1993 Antalya doğumlu, sokağın havasını solumuş, renklerin kokusunu içine çekmiş, tuvalin dokusunu hissetmiş genç ve yetenekli sanatçı Asil Argun ile röportajımızın son bölümünde dövme sanatını konuştuk.*Dövme yapmaya nasıl başladınız?**A. Argun: 2010 yılında graffiti yapmaya başlamıştım bunu takiben arkadaşlardan resim atölyesi önerisi aldım sonra eğitim almaya başladım. Dövmeye başlamaktaki en büyük etken aslında maddiyat oldu. Geçici dövme ile para kazanıldığını görmüştüm sokaklarda. Ailede de çok sıkıntılar olunca para kazanmak gerekiyordu. Sonra bir tanıdığım vasıtasıyla geçici dövme yapmayı öğrendim. Hint kınası, kına taşı, oksijenli su karışımı ile güzel zamanlardı. Arkadaşlarımda, ailemde denerken geliştirdim kendimi. İlk başta film gibi oldu köprü altında başladım. Konyaaltı Migros AVM köprüsünün altına tezgah kurmuştuk bir süre kına dövme yaptım sonra başka yerlerde ve sonra da otellerde çalıştım. Zamanla kalıcı dövmeye de merak salıyor insan, e zaten çiziyorum sürekli en güzelinden temel sanat eğitimi de alıyorum Gülay Eroğlu’dan. Neden kalıcı dövmeyi de öğrenmiyorum ki dedim. 2012 yılında yine sağdan soldan başladım öğrenmeye ve kalıcı dövme yapmaya. Turizm beldelerinde stüdyolarda çalışa çalışa geceler boyu düşüne düşüne çizgiyi, gölgeyi, makinayı, deriyi tanıdım, sterilizasyonu kavramaya önemini anlamaya başladım ve her şeyden taviz verilebileceğini ama insan sağlığından asla verilmeyeceğini savunmam gerektiğini, ekipmanın, attığım her çizginin her noktanın önemini kavramaya başladım. Bunları takiben çabalarım zamanla bugünkü çalışmalarıma dönüştüler. Şimdi kendi atölyemde Antalya’da resim graffiti ve dövme çalışmalarıma devam ediyorum.
*Bildiğim kadarıyla bir de resim sergisi hazırlığınız var. Bizlere biraz resim sergisi hazırlıklarından bahseder misiniz?**A. Argun: Şu an graffiti, dövme çalışmalarımın dışında bir de resim sergisi hazırlığım var. Tam süre vermemekle birlikte yaz başı gibi düşünüyorum. Bu ilk sergim olacak ve ben ilk sergimin Antalya’da olmasını istiyorum. Sergi çalışmalarında duygular yoğunlukta. Sürrealist ve realist çalışmalarım olacak. Resim bir dildir, kelimelerle değil gözle ve kalple okunabilir. İnsanlara farklı şeyler hissettirir, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir sergi olsun istiyorum. Renkleri ve temel ögeleri kullanıyorum diğer duygusunu kişi kendi bulsun, kendi özgür dünyasının resmi olsun, onun duyguları düşüncelerinin renge gelmiş hali olsun istiyorum. Resmin alfabesi renklerdir, renklerimi olabildiğince canlı kullanıyorum ki, okunaklı olsun.
*Bugün yazı dizimizin son bölümünü yayımlayacağız. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey varmı?**A. Argun: Ülkemde, dünyada bir sürü değinilmesi gereken konu var. Mülteciler, savaşlar, insan hayatına ve doğaya vahşice saldırı yine insanlar tarafından yapılıyor. Duvarda, tuvalde bunun mesajını vermek istiyorum. Sanat da budur zaten mesaj, duruş, tepkidir sanat. Bu şehrin renkleri biziz, kendi bölgendeki insanına, işçine, emekçine, sanatçına sistem olarak sahip çıkıp desteklemek gerekli. Kendi çiçeklerini susuz bırakma, “kendi bahçesinde dal olamayan, başkasının bahçesinde ağaç olamaz.” Biz bu kentin sanatçıları, ruhuyuz, kendi kentimizin renkleri biziz. Renklerini soldurma...
*Bildiğim kadarıyla bir de resim sergisi hazırlığınız var. Bizlere biraz resim sergisi hazırlıklarından bahseder misiniz?**A. Argun: Şu an graffiti, dövme çalışmalarımın dışında bir de resim sergisi hazırlığım var. Tam süre vermemekle birlikte yaz başı gibi düşünüyorum. Bu ilk sergim olacak ve ben ilk sergimin Antalya’da olmasını istiyorum. Sergi çalışmalarında duygular yoğunlukta. Sürrealist ve realist çalışmalarım olacak. Resim bir dildir, kelimelerle değil gözle ve kalple okunabilir. İnsanlara farklı şeyler hissettirir, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir sergi olsun istiyorum. Renkleri ve temel ögeleri kullanıyorum diğer duygusunu kişi kendi bulsun, kendi özgür dünyasının resmi olsun, onun duyguları düşüncelerinin renge gelmiş hali olsun istiyorum. Resmin alfabesi renklerdir, renklerimi olabildiğince canlı kullanıyorum ki, okunaklı olsun.
*Bugün yazı dizimizin son bölümünü yayımlayacağız. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey varmı?**A. Argun: Ülkemde, dünyada bir sürü değinilmesi gereken konu var. Mülteciler, savaşlar, insan hayatına ve doğaya vahşice saldırı yine insanlar tarafından yapılıyor. Duvarda, tuvalde bunun mesajını vermek istiyorum. Sanat da budur zaten mesaj, duruş, tepkidir sanat. Bu şehrin renkleri biziz, kendi bölgendeki insanına, işçine, emekçine, sanatçına sistem olarak sahip çıkıp desteklemek gerekli. Kendi çiçeklerini susuz bırakma, “kendi bahçesinde dal olamayan, başkasının bahçesinde ağaç olamaz.” Biz bu kentin sanatçıları, ruhuyuz, kendi kentimizin renkleri biziz. Renklerini soldurma...
İLGİLİ HABER
SOKAĞIN RENGİ GRAFİTİİLGİLİ HABER
POLİSE İHBAR EDİLEN SANAT