Bunun dünyada örneği var mı hocam?

Abone Ol

Prof. Dr. İlber Ortaylı şöyle buyurmuş:

“Dünyanın hiçbir yerinde, Ana Yasa Mahkemesi’nin kararına karşı gelen, saygı duymayan bir CB bulamazsınız. Yok..”

SÖZLÜKTE KARŞILIĞI YOK

Önce şunu söyleyeyim;

Koskoca bir akademisyenin daha “Anayasa” ifadesinin nasıl yazıldığını bilmemesine şaşırdım..

“Acaba, ben mi yanlış biliyorum” diye hemen İmla Kılavuzu’nu açtım..

“Ana Yasa” yazdım, hiçbir karşılığı yoktu..

“Anayasa” yazdım, “bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi” şeklinde bir tarif çıktı..

Evet hocam, doğrusu “Anayasa” imiş..

Sayende bir kez daha öğrendik, pekiştirdik..

Ardından, “İlber Hoca, hiçbir karşılığı olmayan ‘Ana Yasa’ ifadesini bilerek mi kullandı acaba” demekten kendimi alamadım..

Öyle ya..

“Ana Yasa” anlamı olmayan bir ifadeyse, “Ana Yasa Mahkemesi” diye bir kurum da olamaz, değil mi?

Cümleyi bir daha okuyalım:

“Dünyanın hiçbir yerinde, Ana Yasa Mahkemesi’nin kararına karşı gelen, saygı duymayan bir CB bulamazsınız..”

Bu durumda; “akademisyen” İlber Ortaylı, Cumhurbaşkanı’nı eleştirdi mi, haklı mı buldu anlayamadım doğrusu..

Haksız mıyım?

Şimdi biraz ciddileşelim..

ŞERİAT’IN KESTİĞİ PARMAK

Evet, bir “hukuk devleti”nde (normal olarak) olması gereken şey bu..

Yani, (Cumhurbaşkanı da olsa) “yargı”nın verdiği kararlara kimse karşı gelmemeli, herkes saygı duymalı..

Kültürümüzde, “Şeriat’ın kestiği parmak acımaz” gibi lafları da bu yüzden söyleriz..

Dünyanın hiçbir ülkesinin kültüründe, “yargı” kararlarına saygı duyulması gerektiğini anlatan bu tür ifadeler bulamazsınız, yok..

Ancak..

Şimdi dönelim “Anayasa Mahkemesi”ne..

Ne iş yapar bu mahkeme?

Birincil olarak anayasal hukukla uğraşan yüksek mahkemedir.. Temel yetkisi de, işleme sokulması düşünülen veya işleme sokulan yasaların veya bazı temel yasama uygulamalarının ülkenin anayasasıyla bağdaşıp bağdaşmadığını tespit etmektir..

Ayrıca..

Kişiler haklarını ararken, başka mahkemelerde veya yüksek yargıda “haksızlığa uğradıkları” hissine kapılarak, “adaletli karar” vereceğine inandıkları “Anayasa Mahkemesi”ne de başvurabiliyorlar..

Ama..

Ortada hiçbir mahkeme kararı olmadan, kişinin haksızlığa uğrayıp uğramadığı bile belli değilken, yani henüz hukuki süreç bitmeden Anayasa Mahkemesi, “haksızlığımı gider” diye kendisine yapılan bir müracaatı kabul etmez, etmemeli..

Çünkü, böyle yaparsa bizzat Anayasa Mahkemesi “Anayasa’yı” çiğnemiş olur..

Tıpkı, “gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’e tahliye yolunu açma kararı”nda olduğu gibi..

“Yetkisini aşan” bir mahkemenin kararı için, “Şeriat’ın kestiği parmak acımaz” diyerek saygı göstermek mümkün mü?

ORTAYLI VE DÜNDAR’A SORU

Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’e tahliye yolu açan Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararı”na gösterdiği tepkiye tepki gösterip, “bunun dünyada örneği yok” diyor..

Şimdi hocamıza soralım;

Dünyanın bütün ülkelerinde gizli servisler ve yaptıkları operasyonlar “ülke çıkarı” içindir ve harekatların gizlidir, açıklanması ve haber yapılması da suçtur..

Buna göre;

“Ülkesinin gizli kalması gereken sırlarını açıklayan ve adı casusluk olan” suçlamayla yargılanan birini serbest bırakan bir mahkeme, dünyanın hangi ülkesinde var?

Bunun dünyada örneği var mı hocam?

Son bir şey daha belirtip yazımı bitiriyorum..

Can Dündar’a ve daha birçok muhalif kişiye göre, Erdoğan bir “diktatör” ve Türkiye de “Cumhuriyet değil diktatörlük”..

Bunu da Can Dündar’a soralım:

“Anayasa Mahkemesi, kendisi hakkındaki kararı ‘öncelikle’ görüşürken, ‘diktatör’ dediği Cumhurbaşkanı'nın hak ihlali başvurusunu 2 yıldır bekletmesini nasıl bir ‘tek adam’lıkla açıklayabilir acaba?”

BİR HUKUK DEVLETİ MİYİZ?

Evet, bir “hukuk devleti”nde Cumhurbaşkanı da olsa “yargı”nın verdiği kararlara herkes saygı duymalı..

Ama..

“Yetkisini aşan” bir mahkemenin kararı için, “Şeriat’ın kestiği parmak acımaz” diyerek saygı göstermek mümkün mü?

Bu memlekette, “vatanını seven” kaç kişi kaldı, gerçekten çok merak ediyorum..