Tüketicilerin mağduriyet yaşadığı konulardan birinin de bilinçsizce kullanılan haplar, bitkisel ürünler ve takviyeler olduğuna dikkat çeken Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, “Televizyon ve radyo kanallarında yoğun şekilde reklam ve tele alışveriş programları tüketicilerimizi aldatmaya, yanıltmaya yönelik reklamları çok büyük sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Tüketiciler Birliği Antalya Şubesi olarak yanıltıcı ve tüketicileri aldatmaya yönelik reklamları şikayette bulunuyoruz. Sürekli tüketicilerimize yazılı, sözel ve görsel basından uyarılarımızı yapıyoruz” dedi.
‘Faydadan çok zararı var’
Bitkisel takviyeli ürünlerin çoğunlukla mevsimsel geçişlerde, sağlık sorunlarında ve özellikle zayıflama tutkusu olanlarda kullanıldığına dikkat çeken Başkan Gündüz, “Tüketicilerden çok sayıda şikayet alıyoruz. Bilinçsizce kullanılan ürünler faydadan çok zarar vermektedir, ciddi sıkıntılar yaratmaktadır. Bitkisel ürünlerin büyük bir bölümü aktarlarda, baharatçılarda, bitkisel ürün satış noktalarında veya sanal medyalarda pazarlanmaktadır. Bitkisel ürün satan ve pazarlayan kişi ve firmaların ne bir gıda konusunda bilgileri ne de bir ciddi eğitimleri var. Dışarıdan toplanan ve çevresi geniş olan pazarlama tekniği olanlarla insanlarımız zehirlenmektedir. Konuya bilimsel açıdan yaklaşıldığından, ürünlerin eczane dışındaki yerlerde serbestçe ve yeterli denetimden uzak bir şekilde satılmasının toplum için büyük bir tehlike oluşturabileceği kolayca görülmektedir. Özellikle satılan bitkisel ve takviye gıdaların doğruluğu, ürünlerin kalitesi ve satışı gerçekleştiren kişilerin bilgi eksiklikleri nedeniyle aktarılan bilgi ve satışların yanlışlığı çok büyük bir sorun teşkil etmektedir” diye konuştu.
‘Ceza kanunu 187. Madde’
Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adli para cezası verilmesini öngören Ceza Kanunu 187. Maddesinin ilaçların yanı sıra gıda takviyelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini hatırlatan Gündüz, “Bu durumda gıda takviyesini halkı yanıltıcı şekilde pazarlayan ve satanlara hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesi söz konusu olmalıdır. Aynı zamanda bazı ürünlerde uygulanan karne etiketi bitkisel ürün ve gıdalarda da uygulanmalıdır. Alternatif tıp ya da tamamlayıcı tıp adı altında yapılan bu uygulamalar, bitkisel tıbbi ürün ticaretinde giderek yükselen bir pazar oluşmasına yol açmıştır. Gelişigüzel uygulanan yöntemler tahmin edilmeyecek sonuçlar doğurmuştur. 1994 yılında ABD Senatosu tarafından kabul edilen ‘Besin Destekleri Sağlık ve Eğitim Yasası’ ile Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinin (FDA) vitaminler, mineraller, aminoasitler ve bitkisel ürünler üzerindeki üzerindeki kontrolü kaldırmıştır. Bunun sonucunda da başta ABD olmak üzere, hemen tüm dünyada hızlı ve kontrolsüz bir ürün patlaması olmuştur. Türkiye’ye giren ABD ürünlerini hepimiz biliyor, satış ve pazarlamasında da hepimiz rol oynuyoruz. Gıda takviyeleri aslında gıda ve işlevsel gıdalarda yer alan besin öğelerini gıdalarda bulundukları değerlerde içeren; dolayısıyla beslenme yoluyla alınmalarında yetersiz kalınan temel besin öğeleri açısından vücudu desteklemesi beklenen ürünlerdir. ABD’de üreticilerin gıda takviyelerini üretmesi veya satabilmesi için FDA izin alması gerekmez. Üreticileri, satışını yaptıkları ürünlerden tamamen kendileri sorumludur. Bu nedenle, ülkemizde satışa sunulan ABD kaynaklı bazı bitkisel ürünlerin FDA onaylı olarak tanıtılması da doğru bir yaklaşım değildir. Sağlık Bakanlığı ve RTÜK’ün ev sahipliği yaptığı 7 kurumun yöneticileri, yıllık 200 milyon dolara ulaşan bir pazar haline gelen bu sözde ilaçlara karşı alınacak tedbirleri masaya yatırmıştır” diye konuştu.
Esra ALTUNKES
‘Faydadan çok zararı var’
Bitkisel takviyeli ürünlerin çoğunlukla mevsimsel geçişlerde, sağlık sorunlarında ve özellikle zayıflama tutkusu olanlarda kullanıldığına dikkat çeken Başkan Gündüz, “Tüketicilerden çok sayıda şikayet alıyoruz. Bilinçsizce kullanılan ürünler faydadan çok zarar vermektedir, ciddi sıkıntılar yaratmaktadır. Bitkisel ürünlerin büyük bir bölümü aktarlarda, baharatçılarda, bitkisel ürün satış noktalarında veya sanal medyalarda pazarlanmaktadır. Bitkisel ürün satan ve pazarlayan kişi ve firmaların ne bir gıda konusunda bilgileri ne de bir ciddi eğitimleri var. Dışarıdan toplanan ve çevresi geniş olan pazarlama tekniği olanlarla insanlarımız zehirlenmektedir. Konuya bilimsel açıdan yaklaşıldığından, ürünlerin eczane dışındaki yerlerde serbestçe ve yeterli denetimden uzak bir şekilde satılmasının toplum için büyük bir tehlike oluşturabileceği kolayca görülmektedir. Özellikle satılan bitkisel ve takviye gıdaların doğruluğu, ürünlerin kalitesi ve satışı gerçekleştiren kişilerin bilgi eksiklikleri nedeniyle aktarılan bilgi ve satışların yanlışlığı çok büyük bir sorun teşkil etmektedir” diye konuştu.
‘Ceza kanunu 187. Madde’
Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adli para cezası verilmesini öngören Ceza Kanunu 187. Maddesinin ilaçların yanı sıra gıda takviyelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini hatırlatan Gündüz, “Bu durumda gıda takviyesini halkı yanıltıcı şekilde pazarlayan ve satanlara hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesi söz konusu olmalıdır. Aynı zamanda bazı ürünlerde uygulanan karne etiketi bitkisel ürün ve gıdalarda da uygulanmalıdır. Alternatif tıp ya da tamamlayıcı tıp adı altında yapılan bu uygulamalar, bitkisel tıbbi ürün ticaretinde giderek yükselen bir pazar oluşmasına yol açmıştır. Gelişigüzel uygulanan yöntemler tahmin edilmeyecek sonuçlar doğurmuştur. 1994 yılında ABD Senatosu tarafından kabul edilen ‘Besin Destekleri Sağlık ve Eğitim Yasası’ ile Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinin (FDA) vitaminler, mineraller, aminoasitler ve bitkisel ürünler üzerindeki üzerindeki kontrolü kaldırmıştır. Bunun sonucunda da başta ABD olmak üzere, hemen tüm dünyada hızlı ve kontrolsüz bir ürün patlaması olmuştur. Türkiye’ye giren ABD ürünlerini hepimiz biliyor, satış ve pazarlamasında da hepimiz rol oynuyoruz. Gıda takviyeleri aslında gıda ve işlevsel gıdalarda yer alan besin öğelerini gıdalarda bulundukları değerlerde içeren; dolayısıyla beslenme yoluyla alınmalarında yetersiz kalınan temel besin öğeleri açısından vücudu desteklemesi beklenen ürünlerdir. ABD’de üreticilerin gıda takviyelerini üretmesi veya satabilmesi için FDA izin alması gerekmez. Üreticileri, satışını yaptıkları ürünlerden tamamen kendileri sorumludur. Bu nedenle, ülkemizde satışa sunulan ABD kaynaklı bazı bitkisel ürünlerin FDA onaylı olarak tanıtılması da doğru bir yaklaşım değildir. Sağlık Bakanlığı ve RTÜK’ün ev sahipliği yaptığı 7 kurumun yöneticileri, yıllık 200 milyon dolara ulaşan bir pazar haline gelen bu sözde ilaçlara karşı alınacak tedbirleri masaya yatırmıştır” diye konuştu.
Esra ALTUNKES