Bunların hesabı sorulacaktır herhalde..
Antalya’nın en büyük eksiklerinden biri olan “Stadyum” konusunda startı vermiş..
Baktı ki, bu Akaydın ve yönetiminin aklı fikri eğlencede..
Antalya “stad” diye inim inim inliyor, dinleyen yok..
Antalya milletvekillerine, “haydi bakalım, yapalım şu işi” deyip çalışmaları başlatmış..
Stadyum deyince..
Türel’in başlattığı, ama yeni yönetimin yok etmek için elinden geleni yaptığı 100 Yıl Projesi hep içimi yakar..
“Dokuma” falan deniyor, ama umarım Başbakan 100. Yıl’ı “aynen” yaptırır..
…
Neyse bugün sizlere stadyum tartışması yazmak istemiyorum..
Başbakan’ın stadyum talimatı..
Aklıma stadyum karşılığı yapılacak olan “REZİDANS”ı getirdi..
140 bin metrekare alanı olan 250 metre yüksekliğinde olacaktı..
Akaydın bunu, “Antalya’nın kalbine saplanan hançer” diye yorumlamıştı..
Ama..
Aynı Akaydın, Otogar’ın bitişiğindeki alana 123 bin metrekare alanı olan bir başka “REZİDANS” için geçen yıl plan tadilatı yaptırdı..
100. Yıl alanı Antalya’nın kalbi de, Otogar’ın bitişiğindeki alan böbrekleri mi?
Diyelim ki öyle..
Hançer saplandıktan sonra..
Ha kalbe saplanmış, ha böbreğe ne fark eder?
Bu hesabın(!) hesabı herhalde sorulacaktır..
…
Kaldırımlar sökülüyor, yeniden yapılıyor..
Niye?
“Turistik bir kent güzelleşsin” diye..
Düşünce de yapılanlar da güzel..
Ama..
Bu kazılan kaldırımların kenarlarında topraklar torflandı, binlerce çiçek ekildi..
Kapalı yolda da yine çevre düzenlemesi yapıldı, çiçekler ekildi..
Hepsi için dünyanın parası harcandı..
Ancak..
Daha ayı dolmadan kazılara başlandı..
Yazık değil mi?
Madem bu kazılar yapılacaktı, niye çiçekleri ektirdin?
Bu hesabın(!) hesabı herhalde sorulacaktır..
…
Önceki gün Büyükşehir’den gelen haber bültenini görünce, gülmekten kırıldım..
Akaydın, Üniversite öğrencilerine “bedava sabah çorbası” dağıtmaya başlamış..
Tesadüf, aynı gün işe gelirken Büyükşehir çalışanlarından bazıları yoluma çıktı..
“Ya Ali abi, şu bizim maaşlar yine aksamaya başladı.. Yılbaşından bu yana 5 kuruş almadık” dediler..
“Niye” diye sordum, “paraları yokmuş” dediler..
İşçiye yok, ama “bedava çorba”ya var..
Aslında Akaydın bunu hep yapıyor..
Rektörlüğü kaybettikten ve Başkan seçildikten sonra elini Üniversite’den hiç çekmedi..
Sınavda, kayıtta, gençlik şölenlerinde hep üniversitede..
Sanki orada bu işler yapılmıyormuş gibi..
Ama..
Hesabı başka..
Başkanlığı beceremedi, gözü hala rektörlükte..
Bunun yatırımını yapıyor..
Bedava çorba verirken, çalışanlarına maaşını ödememek olacak iş değil..
Bu hesabın(!) hesabı herhalde sorulacaktır..
…
Aslında, “Antalya adına hesabı sorulması gereken” daha çok şey var..
Antkart-Halkkart..
Düden Park..
Her gün biraz daha kilitlenen kent içi ulaşım..
Dolmuş-otobüs..
Kapatılmayan çukurlar..
Vesaire vesaire..
Yeri ve zamanı geldikçe bunları bir bir dile getireceğiz elbet..
…
Sanırım, “kim kimdir” Antalya giderek daha anlıyordur..
Anlıyor mudur gerçekten?
Göreceğiz..