Ben atarım halk tutar arkadaş..

Abone Ol

Benim mavi gözlü ak saçlı Hoca’m böyle buyurmuş..
Oysa..
Akıllı Trafik Sistemi gündeme geldiğinde, sistemin soruna çare olmayacağını yıllar önce “nedenleriyle birlikte” yazdım, anlattım..
Bugün de aynı düşüncedeyim..
Sistemi kuran firmanın yetkilisi genç bir arkadaşım 2 yıl önce bana kadar geldi, yazımı okuduğunu, durumu anlatacağını söyledi..
Laptopunu açtı, sistemin nasıl çalıştığını gösterdi..
Laptopta her şey harikaydı..
Ama, pratikte uygulanabilir bir tarafı yoktu..
Çünkü..
Eğer kavşaklarda iki yön tıkalı 2 yön rahatsa, sistem devreye girerek sorunu çözebilirdi..
4 yönde birden araçlar biriktiğinde, sistem işlemez hale geliveriyor..
Yani..
Hoca’mın teknolojisi, kent içi trafik akışı için en küçük bir çözüm bile üretemedi, üretemiyor…
Üretebilseydi..
Hoca’mın dışında herkes, “Antalya’nın en büyük sorunu” olarak “KENT İÇİ TRAFİK AKIŞINI” göstermezdi..

Zaten..
Bana laptopta bilgi veren gencin; “her yıl 40 bin aracın eklendiği, 4 tarafı tıkanan kavşakların olduğu kent merkezinde bu sistem GERÇEKTEN İŞE YARAR MI” diye sorduğumda, “bilmiyorum” anlamındaki suskunluğu, durumu anlatmaya yetmişti..
Ve ardından, bu “akıllı trafik sistemi”yle ilgili birkaç defa yazı yazdım, durumu anlattım, işe yaramayacağını söyledim..
Hocam ise, hala beceriksizliğini “işe yarıyor” açıklamalarıyla örtmeye çalışıyor..

Benim mavi gözlü ak saçlı Hoca’m..
Yine (sanki resmen adaymış gibi) Menderes Türel’in hizmetlerini kötülemeye başladı bile..
İlk açıklama “köprülü kavşaklar” için geldi..
Şu ana kadar sadece “kavşakları kötüleyen, ama iyisi nasıl yapılır” bunu bir türlü söyleyemeyen Akaydın, kent içi ulaşımdaki beceriksizliğini ve başarısızlığını “Akıllı Trafik Sistemi”ni konu ederek kapatmaya çalışıyor..
Amacı belli..
“Köprülü kavşaklar, kent içi trafik sorununa çözüm değildir” diyerek, o kavşakları yapan Menderes Türel’i “itibarsızlaştırmak”..
Kendini “akıllı” Türel’i “iş bilmez” göstermek..
Madem Türel’in yaptıkları kötü, bir tane “iyi” yapsaydı da, şu “iyi” nasılmış bir görseydik..
Hem yapma, hem yapılanı karala..
İşte Hoca’nın zihniyeti böyle bir şey..


“Siyasette bunu normal karşılamak lazım” diyeceğim, ama demiyorum..
Çünkü, Başka Antalya yok..
Benim mavi gözlü ak saçlı Hoca’mın döneminde Antalya 15 yıl geriye gitti zaten..
İstiyorum ki..
Bu kentte yaşayanlar gözlerini biraz açsın artık..
İki Başkan’ı da iş başında gördü..
Tercihini iyi yapacak..
Ya “hizmete devam” deyip Türel’i seçecek, ya da “hizmetsizliğe razı olacak” ve Hoca’mı iş başına getirecek..
Antalya halkının yapacağı seçim, “Antalya’nın kaderi” olacak, bilesiniz..

Bir şey daha var..
Benim mavi gözlü ak saçlı Hoca’m, “eğer Konyaaltı sahilini Büyükşehir’e verirlerse, burasını Fransız Rivierası diye adlandırılan Cote d'Azur sahillerine benzetecek”miş..
Atma bu kadar canım Hoca’m..
Düden’e çim döşeyip birkaç ağaç dikip “Park” dediğin yerin parkla uzaktan-yakından alakası yok..
Caddeleri güzelleştirme adı altında kaldırım döşeyip asfaltladın, çevredeki binaların çirkinliği aynı kaldı..
Üstelik, esnafın bile işine yaramadı..
Bedava elektrik verecektin..
En büyük vaadin idi, ama “ben yol gösterdim, bunu devlet yapacak” dedin kıvırttırdın..
100. Yıl’ı iptal ettin, “yerine en iyisini yapacağım” dedin, Antalya’yı yıllarca stadyumsuz bıraktın..
İşsize iş, ev kadınına sigortalı çalışma vaat ettin, hepsi fos çıktı..
Şimdi de sahili “Cote d'Azur yapacağım” diye çıkıyorsun..
4.9 yıllık referansın çok kötü be Hoca’m..
Bunda da “aynı şekilde kıvırtırsan” ne olacak?

Dedim ya, mavi gözlü ak saçlı Hoca’mı çok iyi anlıyorum..
“Ben atarım, halk tutar arkadaş” diyor..
Haklı..
Geçen sefer tuttu..
“Aday” gösterilirse, bu sefer niye tutmasın?
Allah Antalya’ya layığını versin..