Biyolojik mücadele daha bilinçli hale gelmeli

 

Tarım sektörümüzün gelişmesinde ihracatın ayrı bir payı var. Başlı başına döviz getirisinin yanında, ihracat ile artan iç piyasa fiyatları nedeniyle üreticilerin daha yüksek kazanmasında da etkili.

Özellikle yaş sebze-meyve sektöründe ihracat sekteye uğradığında iç piyasada fiyatlar düşmeye başlıyor. Haliyle bu da çiftçilerimizin kazançlarını olumsuz etkiliyor.

Üreticilerimizin, tarımımızın ve ülkemizin kazanması için ihracatı artırmamız gerektiğini söylemeye bile gerek yok.

Kazanan bir sektörün gelişmesi de hızlı olacaktır. Yeni teknoloji ve üretim tekniklerinin kullanılması yaygınlaşacaktır. Özellikle sağlıklı gıdaya ulaşma açısından yeni tekniklerin kullanımı son derece önemlidir.

Sağlıklı sebze ve meyvelerin sadece dış pazara değil iç pazara da yeterli şekilde ve uygun fiyatta sunulabilmesi gerekiyor.

Ülkemizin ihraç ettiği bazı tarım ürünleri zaman zaman gümrük kapılarından geri dönüyor. Özellikle ihraç edilen biberlerde bunu yaşıyoruz.

İhracat aşamasında tırlardan alınan örneklerin analiz edilip sonuçlarının beklenmesi ihracatçılarımızı sıkıntıya sokuyor. Geçtiğimiz günlerde olduğu gibi örnek sayısının yoğun olduğu dönemlerde, tır parkları sıra bekleyenlerle dolup taşıyor.

Özellikle biber ihracatında yaşanan bu sorunların çözümünü kolaylaştıran tekniklerden birisi biyolojik mücadele ile üretim yapmaktır. Peki nedir biyolojik mücadele?

Tarımsal üretimde zararlı böceklerin ve hastalıkların mücadelesinde doğal düşmanlarının kullanılmasına diyoruz. Bunları 3 grup altında sınıflandırabiliriz.

1- Predatörler (avcı böcekler)

2- Parazitoitler (yumurtalarını zararlı böcekler içine bırakan küçük arıcıklar)

3- Mikro organizmalar (bakteriler, virusler, funguslar, nematodlar)

Beyaz sinek, trips, yaprak biti ve benzeri zararlılara karşı kullanılan yararlı böcekler üreticinin işini kolaylaştırıyor. Ancak bilinçli bir biyolojik mücadele yapılması gerekiyor. Bunun için neler mi yapılabilir? Bazılarını aşağıda sıralayalım…

  • Öncelikle üreticilere biyolojik mücadele konusunda yardımcı olacak ziraat mühendislerinin konuyu bilmeleri ve bilinçlenmeleri gerekir.
  • Biyolojik mücadeleye başlayacak çiftçilerimiz bilinçli olmalı. Üretim alanında gerekli önlemleri almayıp başarılı olmadığı gerekçesiyle vazgeçilmemeli.
  • Yeni kurulan seralar iklimlendirme özelliklerinden dolayı daha öncelikli olmalı. Seralarda yeteri kadar havalandırma açıklıkları bırakılmalı. Hatta havalandırma açıklıkları bırakılırken, böcek netlerinin kaplayacağı ve etkileyeceği havalandırma miktarı düşünülmeli.
  • Havalandırma açıklıklarına takılacak böcek perdelerinin deliklerinin uygun olması gerekir.
  • Havalandırma açıklıklarına takılırken öylesine takma değil dışarıdan zararlı girişini önleyecek şekilde takılmalıdır.
  • Plastik örtüler çekilirken havalandırma açıklıklarına dikkat edilmelidir. Seranın sorumlusunun örtüler çekilirken işinin kontrolünü yapmalı, emanet işinin sorunlu olabileceği unutulmamalı.
  • Biyolojik mücadele yapılacak seralara Devlet desteği sağlanırken belirli koşulları olmalıdır. Havalandırma açıklıkları, böcek netlerinin uygunluğu gibi standartlar biyolojik mücadelenin etkinliği arttıracaktır.
  • Projeye bağlı kalmadan yapılan seralar sahipleri veya sorumluları tarafından teslim alınmamalıdır. Çünkü daha sonraki üretim süreçleri olumsuz etkilenebilir.

Yukarıda yaptığımız biyolojik mücadele yöntemlerinin sınıflandırılması yapılacakların çok olduğunu göstermektedir. Örneğin mikrobiyolojik ürünlerin kullanımı ile sektörün daha da başarılı olacağının altını çizmek isterim.

Kalıntısız üretim, sorunsuz ihracat bilinçli ziraat mühendisleri ve üreticilerle mümkün olacaktır.