Bu kentten bir dünya markası çıkmaz..
24 Haziran 2009 tarihinde yazdığım bir yazıyı, “bugün gelinen noktada bir zihniyeti anlatması” nedeniyle bir kez daha okumanızı istiyorum..
O zaman bu yazıya, “Büyüklere bir akıllı kart masalı” başlığını vermiştim..
Bugün, bu kente atılan “Halkkart kazığı” ve sonuçlarını bizzat yaşayarak gördüğünüz için ve konuyu artık daha iyi anladığınız için bir başka başlıkla veriyorum..
Okuyun..
Potansiyelinizi görün..
……………………
Efendim..
Kentin birinde..
İkisi yurtdışı iş tecrübelerini tamamlayıp büyüdükleri topraklara dönen 3 okul arkadaşı ortak bir şirket kurup teknoloji sektöründe yatırım kararı alır..
Şirket ortaklarından biri, özel bir okulun “öğrenci kartı” projesini yapar..
Ve erken bitirir..
Bir müddet sonra..
Büyüdükleri şehirde açılan “toplu ulaşım araçlarında ücret otomasyonu” ihalesine girerler..
Sonra..
5 firma arasında en yüksek bedeli ödeyerek ihaleyi kazandıktan sonra işe koyulurlar..
İşlerini büyük bir titizlikle yaparlar..
Akıllı durak gibi..
Cep telefonundan mesaj yolu ile araçların durağa varış zamanının takibi projeleri gibi..
Uydudan araç takibi gibi..
Hatların ihtiyaca göre düzenlenmesi için verilerin toplanması gibi..
Devletin toplu ulaşımdan toplayamadığı verginin toplanması gibi..
Son derece “çağdaş” bir sistemi hayata geçirirler..
Ancak..
Bunlar, kimsenin umurunda değildir..
Militanların..
Kayıt dışı ekonomi baronlarının..
Ve onların tetikçilerinin..
Karalama kampanyaları karşısında kim direnebilmiş ki, onlar dirensin?
…
Sonuçta..
Direnemediler..
Ve..
Bu kentteki tecrübeleriyle..
Birçok yabancı şehirde akıllı kart işini yapma yetkinliğine sahip..
Üstelik katma değeri yüksek bir sektörde..
Dünyaya açılacak bir şirketin önü kesilmiş oldu..
…
Aslında..
Her şey, seçimlerden sonra başladı..
Yeni seçilen yönetim, eski yönetimin izi kalmasın istiyordu..
Dahası..
Kendilerine göre bir “sistem” kurma peşindeydiler..
Yeni yönetimin partisinin iktidar olduğu bir başka kentte “akıllı kart” işini yapan bir firma, bu kentte de iş kendilerinin olsun istiyordu..
Nitekim..
Belediye ile şirket hesaplarını ve planlarını iyi yaptılar, uyguladılar..
Mahkeme de ekmeklerine yağ sürdü..
Ve mahkeme kararı ellerine geçer geçmez de “bilboard”larda yeni sistemin kurulacağı müjdesini(!) verdiler..
…
Kuracakları bu yeni sistemin..
Yok ettikleri sistemden eksiği var, fazlası yok..
İyi de..
O halde bu kadar feryat, bu kadar hesap-kitap niye?
Rant mı?
Sermaye düşmanlığı mı?
Çekemezlik mi?
Yoksa, hepsi mi?
…
“Masal”ı okudunuz..
Ana fikrini de siz bulacaksınız artık..
…
Sadece şunu söyleyebilirim:
Bu kentten bir “marka” çıkacaktı..
Ancak..
Aydın geçinen bir kesim..
Ülkesine yatırım yapmış yatırımcıların önü kesildiği için, mutluluktan uçuyor..
Bireysel pırıltılara..
Ve bunların önünün açılması gerektiğine inanan “liberal ekonomi” zihniyetine bir türlü intibak edemeyen eğitim sistemimiz ve kültürümüz..
Gelişmemizin önündeki en büyük engeldir..
Bu anlaşılıncaya kadar..
Maalesef bu kentten bir dünya markası çıkmaz..