç kez telefonla görüştüm. Pazar akşamı gerçekleşen olayı kendisiyle her telefon konuşmamda resmen aynen yaşıyor gibiydi.
Olay savcılığa dün sabah itibariyle avukatlar aracılığıyla intikal ettirilmiş.
Şimdi bunun adına, Bülent Eyilik’in dediği gibi, “Resmi plakalı araçlarla toprak hırsızlığı” mı konacak.
Yoksa, “Belediye aracıyla toprak hırsızlığı” mı?
Hani, “Sap ile samanı., İş ile çişi.” Ve buna benzer bir yığın tiplemeleri yan yana koyarsın da.,
Hepsi de cuk diye oturur.
Belediye’nin 20 yakın aracını şahsi işin için mi kullanıyorsun, yoksa resmi iş için mi?
Resmi iş içinse, neden Pazar gününü, en önemlisi de gündüzüne gıran mı düştü de, karanlığın çökmesini bekler, gümrükten mal kaçırırmışçasına, vatandaşın özel tapulu mülkinden toprağını babanın malıymış gibi alırsın?