Bu arabalar nereye park etsin..
BİR.. Belediyelere..
İKİ.. Emniyet’e..
ÜÇ.. Kendini bilmez sürücülere..
DÖRT.. Sokağı sahiplenen esnafa..
Biraz kızgınım..
Çünkü..
Antalya’nın kent içi ulaşımındaki en büyük sorunlarından biri olan “Otopark” konusunda sürücüleri, “dükkan-mağaza sahiplerinin insafına” bırakanlara kızgınım..
Çünkü..
Tepeden tırnağa yanlışlarla dolu olan dolmuşları görmezden gelen trafik görevlilerinin, devletin hak tanıdığı “park müsaadesi” olan araçlara ceza yazmasına..
Ve buna ses çıkarmayan Emniyet Müdürü’ne kızgınım..
Çünkü..
Yol kenarında dükkan-mağaza alan vatandaşın, devletin yolu kendisininmiş gibi davranmalarına..
Ve buna ses çıkarmayan yetkililere kızgınım..
Çünkü..
Onlarca yıldır, park alanı yaratmayan..
Binalardan “otopark katkı parası” toplayan..
Buna rağmen yeteri kadar “otopark” üretmeyen belediyelere kızgınım..
…
Biraz düşünmenizi istiyorum..
Açıklanan “resmi” rakamlara göre..
Antalya trafiğine her yıl ortalama 30-40 bin civarında “yeni araç” giriyor..
Yani..
Zaten yıllardan beri “otopark sorunu” yaşayan bu kente..
Binlerce araçlık park yerleri lazım..
Bakıyorsunuz..
Trafikte bu kadar araç girdisine izin verenler..
Olması gerekenin yüzde biri kadar bile otopark üretmemişler..
Evet Eski Otogar, Doğu Garajı ve Cumhuriyet Meydanı gibi yerlere yapılmış veya yapılacak “otopark”lar görünüyor..
Ama..
Kapasitelerine ve bu arada trafiğe yeni eklenen araçların sayısına baktığınızda..
Bunlar devede kulak kalıyor..
Yeter mi?
Tabii ki yetmez..
Diğer “sorun” yaşayan yerleri saymıyorum bile..
…
Gelelim “bu iş nasıl çözülür”e..
Bir hastalığın tedavisi için yapılacak ilk iş, o hastalığı teşhis etmektir, değil mi?
Vücudun neresinde sorun varsa, önce onu tespit etmek gerekir..
Bizim belediye ve trafik yetkilileri işte bunu yapmıyorlar..
Yaptıkları şey, “ağrı kesici”lerle geçici çözüm bulmak..
…
Peki ne yapılmalı?
1- Bir önceki yönetimin en çok eleştirildiği ve doğrusu nasıl olacak ise.. Şu, “Ulaşım Master Planı” güncellenmeli ve derhal uygulamaya sokulmalı..
2- İlk zamanlarda halkın büyük tepkisine de neden olsa, önce şu “dolmuş-otobüs” denen hilkat garibeleri kent merkezinden mutlaka çıkarılmalı..
3- Esnaf ve mağaza sahiplerinin, “dükkanımın önü” diyerek “herkesin kullanımına açık” olan yolları sahiplenmeleri mutlaka engellenmeli..
4- Belirli “nokta”lar tespit edilerek, “planlı” bir şekilde o yöreye yetecek şekilde “otopark”lar üretilmeli..
5- Sürücüleri, kent içi ulaşımın ve park etmenin kurallarına uyulması konusunda bilinçlendirecek çalışmalar yapılmalı.. (Bu tür bir çalışma, bugüne kadar hiç yapılmadı.)
…
Bu tablo karşısında söylenecek bir şu kalıyor:
Eğer, Antalya trafiğine her yıl 40 bin civarında “yeni araç” girecekse..
Ve buna bir sınırlama getirilemeyecekse..
Söyler misiniz..
Bu araçlar “nereye” park edecek?
-------------------------------------------------------------
NOT: Antalya’nın cadde ve sokaklarında eskiden “otopark mafyası” park parası adı altında haraç alırdı.. Emniyet sağ olsun, o konuyu kapattı.. Ama.. Şimdi bu haraç alma işini, park üretmeyen ve yol kenarlarını otopark ilan eden Büyükşehir yapıyor.. Bakalım ne olacak..