Antalya Büyükşehir Belediyesi Çalkaya bölgesinde yapılan imar çalışmaları ile vatandaşların parsellerinden yapılan yüzde 5 oranındaki kesintinin Hazine’ye verildiği, tapular üzerindeki şerhlerin Büyükşehir Belediyesince kaldırılabileceği ve eski imar planları ile devam edilebileceği iddiaları hakkında açıklama yaptı. Çalkaya Bölgesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje alanı içerisinde 21 Şubat 2018 tarihinde Maliye Bakanlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Aksu Belediyesi arasında imzalanan Sulhname uyarınca, Aksu Belediyesine ait yaklaşık 154 bin metrekarelik alanın bedelsiz olarak, Maliye Hazinesine ait 266 bin 988 metrekare alan olmak üzere toplam 420 bin metrekare alanın harca esas bedel üzerinden Büyükşehir Belediyesine devredildiği hatırlatılan açıklamada müfettiş raporları ve mahkeme kararları ile belirlenen Aksu Belediyesinin Hazine’ye olan 654 milyon 027 bin 921 TL borcundan da feragat edildiği bildirildi. Açıklamada ayrıca buna karşılık Maliye Hazinesi adına 300 bin metrekare alanın tahsis edilmesinin karara bağlandığına dikkat çekildi. Mahkeme kararıyla iptal
5393 sayılı Kanunun 73. maddesi uyarınca bölgede yer alan Maliye Hazinesine ait yaklaşık 770 bin metrekare alanın proje kapsamında Büyükşehir Belediyesine devredilmesi talep edildiği, bu parsellerin yüzde 90’ının devrinin gerçekleştiği, kalan parsellere yönelik işlemlerin ise devam ettiği bilgisi paylaşılan açıklamada, "Hazineden alınan bu alanların; yaklaşık 200 bin metrekaresi yol, park, çocuk oyun bahçesi, ilköğretim alanı vb. DOP alanlarına terk edilmiş, yaklaşık 400 bin metrekaresi ise sosyal kültürel tesis alanları, üniversite alanı, spor alanları vb. KOP alanlarına ayrılmıştır. Sonuç olarak proje alanı içerisinde yer alan Hazine mülkiyetine ait alanların büyük kısmı Büyükşehir Belediyesi’nce alınmış ve kamu adına kullanılmıştır. Mülga Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığı’nın parselasyon uygulamalarına yönelik araştırmaları sonucunda bölgedeki tapulara şerh koymuştur. Dolayısı ile tapular üzerine konulan şerhler ancak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce kaldırılabilecektir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 15 Ocak 2007 tarih 128 sayılı yazıları ile şerhlerin kaldırılmasının ancak bölgede yapılacak yeni bir imar planı ve parselasyon planı ile mümkün olabileceğini belirtmiştir. Bölgedeki imar ve parselasyon planlarının büyük bir kısmı usulsüz uygulamalar olduğu gerekçesi mahkeme kararları ile iptal edilmiştir" denildi. Birçok kurum ile koordineli
Geçmiş tarihlerde yapılmış olan imar planlarında bölgenin projeksiyon nüfusunun çok üzerinde tamamı ile rant tabanlı, teknik gerekçelerden uzak bir nüfus ataması yapıldığı, İmar Kanunu uyarınca bu nüfusa ayrılması gereken teknik-sosyal donatı alanları yasalarda belirtildiği şekilde ayrılmadığı, ayrılanlar da konut alanlarına dönüştürülerek satılmak sureti ile yeterli sosyal ve teknik donatı alanı olmayan yasalara aykırı planlar oluşturulduğu bildirilen açıklamada kamuya ayrılması gereken alanların büyük kısmının kamu eline geçemediği, özel mülkiyette kaldığı kaydedildi. Açıklamada şöyle denildi: “Bu durum imar planlarının iptal gerekçelerinin de başında gelmektedir. Sonuç olarak geçmiş tarihlerde yapılmış olan imar planlarının aynı şekilde korunması imar mevzuatı açısından mümkün değildir. Belediyemizce yapılmış olan planlama çalışmalarında, imar mevzuatında öngörülen standartlarda donatı alanı ayrılarak yasalara ve yönetmeliklere uygun, teknik temellere dayalı, uygulanabilir bir imar planı çalışması yapılarak vatandaşlarımızın mağduriyetleri giderilmiştir. Çalkaya Bölgesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi belediyemizce uzun yıllar altyapısı oluşturulmuş, ilgili birçok kurum ile koordineli olarak çalışılmış, ayrıntılı analiz çalışmaları tamamlanmış ve uzman ekipler oluşturularak yoğun teknik bir çalışmanın neticesinde sonuca ulaşabilmiştir." Balbey açıklaması
Büyükşehir Belediyesi, tarihi Balbey Mahallesinde yürütülen ‘Kentsel Yenileme Projesi’ ile ilgili Cumhurbaşkanlığınca alınan kamulaştırma kararına yönelik iddialara ilişkin de yazılı bir açıklama yaptı. Büyükşehir Belediyesinin 10 yıllık belediyecilik hizmetlerinde başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Bakanlar Kurulunun desteklerini hep yanında hissettiğinin altı çizilen açıklamada Antalya'da bugüne kadar çözümsüz kalan, kesinlikle çözülemez denilen pek çok konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Antalya’ya olan özel ilgisi sayesinde hızlı bir şekilde çözüme kavuştuğuna dikkat çekildi. Açıklamada, "Bilindiği gibi Çalkaya Bölgesinde 30 yılı aşkın bir süreden beri çözüm bekleyen mülkiyet sorunu da Türkiye Büyük Millet Meclisinin sadece o bölgeye özgü çıkardığı kanun sayesinde sonuca ulaşmıştır. Kepez ve Santral Mahallerinde süren Türkiye’nin en sorunsuz, en büyük ve ödüllü kentsel dönüşüm projesinin bölge sakinlerinin hemen hemen tamamıyla mutabakat sağlamak sureti ile hayata geçirildiğinin unutulmaması gerekmektedir” denildi. Mutabakat sağlanıyor
Balbey Mahallesi Kentsel Yenileme Projesi’nde de aynı yolun izlendiği belirtilen açıklamada bölge sakinleriyle mutabakat sağlanması yönünde çalışmaların önemli bir orana geldiği bilgisi de paylaşıldı. Son derece hassas ve titizlikle yapılan bu çalışmaların görmezden gelinerek Balbey Mahallesinin tamamı bir anda kamulaştırılarak yıkılacak şeklinde iddiaların ortaya atıldığı hatırlatılan açıklamada, "Oysa bugüne kadar toplam 43 adanın yalnızca iki adasında birinci etap olarak çalışma başlatılmıştır. Birinci etap olarak anılan iki ada ile ilgili Büyükşehir Meclisinden de geçen plan revizyonuna uygun şekilde vatandaşlarımızla uzlaşı aşamasının sonuna gelinmiştir. Ancak özellikle 10 metrekareden küçük hak sahiplikleri projenin uygulanabilmesini olanaksız kılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı’ndan alınan kamulaştırma kararı bu tür çözümsüzlükleri ortadan kaldırırken, projeyi sabırsızlıkla bekleyen onlarca hak sahiplerinin haklarının korumasını sağlayacaktır. Ayrıca şu ana kadar hiçbir kamulaştırma işlemi yapılmadığı gibi herhangi bir kamulaştırma işlemine de başlanmamıştır.” ifadeleri kullanıldı. Açıklamanın devamında şöyle denildi: “Şu aşamada yalnızca birinci etapta kullanılmasına ihtiyaç duyulacak olan Balbey Mahallesi ile ilgili kamulaştırma kararının bölgenin tamamını kapsayacakmış gibi yansıtılmasının maksatlı olduğunu kamuoyuyla paylaşırız. İkinci bir Kaleiçi olarak adlandırılan Balbey Mahallesi’nin 500 yıllık kültürel ve tarihi mirasını koruma amaçlı yapılan bu çalışmayı baltalamak isteyenler daha öncede benzer yalanları diğer projelerimiz içinde söylemişlerdi. Bu türden yapılan haberlerde ilgili kurum olan Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir bilgi talebinde bulunulmaması, yapılan haberin maksatlı olduğunun göstergesidir. Böylesine teknik bir konuda açıklamada bulunan kurum ve kişiler tek taraflı bir yaklaşım göstererek kamuoyunu yanıltma eğiliminde bulunmaktadır." İHA
5393 sayılı Kanunun 73. maddesi uyarınca bölgede yer alan Maliye Hazinesine ait yaklaşık 770 bin metrekare alanın proje kapsamında Büyükşehir Belediyesine devredilmesi talep edildiği, bu parsellerin yüzde 90’ının devrinin gerçekleştiği, kalan parsellere yönelik işlemlerin ise devam ettiği bilgisi paylaşılan açıklamada, "Hazineden alınan bu alanların; yaklaşık 200 bin metrekaresi yol, park, çocuk oyun bahçesi, ilköğretim alanı vb. DOP alanlarına terk edilmiş, yaklaşık 400 bin metrekaresi ise sosyal kültürel tesis alanları, üniversite alanı, spor alanları vb. KOP alanlarına ayrılmıştır. Sonuç olarak proje alanı içerisinde yer alan Hazine mülkiyetine ait alanların büyük kısmı Büyükşehir Belediyesi’nce alınmış ve kamu adına kullanılmıştır. Mülga Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığı’nın parselasyon uygulamalarına yönelik araştırmaları sonucunda bölgedeki tapulara şerh koymuştur. Dolayısı ile tapular üzerine konulan şerhler ancak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce kaldırılabilecektir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 15 Ocak 2007 tarih 128 sayılı yazıları ile şerhlerin kaldırılmasının ancak bölgede yapılacak yeni bir imar planı ve parselasyon planı ile mümkün olabileceğini belirtmiştir. Bölgedeki imar ve parselasyon planlarının büyük bir kısmı usulsüz uygulamalar olduğu gerekçesi mahkeme kararları ile iptal edilmiştir" denildi.
Geçmiş tarihlerde yapılmış olan imar planlarında bölgenin projeksiyon nüfusunun çok üzerinde tamamı ile rant tabanlı, teknik gerekçelerden uzak bir nüfus ataması yapıldığı, İmar Kanunu uyarınca bu nüfusa ayrılması gereken teknik-sosyal donatı alanları yasalarda belirtildiği şekilde ayrılmadığı, ayrılanlar da konut alanlarına dönüştürülerek satılmak sureti ile yeterli sosyal ve teknik donatı alanı olmayan yasalara aykırı planlar oluşturulduğu bildirilen açıklamada kamuya ayrılması gereken alanların büyük kısmının kamu eline geçemediği, özel mülkiyette kaldığı kaydedildi. Açıklamada şöyle denildi: “Bu durum imar planlarının iptal gerekçelerinin de başında gelmektedir. Sonuç olarak geçmiş tarihlerde yapılmış olan imar planlarının aynı şekilde korunması imar mevzuatı açısından mümkün değildir. Belediyemizce yapılmış olan planlama çalışmalarında, imar mevzuatında öngörülen standartlarda donatı alanı ayrılarak yasalara ve yönetmeliklere uygun, teknik temellere dayalı, uygulanabilir bir imar planı çalışması yapılarak vatandaşlarımızın mağduriyetleri giderilmiştir. Çalkaya Bölgesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi belediyemizce uzun yıllar altyapısı oluşturulmuş, ilgili birçok kurum ile koordineli olarak çalışılmış, ayrıntılı analiz çalışmaları tamamlanmış ve uzman ekipler oluşturularak yoğun teknik bir çalışmanın neticesinde sonuca ulaşabilmiştir."
Büyükşehir Belediyesi, tarihi Balbey Mahallesinde yürütülen ‘Kentsel Yenileme Projesi’ ile ilgili Cumhurbaşkanlığınca alınan kamulaştırma kararına yönelik iddialara ilişkin de yazılı bir açıklama yaptı. Büyükşehir Belediyesinin 10 yıllık belediyecilik hizmetlerinde başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Bakanlar Kurulunun desteklerini hep yanında hissettiğinin altı çizilen açıklamada Antalya'da bugüne kadar çözümsüz kalan, kesinlikle çözülemez denilen pek çok konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Antalya’ya olan özel ilgisi sayesinde hızlı bir şekilde çözüme kavuştuğuna dikkat çekildi. Açıklamada, "Bilindiği gibi Çalkaya Bölgesinde 30 yılı aşkın bir süreden beri çözüm bekleyen mülkiyet sorunu da Türkiye Büyük Millet Meclisinin sadece o bölgeye özgü çıkardığı kanun sayesinde sonuca ulaşmıştır. Kepez ve Santral Mahallerinde süren Türkiye’nin en sorunsuz, en büyük ve ödüllü kentsel dönüşüm projesinin bölge sakinlerinin hemen hemen tamamıyla mutabakat sağlamak sureti ile hayata geçirildiğinin unutulmaması gerekmektedir” denildi.
Balbey Mahallesi Kentsel Yenileme Projesi’nde de aynı yolun izlendiği belirtilen açıklamada bölge sakinleriyle mutabakat sağlanması yönünde çalışmaların önemli bir orana geldiği bilgisi de paylaşıldı. Son derece hassas ve titizlikle yapılan bu çalışmaların görmezden gelinerek Balbey Mahallesinin tamamı bir anda kamulaştırılarak yıkılacak şeklinde iddiaların ortaya atıldığı hatırlatılan açıklamada, "Oysa bugüne kadar toplam 43 adanın yalnızca iki adasında birinci etap olarak çalışma başlatılmıştır. Birinci etap olarak anılan iki ada ile ilgili Büyükşehir Meclisinden de geçen plan revizyonuna uygun şekilde vatandaşlarımızla uzlaşı aşamasının sonuna gelinmiştir. Ancak özellikle 10 metrekareden küçük hak sahiplikleri projenin uygulanabilmesini olanaksız kılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı’ndan alınan kamulaştırma kararı bu tür çözümsüzlükleri ortadan kaldırırken, projeyi sabırsızlıkla bekleyen onlarca hak sahiplerinin haklarının korumasını sağlayacaktır. Ayrıca şu ana kadar hiçbir kamulaştırma işlemi yapılmadığı gibi herhangi bir kamulaştırma işlemine de başlanmamıştır.” ifadeleri kullanıldı. Açıklamanın devamında şöyle denildi: “Şu aşamada yalnızca birinci etapta kullanılmasına ihtiyaç duyulacak olan Balbey Mahallesi ile ilgili kamulaştırma kararının bölgenin tamamını kapsayacakmış gibi yansıtılmasının maksatlı olduğunu kamuoyuyla paylaşırız. İkinci bir Kaleiçi olarak adlandırılan Balbey Mahallesi’nin 500 yıllık kültürel ve tarihi mirasını koruma amaçlı yapılan bu çalışmayı baltalamak isteyenler daha öncede benzer yalanları diğer projelerimiz içinde söylemişlerdi. Bu türden yapılan haberlerde ilgili kurum olan Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir bilgi talebinde bulunulmaması, yapılan haberin maksatlı olduğunun göstergesidir. Böylesine teknik bir konuda açıklamada bulunan kurum ve kişiler tek taraflı bir yaklaşım göstererek kamuoyunu yanıltma eğiliminde bulunmaktadır." İHA