Her yıl 24 Kasım’da aynı gerçeği yeniden hatırlarız: Bir ülkenin geleceği sınıflarda, tebeşir tozunda, bir öğretmenin sabrında şekillenir. Öğretmenlik bir meslek değil; bir vicdan işi, bir inşa işidir. Tahtaya yazılan her kelime, bir insanın hayatına çizilen yeni bir yol demektir.
Bugün sadece bilgi aktaranları değil; hayat öğretenleri, yeri geldiğinde bir anne, bir baba, bir dost olanları; bir bakışla cesaret verenleri, bir cümleyle bir öğrencinin tüm kaderini değiştirenleri anıyoruz.
Fakat çoğu zaman unuturuz…
Bir öğretmenin sınıfta taşıdığı sabrı, evine götürdüğü yorgunluğu, toplumun geleceği için verdiği görünmez emeği… Öğretmenliğin sadece derste değil, nefes aldıkları her anda sürdüğünü gözden kaçırırız.
Oysa bir ülke, öğretmenine verdiği değer kadar güçlüdür.
Bir çocuk, öğretmeninden aldığı ışık kadar parlar.
Bir toplum, öğretmeninin idealleri kadar yükselebilir.
Bugün, yalnızca kutlamak için değil; anlamak, hatırlamak ve hatırlatmak için de bir fırsattır:
Öğretmenler, geleceği taşır. Biz ise onların taşıdığı yükü hafifletebildiğimiz kadar insanlaşırız.
Başta kendi yaşamıma yön veren, karakterime harf harf dokunan babam olmak üzere; geçmişimde iz bırakan, bugün binlerce gencin hayatına dokunan tüm öğretmenlere içtenlikle teşekkür ediyorum.
Bütün çabalarınız için, bütün fedakârlıklarınız için, hiç bitmeyen sevginiz için…
Öğretmenler Günü’nüz kutlu olsun.
Bugün, sizin gününüz. Ama aslında her gün sizinle daha anlamlı