Bir ‘Akıllı Kart’ macerası..
Antalya’da, Büyükşehir Belediyesi tarafından vatandaşın milyonlarca lirası ile bir “akıllı kart macerası” oynanıyor..
Hemen müdahale edilmez ise, sonu “kamunun aleyhine” bitecek garip bir macera..
Buna izin verilmemesi için, bu yazıyı savcıların, Maliye’nin ve İçişleri Bakanlığı ile kamuoyunun dikkatine sunuyorum..
…
Biliyorsunuz..
20 Ağustos’ta başlayacak olan “yeni toplu ulaşım sistemi”..
Bilboardlarla duyuruluyor..
Gazetelere ilan veriliyor..
Geçtiğimiz hafta da bizzat Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın tarafından “basın toplantısı” ile “allanıp-pullanarak” kamuoyuna açıklandı..
Açıklanan bu “yeni toplu ulaşım sistemi”nin 24 saat hizmet vermesi gibi, insanları en kısa sürede gideceği yere ulaştıracak olması gibi “sadece iki güzelliği” var..
Ama..
(Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum..)
Aslında bu iki güzellik, “kötü amaçları” saklayan birer “kamuflaj”dan başka bir şey değil..
Nedir bu “kötü amaçlar”?
Hemen anlatıyorum..
…
Önce Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın basın toplantısına bakalım..
Akaydın o toplantıda, “HalkKart ile hukuki ilişkilerimiz sonlanmıştır” diye bir ifade kullandı..
Bu ifade çok büyük bir önem taşıyordu..
Ve..
Antkart’ın iptalinden itibaren bugüne kadar geçen sürecin “püf noktası”ydı..
…
Bu süreci “kısaca” özetleyeyim..
- Antkart’ı mahkeme “Encümen kararını gerekçe göstererek” iptal etti..
- Bu iptal gerekçesi ortadan kaldırılabilir, firma ile anlaşarak gayet iyi işleyen sistem çok daha ucuza Antalya halkının hizmetine sunulabilirdi..
- Bu yapılmadı..
(Akaydın “anlaşamadık, fahiş fiyat istediler” diyor, ama bu doğru değil.. Şimdi uygulayamadıkları ve ilişkilerini sonlandırdıkları karttan 10 kat daha ucuza mal edilebilir, Antalya halkının sırtına fazla yük bindirilmeyebilirdi..)
- A-Kent firmasının kurulması..
- 23 günlük, daha önce hiç akıllı kart işi yapmamış bir şirkete akıllı kart ihalesinin verilmesi..
- Firmanın teminatı ödeyecek kadar bile (900 bin lira) parası olmadığı için, Minibüsçüler Odası’nın yüzde 10 ortaklık karşılığında teminatı yatırması..
- 14 haftada bitireceğiz sözüne rağmen sistemin (bugün bile) bitirilememiş olması..
- Sistemin ihale şartnamesine uygun olmaması.. (Örneğin NFC standardında olacaktı, olmadı, akıllı duraklar hala yok vesaire..)
- Sistem bitirilmeden okullarda kart satışı yapıldı, fatura-fiş verilmedi..
(Milli Eğitim İl Müdürü’ne ‘akıllı kart okullarda satılıyor mu’ diye sorduktan sonra satış durduruldu)
- Yine vatandaşa faturasız-fişsiz satılan kart ve biletler var..
(Bugün hala fatura-fiş verilmiyor)
…
Akaydın “hin”dir, her şeyi bilerek ve isteyerek yapar..
“HalkKart ile hukuki ilişkilerimiz sonlanmıştır” gibi çok önemli bir sözü, ister farkında olmadan bir itiraf, ister ağzından kaçan bir laf olarak kabul edin..
Burada..
Antalya adına şu soruların sorulması ve muhataplarının da hesap vermesi gerekiyor..
…
Belediye ile A-Kent arasındaki sözleşmenin hangi tarihte, hangi sebeple ve hangi şartlarla iptal edildiğinin mutlaka açıklanması gerekirdi..
Bu, Antalya halkından gizlendi..
Sözleşme hukuken bittiğine göre, artık belediye yüzde 2’lik payını da alamıyor..
Eğer HalkKart ile hukuki ilişkiler sonlandıysa..
- Peki teminat ne oldu?
- Yüzde 2 kime kaldı?
( Ben söyleyeyim.. Şirkete kalıyor.. Çünkü, esnafla birebir şirketin imzaladığı sözleşmede komisyon hala yüzde 5)
- Firmaya tazminat ödenecek mi?
- Ne kadar ödenecek?
- Ne zaman ödenecek?
- Sözleşme fesih edildikten sonra, belediyenin devre dışı kaldığı bir ortamda ÖZEL BİR ŞİRKET, nasıl oluyor da bir kamu hizmeti olan toplu taşımada kullanılan bir karta ‘yükleme’ adı altında halktan para toplayabiliyor?
- Denetim kimde?
- Teminat ne?
- Arada sözleşme kalmadığına göre, vatandaş hangi hukuka dayanarak kart kullanımına ‘mecbur’ ediliyor?
- Madem idari mahkeme kararları bu kadar çiğnenebiliyor, (Akaydın basın toplantısında “sağından solundan geçilebilir, üstünden atlanabilir” demişti) o halde neden Antkart iptal edilirken bu karara “hukuken saygı duyulması” gerekiyordu? Şimdi ne değişti?
- Neden şirketin yaşaması için bu kadar çaba gösterilip kamu menfaatleri yok sayılarak vatandaş kart kullanımına mecbur ediliyor?
…
Ve.. Ve…
Ihale şartnamesine göre..
Bütün ödeme araçları ve ödeme araçlarının çalıştığı bütün noktalar NFC standartında olmalı idi, bu hiç olmadı..
(NFC: Near Field Communication yani ‘Yakın Alan İletişim’ teknolojisi..
NFC, çok yakın mesafeden radyo frekanslı tanıma (RFID) ve dokunmasız kart (contactless
cards) teknolojilerine dayalı mobil cihazlarla çalışan kablosuz, hızlı ve güvenli bir iletişim sağlar..)
Şimdi herşeyi ‘barkod’a döktüler..
Sözleşmeyi fesih ettikleri için bunu da böyle açıklayacaklar..
…
Öte yandan..
Çok önemli bir ayrıntıyı daha aktarmam gerekiyor..
Büyükşehir Başkanı, Antalya halkına “kart bedava” diyerek yalan söylüyor..
- Kartlar “bedava” değil..
- Sadece kağıt barkodlu tam kart olan “T kart” bedava..
- Onun da kayıp vesaire durumunda yenilenme ücreti 5 lira..
- Geri kalan bütün kartlar 10 lira..
- Büyükşehir’in hukuk danışmanı İlker Gedik, “artık depozito yok” diyor..
- Ama, bunun sebebi şu anda sözleşmenin fesih edilmiş olması..
…
Biliyorsunuz..
Halkkart mahkeme tarafından iptal edildi ve şu anda Danıştay’da..
Yukarıda anlatmaya çalıştığım olayların gelişimi bu “iptal” nedeniyle ve alelacele yapılanlardır..
Mahkeme AB plakalı minibüsleri de iptal etti..
Ama hala Antalya yollarında “ne idüğü belirsiz” yani “tanımsız” birer araç olarak dolaştırılıyor..
Bu da bir suç..
Haydi, bunu “halk ulaşım zorluğu çekmesin, bir çözüm bulunana kadar devam etsin” diye görmezden gelelim..
Ama..
Bir şirketin kurtarılabilmesi için..
Antalya halkının ve Antalya’nın kaynaklarının “kamu vicdanını rahatsız edecek şekilde” kullanılmasının önüne geçilmesi gerekiyor..
Bunu, ilgili-yetkili yerlerden bekliyoruz..
Bu arada..
Bütün bu olup-bitenlere karşı Antalya’nın sivil toplum örgütleri hala sus-pus..
Niye acaba?
Bunu da merak ediyorum..
………………………………………
ÖNEMLİ NOT:
Sabah Gazetesi’nde yazan Haluk Üncel, önceki gün “Hukuki ilişkiler mi guguki ilişkiler mi” başlıklı yazısının bir bölümünde şöyle yazmıştı:
“Şu anda havuz ve birleşme protokolü uyarınca AB plakalı araçların her birinden 38.000 TL para toplanıyor. Bu para halk otobüslerine verilecek. Büyükşehir Belediye Başkanı toplantıda, 10 gün içinde bu araçları (AB plakalı araçları kast ediyor) trafikten men etmemiz gerekecek dedi. Eğer bu araçlar trafikten men edilecekse, minibüsçüler bu parayı neden topluyor? Yoksa kamudan saklanan bir durum mu var?”
Bunu da takdirinize sunuyorum..