Hani şu hayvan sevgisi var ya insandaki!..
Bu cümle sarf edildiğinde bir dostumun sözü geliyor aklıma. ‘Ben hayvanları çok severim ama tabağımda olduğu zaman’ der.
Tabir her insanın farklı bir sevgi türü vardır. Kimileri havyaları dost edinir, kimileri yemek olarak beğenir. Kimileri için bir hayat arkadaşıdır, kimileri için ticari kazanç kapısıdır.
Sonuçta hayvanlar bizim olmazsa olmazımızdır. Ancak…
Ancak dediğimde karşıma ilginç bir tespit geliyor. Hani hayvanlar öldürüldüğünde toplumda bir infial uyanıyor. Aslında koyu hayvan severlerde bu infial uyanıyor.
Örneğin belediyeler sokak köpekleri ile ilgili iğne ile bir toplu öldürme operasyonu yapsa, ortalık karışıyor. Nedenine bakılmadan yaşam hakkı önderliğinde verip veriştiriliyor.
Geçtiğimiz günlerde Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, katıldığı Antalya İş Adamları Derneği ‘Antiad’ toplantısında sokak köpekleri ile ilgili çalışmaları anlattı. Konuşmasının bir bölümünde hayvanların kısırlaştırıldığını, bir süre sonra Muratpaşa sokaklarından köpek sorunu kalmayacağını aktardı.
Hani sokak köpekleri öldürüldüğünde ayağa kalkan hayvan severler. Sizce bu da köpekleri ortadan kaldırmak için kullanılan bir yöntem değil mi? Zamanla kendileri ölsün ama yavru üretmesinler anlayışı değil mi?
Bunun iğne ile öldürmekten farkı ne. Sadece doğal ölümü beklemek.
Ümit Uysal’ın burada yaptığı kesinlikle yanlış demiyorum. Yaşamlarına iğne ile son verip tepki çekeceğine, yaşasınlar ama üremeyip tükensinler anlayışını uyguluyor. Elinden gelse maliyetsiz bir çözümü tercih edecek, vatandaşta rahat edecek. Ancak tepki bu yöntemi değiştiriyor.
Hayvan severlerin toplumun ihtiyacına, sokak köpeklerinin toplumun faydasına ve zararına bakmadan olur olmadık tepki vermelerini abartılı buluyorum. Ben hayvan sevmeyen biri değilim. Ancak farklı bir boyuta dikkat çekmeye, bazen insan sağlığı, güvenliği, ekonomik hassasiyet nedeniyle verilen kararlar çok abartılmamalı diyorum. Sonuçta nesli tükenen varlıklar sırlamasının en sonundadır sokak köpekleri.
Diğer bir örnekle sağ kulağı sağ elle tutunca normal, sol elle tutunca anormal sayıyoruz. Ama sağ elin müsait olmadığını hiç düşünmüyoruz. Dikkat çekeyim dedim. Altında başka bir şey aramayın.
Bu günkü köşe yazım Manşet ailesindeki son yazım. En azından belirsiz bir süreliğine son yazım. Farklı bir yerel gazetede, yine haftanın üç günü, Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günü yazılarım devam edecek.
Ama Manşet bizim ailemiz. Değer verdiğimiz yerel gazetemiz. Birlikteliğimiz mutlaka yine kesişecek, Antalya için taşın altına elimizi yine birlikte koyacağız. Teşekkürler değerli Manşet yöneticileri, emek veren çalışanlar.
Hepimize kazasız ve cezasız bir ömür dileğiyle.