CHP, CHP’ye oy verenlerin partisi değil artık..

AKAYDIN VE ESEN’İ DİNLEDİK

Dün CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, yanına İl Başkanı Semih Esen’i de alarak, basınla “kahvaltılı” bir sohbet yaptı..

“Ana konum terör ve turizm” dedi..

Turizmin gidişatından duyduğu endişeleri rakamlarla anlattı..

Terörün turist sayısında gerileme yarattığını, terörün bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi..

Ardından, “erken seçim, koalisyon  ve adaylık” konusundaki sorulara Esen’le birlikte cevap verdi..

(Toplantıda Semih Esen, Mustafa Akaydın’a oranla daha akılcı, daha kültürlü, daha donanımlı bir görüntü verdi, takdir etmek lazım..)

CHP’nin genel anlamda yapısı neyse, Akaydın ve Esen de “aynı tutumu” sergiledi..

Suçlama var, eleştiri var, ama “öneri” yok..

Ya da şöyle söyleyeyim; “tek önerileri” var, o da CHP’nin iktidar olması..

“CHP iktidar olursa, Türkiye’de hiçbir sorun kalmayacak”mış..

İyi de..

CHP hiç “normal” yollardan iktidar olmaya çalışmıyor ki..

Ya “gerçekleşmesi mümkün olmayan” vaadler veriyor, ya da şimdi anlatacağım “hinlik”ler yapmaya çalışıyor..

Böyle olunca da, millet güvenmiyor, iktidar da yapmıyor..

AKILLILAR VE AHMAKLAR

Biliyorsunuz, “hükümet kurma” süresi pazartesi günü doluyor..

Kurulamazsa, hemen bir “erken seçim”e gidiliyor..

İşte bu noktada CHP, “kendini akıllı, milleti ahmak” yerine koyarak diyor ki:

“Ahmet Davutoğlu hükümet kuramadı, süre de bitmedi, Cumhurbaşkanı hükümet kurma görevini şimdi Kemal Kılıçdaroğlu’na vermeli..”

Soruyorum; Kılıçdaroğlu’nun matematiksel olarak TBMM’den “güvenoyu” alma şansı var mı?

Yok..

Öyleyse niye görev istiyor?

İşte “cin”lik burada..

Ankara kulislerinde konuşulan iddiaya göre..

CHP’nin, Cumhurbaşkanı’ndan hükümeti kurma görevini istemesinin altında, “güvenoyu alamasa da, CHP’li hükümetle seçime gidilmesi” planı yatıyor..

1- Kılıçdaoğlu, Meclis’te destek bulamayacağını bilmesine rağmen kabine listesini Cumhurbaşkanı’na sunacaktı..

2- Erdoğan’nın da önüne gelen kabineyi onaylamak durumunda kalacağını hesap eden Kılıçdaroğlu, kuracağı “azınlık hükümeti” için Meclis’te güvenoyu isteyecekti..

3- Kılıçdaroğlu’nun “Başbakan” olduğu bu hükümet, Meclis’ten güvenoyu alamasa da, hükümeti kurmak için verilmiş olan 45 günlük süre kesilmiş ve ikinci 45 günlük süreye imkân tanınmış olacaktı..

4- Böylece olası bir seçime, Kılıçdaroğlu’nun Başbakanlığındaki hükümetle gidilecekti..

Ancak..

Öyle anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan da en az CHP’liler kadar “cin”..

Bu oyunu görüyor ve seçim hükümeti için süreci başlatarak yapılmak istenen hamleyi boşa çıkartıyor..

İki-üç gündür CHP’lilerin ve CHP’yi elinde tutanların Erdoğan’a karşı alabildiğine sertleşmelerinin nedeni bu..

CHP İLKELERİNDEN SAPIYOR

Bakın bu noktada CHP “neleri” göze alıyor..

CHP’liler hep, “Saray’a gitmeyeceğiz” demiyorlar mıydı?

İyi de, Erdoğan Kılıçdaroğlu’na “hükümeti kur” diye bir “görev” verseydi, CHP lideri görevi alabilmek için Beştepe’deki Saray’ın yolunu tutacaktı..

Bu neyi gösteriyor?

(Sürekli söylediğim gibi;)

Cemaatin ve küresel sermayenin elinde tuttuğu CHP’nin (nasıl olursa olsun) bir şekilde hükümette olmak için, “her yolu” mübah gördüğünü gösteriyor..

Buna, “CHP’nin ilkelerinden sapması” da dahil..

İyice ortaya çıktı ki..

CHP artık, CHP’ye oy verenlerin partisi değil..

Bir kısmı bunu görüyor..

Ama ben, “hepsinin” görmesini istiyorum..

Umarım, “görürler”..