Bu suçun cezası verilmelidir..

Abone Ol

Adliye’de daha önce partililerle ve talimatla getirilen belediye görevlileriyle yaptığı gösteriler yetmedi, şimdi de “hukuku bulandırmaya” çalışıyor..
Herhalde yanında dünyanın imkanını verip de çalıştırdığı hukuk danışmanları, “devam etmekte olan bir dava ile ilgili yorum yapmanın suç olduğunu” söylemişlerdir..
Söylememişlerse Akaydın’a kesinlikle bir kasıtları var..
Söylemişler de Akaydın Halkkart davası ile ilgili o açıklamaları kendiliğinden yapmışsa, “partilileri adliyeye yığar, hakimin gözünü korkuturum, bana bir şey yapamaz” gibi bir hesap içine girmiş olmalı..
Çünkü..
Adli yılın başlamasıyla ilgili kokteylde gazetecilere yaptığı o “davayı etkileyebilecek” açıklama ile yasaları bir kez daha çiğnemiştir..
Buradan savcılara sesleniyor ve bu suçun gereğinin yapılmasını istiyorum..

Dava açılıncaya kadar..
Akaydın’a da, Halkkart’ı işleten firma A-Kent yöneticilerine de defalarca sorular sorduk..
Şirketin ihale şartnamesine uymadığını, bunu bile bile firmanın faaliyetinin niye durdurulmadığının açıklanmasını istedik..
Makbuzsuz dolumlar yapıldığını, vatandaşın kartından gereğinden fazla paraların eksildiğinin iddia edildiğini, bu konuda vatandaşın bilgilendirilmesi gerektiğini yazdık, haberler yaptık..
Halkkart’la ilgili bu ve buna benzer soruları çok sorduk..
A Kent yöneticileri bir kez olsun basının (dolayısıyla kamuoyunun) karşısına çıkıp, bu iddiaların hiçbirine cevap vermedi..
Onların yerine konuşan Akaydın ise, “tatmin etmeyen” cevaplarla Antalya halkını oyaladı..
Ve şimdi, kamuoyu adına mahkeme konuyu ele aldı..
Şikayetçileri dinleyecek..
Savunmayı dinleyecek..
İlgili yerlerden ya da kişilerden bazı belgeler isteyecek..
Delillere bakacak..
Sonunda oturup, kim suçlu kim değil bunun kararını verecek..
Bu kararın “adaletli” olabilmesi için, karar verecek yargıçların da, iddia makamının da hiçbir etki altında kalmaması şart..
Nihayetinde onlar da birer insan..
Etki altında kalabilir ve kararaları adaletli olmayabilir..
İşte bu nedenle, “devam etmekte olan bir dava ile ilgili yorum yapılması” yasaklanmıştır..

Akaydın’ın sözlerini hatırlıyor musunuz?
Kendisi aleyhinde ifade veren minibüsçüleri kastederek, “4.5 yıldır bu arkadaşları şiddetle korumaktan dolayı yargılanıyoruz” demişti..
Antkart gibi, dünyanın en iyi “akıllı kart sistemi”ni yok edilip, şartnameye bile uyulmadan devreye sokulan ve sürekli şikayet kaynağı olan bir kart sistemi ile esnaf nasıl korunduysa, biri bunu gidip mahkemede iyice bir anlatmalı..
Anlatmalı ki, Akaydın bu işten paçayı kurtarabilsin..
Öte yandan..
Akaydın yine hakim ve savcıları etkilemek için, bir başka söz daha söylüyor:
“Türkiye’de maalesef adalet ve hukuk ayaklar altında.. Son yıllarda halkın adalete bir güvensizliği var..”
Akaydın’ın buradaki amacı, hakim ve savcılara “aba altından sopa göstermek”..
Demek istiyor ki:
“Bakın, beni yanılır-yunulur da mahkum falan ederseniz, buna sessiz kalacağımı sanmayın..
Partililerimi toplar, adliyeyi işgal eder, bu kentte ülke çapında bir kriz çıkartırım..”

Eğer Akaydın’ın “Halkkart davası” ile ilgili yaptığı bu açıklamaları, biz gazetecilerden biri yapsaydı..
Savcılar çoktan kapımıza dikilmişti..
Eğer bu ülkede herkes eşit haklara sahipse, eşit derecede yasalara karşı sorumluysa..
Ben savcıların Akaydın’ın kapısına dikilmesini, devam etmekte olan bir davayı etkileyebilecek açıklamalar yapmaktan gerekli işlemin yapılmasını istiyorum..
Sonuçlarına da razıyım..

Hukukun temel amacı, “kamu vicdanını rahatlatmak”tır..
Bunu da bağımsız mahkemelerin alacağı “adaletli kararlarla” sağlar..
Halkkart konusunda “kamu vicdanı rahatlatılmalı”dır..
Ayrıca..
Devam eden bir davayla ilgili yorum yapmanın cezası da verilmelidir..
Şeriatın kestiği parmak acımaz..