Bir ressam.. Bir usta.. Ve Antalya..

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış..

Büyük usta, öğrencisini uğurlamış..

Çırağını uğurlarken,  “Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın” demiş..

Ve ilave etmiş:

“Resmin yanına kırmızı bir kalem bırak.. İnsanlara, resmin  beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma..”

RESİM ÇARPILAR İÇİNDE

Öğrenci, yaptığı yatağa uzanmış yarı çıplak bir kadın resmini meydana koymuş..

Ve birkaç gün sonra bakmaya gitmiş..

Bir de ne görsün?

Resim çarpılar içinde..

Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş..

Usta ressam, “üzülme, aynı resmi bir daha yap” demiş..

Öğrenci, aynı resmi yeniden yapmış..

Usta, resmi yine şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş..

Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş..

Yanına da, insanlardan “beğenmedikleri yerleri düzeltmesini” rica eden bir yazı bırakmasını önermiş..

Öğrenci denileni yapmış..

Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış..

YAPICI OLMAK ZORDUR

Sevinçle ustasına koşmuş..

Usta ressam bunu şöyle açıklamış:

“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri yapabildiklerini gördün..

Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı..

İkincisinde ise, onlardan yapıcı olmalarını istedin..

Kimse dokunamadı..

Çünkü..

Yapıcı olmak eğitim gerektirir..

Ve gördüğün gibi..

Hiçkimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi..

Şunu unutma;

Değer bilmeyenlere emeğini sunma..

Ve asla bilmeyenle tartışma..”

DÖNELİM ANTALYA’YA

Kıssadan hisse..

Antalya'ya bir sürü yatırım yapılıyor..

Yeni projeler hayata geçirilmeye çalışılıyor..

Ama..

Bir kesim bütün bunları acımasızca eleştiriyor..

“100. Yıl yanlış.. Lara yanlış.. Dokuma yanlış.. Doğu Garajı yanlış.. Raylı sistem yanlış.. Meydan yanlış.. Park yanlış.. Kentsel dönüşüm yanlış.. Vesaire..”

Önüne gelen atıyor “çarpı”yı..

İyi de, işin doğrusu nedir?

İşte rahatsızlık burada başlıyor..

“Şu yanlış, doğrusu budur” diyen yok..

Tıpkı hikayedeki gibi..

Çarpıyı koymak kolay..

Ama fırça ve boyayı eline alıp düzeltecek kimse çıkmıyor..

Çünkü..

Antalya’da ne yazık ki..

O bilgi ve cesarete sahip “birileri” pek yok..

Sadece..

Ağzı olan konuşuyor..

“Ucuz siyaset” herkesin kolayına geliyor..

CEVABI YOK, KONUŞUYOR

Bunun adı, çamur atmaktır..

Kente yapılacak hizmetleri geciktirmektir..

Muhalif kesimin konuştuklarını şöyle bir gözünüzün önüne getirin..

Menderes Türel’in yaptığı her şey “tu-kaka”..

Peki, yerine ne konacak?

“Tıss” cevap yok..

Ya da “yuvarlak” laflar: “Bulunur canım bir şey..”

ZAMAN KAYBETTİRMEYİN

Yapmayın beyler..

Yanlış varsa, hep birlikte buna karşı çıkalım..

Ama doğrusunu da ortaya koyalım..

Antalya'ya yapılacak hizmetler için zaman kaybetmeyelim..

Başka Antalya yok..