Belinize kuvvet!.

Abone Ol

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kumbul, Antalyaspor A.Ş Başkanlığını da istiyordu ve aldı.
Yeni yönetimin oluşmasıyla birlikte, özellikle Kırmızı-Beyazlı camiadaki düşünce, o dönem için iyi bir yönetim oluşturulmuş olduğu yöndeydi.
İyi olup olmadığı ilerleyen yıllarda ortaya çıktı ve Kırmızı-Beyazlı ekip, çok kötü bir yönetim anlayışından dolayı küme düştü, iflasın eşiğine getirildi.
Kumbul döneminde zamanın Futbol Şube Sorumlusu Okan Tunaboylu’nun girişimleriyle alınan davet sonucu Antalyaspor Futbol takımı Yunanistan’ın Rodos adasına götürüldü.
3 gün Rodos’ta kaldık.
Yunanistan’ın turizm başkenti sayılan Rodos hakikaten resmen turist akınına uğruyor, devasal turist gemileri, çarşı merkezinin 5 metre dibine kadar gelip demirliyordu.
Rodos’ta fazla belediye otobüsü ne bileyim dolmuş olayı yok ancak, var olanlarda da dikkatimi bir şey çekmişti.
Tekerlekli sandalye kullanan engelli bir turist dolmuşa binerken araçta sabit duran asansörü kullanıyor, bu şekilde dolmuşa biniyor ve iniyordu.
“İşte medeniyet bu olsa” dememek elde mi?
Yine 2001 yılıydı.
Antalya Amatör Spor Kulüpleri Genel Sekreteriyim.
“Antalya’dan futbolcu yetişmez” mantığını yok edebilmek, Antalyalı futbol yeteneklisi gençlerin önünü açabilmek adına, “16-18 yaş arası sporculardan İl karması” oluşturduk. Bu gençleri yurt içerisinde birçok illere götürüp vitrine çıkartabilmek adına özel müsabakalar oynattık. Yurt dışı davetler aldık.
Ve Almanya’ya değişim projesine katıldık.
2001 ve 2003 yılları arasında 3 yıl üst üste Hamburg kentine gidip, sportif turnuvalara iştirak ettik.
Orada da gördük ki, her toplu taşım aracında engelli asansörü var ve bu tür ihtiyaçlarda aracın şöförü büyük sorumluluk örneği sergiliyor.
Yıl 2013.
Önceki gün Antalya’da böyle bir sistemin hayata geçirilmesi için tören düzenlenip, kurdeleler kesilip, “Engelleri kaldıran açılış” başlıkları atılıp, gazetelere servis edilen dev bir hizmet!..
Ne yazık ki benim ülkeme özellikle de teknoloji her hangi bir Avrupa ülkesinden yıllar sonra gelmesinin yegane nedeni, iş bilmez, iş yapmak işine gelmez, iş yapıyormuş gibi davranışlarda bulunup, hiçbir iş yapmadığı gibi bol bol laf üreten yöneticilerin bolluğundan başka bir şeyden değildir.
Çok kez duymuşsunuzdur.
“Falanca belediye başkanı ve meclis üyeleri, bir dizi inceleme ve araştırma yapmak üzere heyet halinde filanca Avrupa ülkesine gitmiştir” diye.
Hep de merak etmişimdir.
“O ülkeye gittiniz. Neleri inceleyip, hangilerini Antalya kentine yakışır buldunuz ve kaçını hayata geçirdiniz.”
Bırakın belediyelerin Avrupa ülkelerine gidip araştırma-inceleme-gezip görme ve gelip Antalya’da aynılarını uygulama yoluna gitme yöntemini.
Bu kentin en büyük sivil toplum kuruluşları dahi bol döküm para harcayarak dünyada gezmedik ülke bırakmıyorlar ancak, ne yazık ki her hangi bir Avrupa ülkesindeki sistem gelse gelse Türkiye’ye o ülkeden 25 sene sonra geliyor.
Almanya’nın alt yapısı 1940’lı yıllarda Hitler döneminde yapılmış.
Ve 2013 yılındayız Antalya’ya yağmur damlasa yollar göl oluyor.
Ve biz hala şehir içi ulaşım araçlarının birisine engelli asansörü takıldı diye, sevincimizden göbek ata ata açılış kurdeleleri kesiyoruz.
Avrupa gezilerine gidenler, gönüllerini eğlendirmeyi mi gidiyorlar, yoksa gezip-görüp örnek aldıkları projeleri sorumlu oldukları halk için uygulamaya koymaya mı?
Bence öncelikli zihniyet beden rahatlığı!..
Allah bellerine kuvvet versin.