CHP NEREYE KOŞTURULUYOR

Abone Ol

Bağırıyor, imdat istercesine “son kaleyi koruyalım” diye çağırı yapılıyor…

Neyin son kalesi?

Niye çığlık çığlığa bağırıyor, toplumun gerim gerim gerilmesine yol açacak ajitasyona yol açacak çağırılar yapıyorsunuz?

Yazık…

Savaş meydanlarında kurulduk, kurtuluşun ve kuruluşun partisiyiz sözlerine bu feryat-u figan uygun düşüyor mu?

Bu partinin akil insanları nerede?

Neden iktidara bu kadar yakınlaşmışken uzaklaşmak için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz?

“Kurultayda ve İstanbul Kongresinde delege iradesi satın alındı” kararına gerekçe olan savcılığın iddianamesindeki ifadeleri, belgeleri ve buna dayanarak verilen mahkeme kararını çürütmek yerine “bu yargı Sarayın Yargısıdır” diyerek neden kaçamak yapmayı seçiyorsunuz?

Neden onlarca hukukçunuz savcılığın iddialarını ve verilen mahkeme kararlarını çürütecek karşı argümanları kamuoyuna açıklayıp toplumu bilgilendirmiyor, hayır böyle bir şey olmadı demiyorlar?

Haklıysanız, bir basın toplantısı ile bunu topluma neden açıklamıyorsunuz?

“52 tane miting yapıp her birinde en yüksek sesle Erdoğan’a posta atarak toplumsal karşılık yaratma ve böylece vazgeçilmez lider(!) konumunu yakalamaya çalışmanız -delege iradesi satın alınmıştır- kararını ve inancını ortadan kaldırmıyor…”

Kılıçdaroğlu’na bunca saldırılarınız, hakaretleriniz, Gürsel Tekin’i İl Başkanlığı yapamaz duruma getirme çabalarınız sizin haklı olduğunuz anlamına gelmez…

CHP Genel Başkanlığı görevini yapan birisi Atatürk gibi iradeli, İnönü gibi zeki, Ecevit gibi örgütçü olmalıdır…

Bu özelliklere sahip olmayabilirsiniz ama tarihsel referanslarınız en azından bunları örnek olarak alacak düzeyde olmalı.

Tarihinde CHP hiçbir zaman “bir kişinin ikbal ve istikbali için aparat durumuna gelmemiştir…”

İktidarın tükenmişliğinden, hayatı yaşanmaz hale getirmesinden bıkkınlık getiren milyonlarca insanı İmamoğlu’nun ikbalinin peşine takmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.

Bir siyasi kurum geçmişiyle bağlarını koparacak eylem ve duruş içine girdiğinde yalnızca tecrübesini değil, giderek halk nezdinde meşruiyetini de kaybeder.

Şunu iyi bilin; partinin örgüt hafızası yapılmış olanları asla unutmaz…

Bugün Kılıçdaroğlu’nun seçim zarflarının mühürsüz olarak kullanılmasına ses çıkarmayışını, Demirtaş ve HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasındaki katkıları nasıl unutulmuyor ve dillendiriliyorsa;

“Delege iradesini satın alarak kongre ve kurultay alanları da unutmayacak ve yargılayacaktır…”

Kendinize ve örgüte bu kadar güveniyorsanız neden bunca çıngarı çıkarıyorsunuz?

Ne Gürsel Tekin ve ne de (muhtemelen) Kılıçdaroğlu o makamlara kazık çakacak değil.

Önünde sonunda kongreler ve kurultay gelip çatacaktır.

38. kurultayın yeniden yapılması zaten kaçınılmaz görünüyor.

Parti terbiyesine uyarak görevinizi mahkemenin tayin ettiği kişilere bırakırsınız, kurultay için çalışmalara başlar ve örgüt sizi haklı buluyorsa yeniden seçilirsiniz…

Niye geriyorsunuz bu ülkeyi?