Büyükşehir meclisi.. Tartışmalar.. Ve sonrası..

Abone Ol

BİR.. Antalya’da AVM’lere şiddetle karşı çıkan Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği (AESOB) yönetiminde bulunan Büfeciler Odası Başkanı Ak Partili Adlıhan Dere’nin, Konuksever Mahallesi’ne yapılacak AVM’ye “evet” oyu kullanması..
İKİ.. Bu alışveriş merkezi için CHP’li Muratpaşa Başkanı Süleyman Evcilmen ile CHP’li Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın’ın sert tartışması..
ÜÇ.. Akaydın’ın istediği “borçlanma yetkisi” konusuna destek veren MHP’li Reşat Oktay’ın Ak Parti’li Murtaza Tamyürek tarafından “CHP’nin sözcüsü” olarak nitelenmesi..
Can alıcı..
Akıllarda kalıcı..
Seçimlerde herkes için ölçü olması gereken üç konu..

BİR..
Adlıhan Dere’nin şu an içinde bulunduğu durum, herkese ders olmalı..
Hep söylüyoruz..
STK’lar siyasi partilerin arka bahçesi olmamalı..
Bir STK’nın yöneticisi veya başkanı olup, bir siyasi partinin de meclis üyesi olunca..
İşte böyle, “şiddetle karşı çıktığın” bir konuya (AVM’lere), partinin grup kararı gereği “kabul oyu” vermek zorunda kalıyorsun..
Birini yapanın diğerini terk etmesi gerekiyor demek ki..
İşte bu nedenle..
Adlıhan Dere STK yöneticilerine de, siyasetçilere de ders olmalı..
Tabii vatandaşlara da..

İKİ..
Meclis’te Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, AVM itirazında haklıydı..
“Benim sorumlu olduğum bir ilçede yapılacak bir plan değişikliği, bana sorulmadan, fikrim alınmadan yapılmıştır.. Bu bir suçtur, bana hakarettir, beni yok saymaktır” dedi..
Ve devam etti:
“Ben bu işin peşini bırakmam.. Hukuki yollardan hakkımı aramasını da bilirim..”
Bu konuşma direk Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın’a karşı yapılmıştı..
Akaydın sinirlendi..
Evcilmen sinirlendi..
İkisi de CHP’li birer başkandı..
Birbirlerinden habersiz imar planlarının yapıldığı böylece ortaya çıkmış oldu..
Bundan da hem siyasetçilerin, hem yerel yöneticilerin hem de vatandaşın çıkaracağı çok dersler var..

ÜÇ..
Ak Parti’li Murtaza Tamyürek, MHP’li Reşat Oktay için yaptığı “CHP’nin sözcüsü” nitelemesinde bence haklıydı..
Meclis üyeleri her ne kadar “parti kararları”nı uygulamak zorunda iseler de, öncelik “vicdan kararları” olmalıdır..
Tamyürek Oktay’ı Akaydın’a destek vermekle suçluyor..
Oktay da kendini şöyle savunuyor:
“Akaydın bu borçlanma yetkisini alamaz ise 2013 ve 2014 yıllarında hizmet yapamaz..
Ak Parti’nin amacı hizmeti önlemek için manipülasyon yapmak..
Bu durumda Antalya halkı hizmetsiz kalacak..
İşçiler maaşlarını alamayacak, şirketler hak edişlerini alamayacak..
Bizim desteğimiz Akaydın’a değil, CHP’li bir belediye başkanınadır..
Dolayısıyla Antalya halkına destektir..”
Eğer..
Akaydın 3 defa “işçi borçlarını bahane ederek” borçlanma yetkisi almamış olsaydı..
Borçlanma yetkisi aldığında da işçi borçlarını ödeseydi..
Oktay’a hak verebilirdim..
Seçimlere 14.5 ay kala..
Akaydın, “bundan sonra seçim yatırımları yapacağım” demeseydi..
Bugüne kadar borçlanmalardan ve satışlardan elde ettiği 230 milyon lira ile “kaldırım çalışması yapıp, cadde güzelleştirdiğini öne süren” Akaydın Antalya’ya vizyon bir proje bile yapsaydı..
Eğlence ve söyleşilere verilen para kadar, Antalya’nın konumuna yaraşır yatırımlara da harcama yapılsaydı..
Yine Oktay’a hak verebilirdim..
Ama, veremiyorum..

Meclis’teki bu tür tartışmaların yaşandığı toplantıdan iki gün sonraAkaydın ve “Akaydıncı meclis üyeleri “ bir grup halinde Japonya’ya gitti..
Orada, “altyapı hizmetleri nasıl yapılıyor” onu öğrenmek için..
Eminim göreceklerini görmüşler, öğreneceklerini öğrenmişlerdir..
Bunu bize önümüzdeki günler gösterecek..
Peki..
Bu arada..
Yukarıda anlattığım tabloya bakarak Antalya halkı nasıl bir başkan, nasıl bir meclis üyesi seçeceğini öğrendi mi, ben asıl bunu merak ediyorum..
Seçimlerde bunu da göreceğiz..

Tanrı Antalya’yı korusun..