Çamlar ölüyor
Antalya’da yaşayan özellikle dar gelirli ailelerin hafta sonlarını değerlendirdiği bakir kalmış son yer olan Sarısu için bir takım projeler üretildi.
Hakkını yememek lazım ki, Menderes Türel’in Sarısu projesi, Mustafa Akaydın’ın projesinden çok daha hoş ve Antalya’ya yakışan bir projeydi ancak, Akaydın seçilince kendi projesi için çalışmalar başlatıldı.
2009’dan 2011’e 2 yıl geçti fakat Sarısu için ortaya çıkmış bir eser yok.
Çıkartılmaya çalışılıyor da, çıkartılmıyor mu, yoksa çalışmalar karınca hızıyla dahi yol mu almıyor işte bu muamma.
Her gün bir takım gelişmeler oluyor.
Orman Bölge Müdürlüğü resmi araçlarını Sarısu girişine park edip, proje için emek sarf edenlere çalışma imkanı sağlamadığı defalarca gündeme taşındı.
Peki ama neden?
Geçtiğimiz Cumartesi günü Geyikbayırı tarafındaydım. Aracımla yukarıya doğru tırmanırken, çam ağaçlarını görünce yüreğim cız etti.
Çakırlar’dan, Feslikan’a kadar olan güzel ormanımızı ortaya çıkartan o çam ağaçları sanki kaderine terk edilmiş.
Her biri hastalıklı halde.
İlk bakışta sanırsınız ki ağaçlar yangından çıkmış.
Yeşil olması gereken dalları kahverengiye dönüşmüş.
Belli ki salgın hastalığa yakalanmışlar ancak, bunu engellemek adına en küçük bir çalışma yapan yok.
İnanmayan sürsün arabasını Çakırlar’a, çıksın Geyikbayırı istikametinden Feslikan’a doğru.
Eminim ki fazla gitmesine gerek kalmayacak, birkaç kilometre sonra, “Vay be” diye diye geri dönecektir.
Tabi ki arabanın direksiyonundaki kişi vicdan sahibiyse.
Peki o ağaçlara bakmakla yükümlü olan kurum neresidir?
Ormanlarımızla ilgilenmesi gerekenler Sarısu mesaisinden vakit mi bulamamaktadırlar ki?
“Projede bir takım prosedür eksiklikleri var” bahanesiyle 2 yıldır engellemeler üzerine engellemelerde bulunulan Sarısu’daki çam ağaçlarıyla, Çakırlar tarafındaki çam ağaçları arasında büyük fark var.
Sarısu’dakiler yeşil, Çakırlar tarafındakiler ise sarı ile kahverengi karışımı.
Bunun hesabını vermesi gerekenler, Sarısu’nun hesabını görmekten, bakmakla, yaşatmakla, üretmekle yükümlü olanlar ne yazık ki güzelim çam ağaçlarını belli ki kaderine terk etmişler.
Yazık.
Birkaç yıl sonra gölgesinde oturulacak çam ağacı bulamazsak hiç kimse şaşırmasın.
Çünkü o ağaçlar hasta.,
Yok olmaya yüz tutmuş.
Çamların dallarını saran kurtlar, yapraklardan başlayarak gövdeye doğru gelmişler.
Çamlar nasıl kurtulur?
Hastalıktan nasıl arındırılır bunun cevabını verecek olan ben değilim.
Vermesi gerekenler ise, Sarısu mesaisinden asli görevlerine ayıracak zamanları mı yok ne?
Çamlar can çekişiyor.
O güzelliklerin yok olmaması için acil yardım gerekli.
Orman Bölge Müdürlüğü’nün ambulansı Sarısu’dan beri gelmiyor ki.