Bu arabalar nereye park etsin..

Bu yazı..

Görevlerini gerektiği gibi yerine getirmeyen..

BİR.. Belediyelere..

İKİ.. Emniyet’e..

ÜÇ.. Kendini bilmez sürücülere..

DÖRT.. Sokağı sahiplenen esnafa..

Cuma günü Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre..

 Antalya'daki araç sayısı 850 bine yaklaşmış..

Bu rakamın çoğunluğunu otomobil, motosiklet ve kamyonet oluşturuyor..

Özetle..

Neredeyse, Antalya’da her 2 kişiye 1 araç düşüyor..

Antalya’nın kent içi ulaşımındaki en büyük sorunlarından biri olan “Otopark” konusunda sürücüleri, “dükkan-mağaza sahiplerinin insafına” bırakanlara kızgınım..

Fahri Trafik Müfettişliğini, eline bir dürbün alıp, evinin önündeki kavşak ya da caddelerde hata yaptığını sandığı araçlara (park müsaadesi olan araçlara bile) ceza yazmak olarak görenlere ve buna aldırmayan Emniyet’e kızgınım..

Yol kenarında dükkan-mağaza alanların, “devletin yolu üzerinde hak sahibi olmuşçasına” davranmalarına ve buna ses çıkarmayan yetkililere kızgınım..

Onlarca yıldır, park alanları yaratmayan..

Binalardan “otopark katkı parası” toplayan..

Buna rağmen yeteri kadar “otopark” üretmeyen belediyelere kızgınım..

Biraz düşünmenizi istiyorum..

Az önce de verdiğim “resmi” rakamlara göre..

Antalya trafiğine her yıl ortalama 30-40 bin civarında “yeni araç” giriyor..

Yani..

Zaten yıllardan beri “otopark sorunu” yaşayan bu kente..

Binlerce araçlık park yerleri lazım..

Bakıyorsunuz..

Trafikte bu kadar araç girdisine izin verenler..

Olması gerekenin yüzde biri kadar bile otopark üretmemişler..

“Tam trafik sorununa çözüm bulunuyorken” meydana gelen “Başkan değişikliği” sonrasında, özellikle son 5 yılda çözüme devam edilmemesi nedeniyle araçlar hep çoğaldı, ama üretim yapılmadı, sorunlar dağ gibi birikti..

Ve “ulaşım sorunu” içinden çıkılamaz bir hale geldi..

Gelelim “bu iş nasıl çözülür”e..

Bir hastalığın tedavisi için yapılacak ilk iş, o hastalığı teşhis etmektir..

Vücudun neresinde sorun varsa, önce onu tespit etmek gerekir..

Bizim belediye ve trafik yetkilileri işte bunu yapmıyorlar..

Yaptıkları şey, “ağrı kesici”lerle geçici çözüm bulmak..

Peki ne yapılmalı?

1- Doğrusu nasıl olacak ise.. Şu, “Ulaşım Master Planı” güncellenmeli ve derhal uygulamaya sokulmalı..

2- Şu dolmuş ve otobüslerin kent merkezindeki hareketleri planlanmalı, mümkünse merkez dışında çalıştırılmalı ve “toplu ulaşım” mutlaka özendirilmeli..

3- Esnaf ve mağaza sahiplerinin, “dükkanımın önü” diyerek “herkesin kullanımına açık” olan yolları sahiplenmeleri mutlaka engellenmeli..

4- Belirli “nokta”lar tespit edilerek, “planlı” bir şekilde o yöreye yetecek şekilde “otopark”lar üretilmeli..

5- Sürücüleri, kent içi ulaşımın ve park etmenin kurallarına uyulması konusunda bilinçlendirecek çalışmalar yapılmalı..

6- Bunun için de, belediye meclis üyeleri siyaseti bir kenara bırakmalı, bu kente verilecek hizmetin çabuklaştırılmasını sağlamalı..

Bu tablo karşısında söylenecek bir şu kalıyor:

Eğer, Antalya trafiğine her yıl 40 bin civarında “yeni araç” girecekse..

Neredeyse her 2 kişiye 1 araç düşme durumuna gelmiş isek..

Bu araç girişlerine bir sınırlama getirilemeyecekse..

Söyler misiniz..

Bu araçlar “nereye” park edecek?