Güncel

'BKB hastalarında intihar olgusu fazla'

Sınırda ya da bilinen adıyla Borderline Kişilik Bozukluğu (BKB), insan ilişkilerinde büyük sorun teşkil edebiliyor. Klinik Psikolog Nükte Balcı, “İntihar olgusu borderline hastalarıyla yakından ilişkilidir. Bir çalışma, 20 yılı aşkın bir dönemden sonra bu hastaların yüzde 7,5’inin intihar ettiğini göstermiştir” dedi

Abone Ol

Borderline Kişilik Bozukluğu’nu (BKB) genç erişkinlik döneminde başlayan, aşırı dürtüsellik, duygulanımda ve kişiler arası ilişkilerde dengesizlik, benlik algısında yetersizlik ve terk edilmeye karşı aşırı hassasiyet ile karakterize bir sendrom olarak tanımlayan Klinik Psikolog Nükte Balcı, BKB’nin toplumda görülme sıklığına ilişkin verilerin yüzde 1,2 ile yüzde 6 arasında değiştiğini ifade etti. Balcı, “Borderline bireyin başkalarına karşı tutumları ve duyguları hızlı ve anlaşılmaz bir biçimde sertçe değişebilir. Yoğun öfke nöbetleri, kişiler arası ilişkiler açısından önemli bir sorundur. Başkalarının ufak duygu belirtileri bile onlar için büyük hassasiyet taşır. Borderline bireyler sıklıkla, dürtüselliklerinin fazla olması nedeniyle, kumar oynama, tehlikeli cinsel birliktelikler yaşama, aşırı yeme, madde kullanımı gibi uç noktalarda davranışlar sergileyebilir. Açık ve uyumlu bir benlik bilinci gelişmediği için değerler, bağlılık ve kariyer seçimi gibi temel konularda büyük sıkıntılar yaşayabilir. Yoğun terk edilme korkusu nedeniyle yalnız kalmak istemez. Eğer terk edilirlerse öfke nöbetleri geçirebilir, kendilerine veya başkalarına zarar verebilir veya depresyona girebilirler” diye konuştu. 

 

‘Kendini cezalandırma davranışı’ 

İntihar olgusunun borderline hastalarıyla yakından ilişkili olduğunu belirten Nükte Balcı bir çalışmada 20 yılı aşkın bir dönemden sonra bu hastaların yüzde 7,5’inin intihar ettiğini gösterdiğini söyledi. Balcı, borderline ile ilgili çalışmalarda saptanan tespitleri şöyle anlattı: “BKB tanısı almış 621 hasta ile yapılan başka bir çalışmada da bu hastalardan yüzde 15,5’inin daha önceki yıllarda en az bir kez intihara teşebbüs ettiği gösterilmiştir. BKB olan hastalar intihar niyeti olmadan kendine zarar vermede çeşitli eylemleri de sergileyebilir. Jiletle kollarını bacaklarını kesebilirler ya da sigarayla bedenlerini yakabilirler. Bu davranışlar zararlı ancak ölüme yol açmayacak kendini cezalandırma davranışlarıdır. BKB hastalarının en az üçte ikisi, hayatlarının bir döneminde bilerek kendilerine zarar verirler. BKB özelliklerinde önemli bir yere sahip olan dürtüsellik beraberinde riskli, planlanmamış, aniden gelişen ve istenmeyen sonuçlara yol açabilecek davranışları getirir. Dürtüsellik hızla duygusal değişkenliğe yol açarak şiddet davranışı için zemin oluşturur.” 

 

‘Çeşitli faktörler etkili’ 

Klinik Psikolog Balcı, BKB’nin oluşmasında çeşitli faktörlerin etkili olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Borderline kişilik bozukluğu oluşmasında çeşitli faktörler rol oynamaktadır. Bunlar; Genetik Faktörler: Ebeveyn ya da yakın aile üyeleri arasında bu bozukluğun olduğu bireylerde borderline görülme olasılığı 5 kat daha fazladır. Psikososyal Faktörler: Araştırmalar borderline kişilik bozukluğu olan bireylerin yüzde 75’inde çocukluk dönemlerinde taciz ve cinsel istismar gibi travmatik olayların etkili olduğunu bulmuştur. Biyolojik Faktörler: Çalışmalar, borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin, beyinde özellikle implusları ve duygusal düzenlemeleri kontrol eden alanlarda yapısal ve fonksiyonel değişkenlikler olduğunu göstermiştir. Borderline, bir profesyonel tarafından teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi gereken kişilik bozukluğudur. Borderline kişilik bozukluğu tedavisi, hastanın durumu ve hastalığın düzeyine göre belirlenir. Diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi, tedavi uzun sürelidir. Genellikle haftada iki ya da daha fazla aralıklarla düzenlenen psikoterapi yapılandırılması faydalıdır.” 

 

Tedavi yöntemleri 

“Borderline kişilik bozukluğunda uygulanabilecek en etkin tedavi yöntemi psikoterapidir. Gerektiği yerde ilaç desteği de alınabilir. Semptomları hafifletmek için psikoterapi ilk basamak olarak görülür. Bu bağlamda Diyalektik Davranışçı Terapi (DBT), Şema Odaklı Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT), Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Psikodinamik Terapi gibi çeşitli psikoterapilerin etkili olduğu görülmüştür. Borderline kişilik bozukluğunun belirtileri kısa süreli olmaktan ziyade yaşam boyu sürme eğiliminde olduğu için de tedavisi zorlu bir süreçtir. Tedavide erken çocukluk dönemi, travmatik anılar, aile ilişkileri iyi incelenmelidir. Duygularını ifade etmesine izin verin. Hassas ve dikkatli davranın. Çünkü bu rahatsızlığı olan kişilerin çoğunun travmatik ve yaralayıcı bir geçmişi vardır. Bu nedenle mümkün olduğunca incitmemek ve yargılamamak gerekir. Duygularınızı açık şekilde ifade edin. Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiyle ilişki kurmak zordur. Etrafındaki kişiler bu kişilerin manipülatif olduğunu, karşısındaki kişiyi üzmeye çalıştığını, kasıtlı, bilerek ve isteyerek böyle davrandığını düşünebilir. Bu konuda uzman bir profesyonelden destek almak gerekir. Davranışlarını kasıtlı olarak yaptığını düşünmeyin. Borderline kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler, yaptıkları davranışların çoğunlukla farkında olmazlar. Bu bozukluğa sahip olan kişiler içgüdüsel davranır. Bu nedenle arkadaş, sevgili ya da partner ilişkilerinde duygu iniş çıkışları olabilir.” 

 

‘Hasta yakını da desteğe ihtiyaç duyabilir’ 

“Uzaklık korkutucu, yakınlık ise bunaltıcıdır. Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler için uzaklık oldukça korkutucudur. Ancak kaybetme korkusunu da üst düzey yaşarlar. Bununla beraber panik, kaygı gibi duyguları üst düzey yaşarlar. Çok fazla yakınlık duygusu ise bu hastalar için baş etmesi oldukça zor bir duygudur. Kişiler kendilerini boğulmuş, köşeye sıkışmış, sınırları işgal edilmiş olarak hissedebilirler. Yakınlığınızdan rahatsızlık duyduğunu hissettiğiniz durumda kendinizi geri çekmeniz kişiyi rahatlatacaktır. Tedavi için zorlamayın. Tedaviye yönlendirmek için zorlamak, tartışmak, hiçbir kazanım sağlamaz. Bu kişiler bilinçsiz kişiler değillerdir. Gerçeklik algıları normaldir. Birçoğu durumunun farkındandır ve zaten depresif duygularından kurtulmak için tedavi almaya meyilli olacaktır. Yardım etmek istemeniz anlaşılır olsa da bu kişileri zorla tedavi ve kontrol altında tutamayacağınızı bilin ve kendinizi suçlamayın. Hasta yakınının da desteğe ihtiyacı olabileceğini unutmayın. Hasta yakınlarının da desteğe ihtiyacı olmakla beraber psikolojik rahatsızlığı bulunan biriyle aynı evde yaşamak, aynı ortamda bulunmak sağlıklı bireyin de yaşamsal ve ruhsal faaliyetlerini bozacaktır.” 

 

Dikkat edilmesi gerekenler 

“Dikkat edilmesi gerekenler: İntihar tehditlerini görmezden gelmeyin, kötü davranışlarını tolere etmeyin, tehdit içerikli konuşmalardan kaçının. Borderline kişilik bozukluğu tanısı alan bireylerin kişilerarası iletişimde empati kapasitelerinin değişken ve zayıf olduğu gözlemlenmiştir. Borderline tamamen geçmez ilerleyen yaşlarda etkisi azalır. Psikoterapi ile de kontrol altına alınabilmektedir. Borderline kişilik bozukluğu bazı durumlarda bipolar bozuklukla karıştırılabilmektedir. Bipolar bozuklukta, duygudurum dalgalanmaları genellikle belirgin mani veya depresyon dönemleri şeklinde ortaya çıkar ve genellikle daha uzun süreli olabilir. Borderline kişilik bozukluğunda ise duygudurum dalgalanmaları daha ani ve yoğun olabilir, ancak belirgin mani veya depresyon dönemleri görülmez.”