Bizmi abart dedik kardeş?

Abone Ol

Nasıl desinki?
Ortada bir mahkeme kararı var.
Eşini dövüp, düşük yapmasına neden olduğu eşi tarafından iddia edilen bir adama haksızlık yaptıysak, evet yaptık. Çirkin bir saldırı düzenlediysek, evet yaptık. İnsafsız davrandıysak, öyle olsun. Ne diyelim?
Aynı açıklamada Sapan’dan dayak yediğini, bunun sonucunda düşük yaptığını, Sapan’ın annesi ile ilgili ağza alınması bile utanç verici olan sözler sarf ettiğini mahkemede anlatıp, eşinin 5 ay hapis cezası almasını sağlayan Başak Üstündağ Sapan ise, bunu yayınlayan gazeteciler ile ilgili ağır sözler sarf etti. Bizleri kendisine ve doğacak çocuğuna ruhsal travma yaşatmaya, eşini saldırgan gibi göstermeye, politik çıkar sağlamaya, kendisine ve çocuğuna linç girişimde bulunmaya çalışmakla itham etmiş.
Açıklamanın sonunda da, “Bir anlık kızgınlık ile eşim hakkında birazda abartarak ifade verdim” demiş.
Sevgili Sedef hanım.
Şayet gerçekten abarttıysan, bizmi abart dedik kardeş?
Eşinin saldırgan olduğunu sen söyledin. Çocuğunu düşürdüğünü sen söyledin. Ruhsal travma yaşattığını sen söyledin. Haberlerimizde senin ifadelerin dışında tek bir satır yok. Her ne yazdıysak, senin verdiğin ifadeleri ciddiye alıp, bunun ışığında yazdık. Her ne yazdıysak, adaletin sen sonradan şikayetinden vazgeçmiş olsan bile, bu vazgeçmeyi dikkate almayıp, hapis cezası vermesi üzerine yazdık.
Şayet bu açıklamayı başka bir baskı altında yapmak zorunda kalmadıysan, vallahi okurken ben utandım. Çok şey söylemeye, seni daha fazla bu mesele ile uğraştırmaya, bunu isteyen aile olarak siz de olsanız kesinlikle niyetim yok. Allah sanada, doğacak çocuğuna da uzun, sağlıklı ve mutluluk dolu bir ömür versin. Sen eşin ile mutluysan, bize halt etmek düşer. Benim için bu konu kapanmıştır. Bir daha da bu köşeden gündeme gelmesi mümkün değildir. İnşallah bir gün bir şekilde kamuoyunun karşısına çıkıp da, benzer iddialarda bulunmazsın. İnşallah karı-koca olarak doğacak o meleği birlikte büyütürsünüz.
Yıldıray Sapan.
Ne kadar dikkate alırsın bilmiyorum. Ama sanada uyarılarım var. Bu mesele patlamadan tehditler savurdun. Dün yine aynısını yaptın. Şayet o tehditlerin içerisinde bizi de kast ediyorsan, elinden geleni ardına koyma kardeş. Koyduğun anda iki elim yakandadır.
Tehdit ettiğin insanlara dikkat et. Tehdit şekline dikkat et. “Cürmü kadar yer yakar” sözünü asla unutma. Bu millet senden öyle veya böyle bir özür beklerdi. Ancak eşinin bu açıklamasından sonra o özüre de gerek yok. Hayat sizin, evlilik sizin kardeşim. Ama senin hayatının bu evlilik dışındaki bazı kısımları bu toplumu fazlasıyla ilgilendiriyor. Bir gün onlar da ortaya çıkacak. Bundan hiç kuşkun olmasın. Üstelik senin geçmişinde yaptığın gibi iftira ile, çamur ile, şov ile değil. Belgeleri ile.
Mesela EKDAĞ&#39da neler yaptın?
Mesela büfe pazarlıkların!..
Mesela senin nasıl bir geçmişin var?
Mesela ilk evliliğin!..
Mesela bar kavgaların!..
Mesela “milletin vekili” olmaya aday olmuşken, Kemer dönüşü bir vatandaşa nasıl saldırdığın!..
Mesela son günlerde senin tabirinle işadamlarına yaptığın “salmalar” ve “destek çıkma” talepleri ile!..
Mesela bu taleplerin içerisinde “Deniz Baykal” adını kullanman ile!..
Mesela Merkez İlçe Başkanı olduğun dönemde kırdığın fındıklar!..
Mesela düğününü nasıl yaptığın!..
Mesela belediye işleri ile ilgili pazarlıkların!..
Mesela çok sevgili Yıldıray. Ancak bunları yazmaya yerim kalmadı. Bazı meseleler bekliyorsa, partin zarar görmesin diyedir. Partin senin için zarar görmeyi göze aldığı andan itibaren, sırası gelecektir. Dediğim gibi öyle iftira ile, çamur ile, dedikodu ile, şov ile değil, belgeleri, bilgileri, kayıtları ile.. Sabır kardeş.