Özellikle “demokrasiye inanan CHP’lilere” kendilerini son bir kez daha sorgulamaları gerektiğini anlatan bir yazıdır..
Kendilerine, “sandık yerine sokağı göstererek TC vatandaşlarını birbirine kırdırmaya çalışan zihniyete kanmayın artık” diye uyaran bir yazıdır..
Ötesi, CHP’ye gönül verenlere kalıyor..
…
KURULTAY NİYE YAPILIR?
Önce şunu söyleyeyim;
Her “kurultay” bir siyasi partinin “kendisini masaya yatırması”dır..
Eksiklerini-fazlalarını-yanlışlarını-doğrularını “dürüstçe” ortaya koyup, ülkeye en iyi hizmeti verebilmek için neyi nasıl yapacağıyla ilgili politikalarını belirlemesidir..
Kurultay yapan parti, halkın itibar etmediği bir anamuhalefet ise, “halk niye bizi tercih etmiyor” diye kendini sorgulaması, seçimlerle istediği yere nasıl geleceğiyle ilgili “demokratik bir strateji” belirlemesidir..
Her “kurultay” bir yenilenmedir, yenileşmedir..
…
Şimdi dönelim önceki gün ve dün yapılan CHP’nin 36. kurultayına..
- Eksiklerini/yanlışlarını masaya yatıran bir CHP gördünüz mü?
- “Halk bize niye itibar etmiyor” diye kendilerine “eleştirel bakan bir CHP” gördünüz mü?
- Yenilenmek ve yenileşmek isteyen bir CHP gördünüz mü?
- “Halka en iyi hizmeti CHP yapar” diyerek, bunun için ortaya bir fikir, proje, program koyan bir CHP gördünüz mü?
Hayır..
Peki ne gördünüz?
Ali Cengiz oyunlarıyla yönetimini ve fikrini değiştirmeyen, Türkiye düşmanları ile aynı kulvarda koşan, milleti sandık yerine sokağa çağıran bir CHP gördünüz..
Yani..
Değişme yok, gelişme yok, yenileşme yok..
CHP eski tas eski hamam, aynen devam ediyor..
Ediyor da, “CHP tabanı bu CHP’yi tercih etmeye devam edecek mi etmeyecek mi, sandık yerine sokağı tercih edecek mi etmeyecek mi?”
İşte asıl sorun bu..
CHP tabanı kurultayda yapılmayanı yapmalı, “kurultay ve sonucunu masaya yatırmalı”dır..
…
“UYDURMA NUTUK”LA ÇAĞRI
Biliyorum; işleri “kafa karıştırmak” olan bazı CHP’liler bu yazdıklarımı gölgelemek ve parti tavanını tartıştırmamak için, “kimse kimseyi sokağa çağırmadı” gibi laflar edecekler..
Bu nedenle..
8 kez seçim kaybetmesine rağmen, “yeniden CHP Genel Başkanı seçilen Kemal Kılıçdaroğlu”nun yaptığı kurultay konuşmasından bazı örnekler vereceğim..
Bu konuşmaya ortak olacak mısınız, “isyan çağrısı”na itibar edecek misiniz, karar sizin artık..
İşte size “demokrat” Kılçdaroğlu:
…
Demokratik seçimlerde umduğunu bulamayan Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimine karşı ilan edilen ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütlerinin temizlenmesi için başlatılan OHAL sürecini “darbe” olarak niteledi..
Ve Atatürk’e atfedilen ancak gerçek olup olmadığı konusunda tartışmalar bulunan Bursa Nutku ile isyan çağrısı yaptı..
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Atatürk Bursa Nutku’nda şöyle der; ‘Türk genci devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir..Bunları güçsüz düşerecek en küçük bir kıpırdanış duydu mu ülkenin polisi, askeri vardır demeyecektir, elinde ne varsa taşla sopayla onunla koruyacaktır..’
Bu Türk gençliğine verilen direnme hakkıdır..
Bu düzeni yıkmak bizim boynumuzun borcudur..
Bu düzeni yıkmak Kuvayımilliyecilerin namus borcudur..”
…
Bu konuşma, halkı sokağa çağırmak değil de nedir, söyler misiniz?
…
İŞTE SİZE İKİ “DÜZEN” FARKI
Bunları da bilin veya öğrenin diye yazıyorum..
1- Kılıçdaroğlu’nun “yıkacağız” dediği “düzen”de Türkiye;
Her konuda ve her anlamda tarihinin en büyük atılımlarını yapmış, kendi sanayisini yaratmış, ekonomisini büyütmüş, enflasyonu durdurmuş, paranın alım gücünü ve refahı arttırmış, üretim yapar hale gelmiş, sağlıktan sosyal güvenceye kadar her alanda çok önemli hizmetler almış, her ili otobanlarla birleşmiş, her ili havaalanı ile tanışmış, neredeyse her 3 kişiden biri araç sahibi olmuş..
Çok daha fazlası var, bunu şu anda yaşıyorsunuz..
2- Kılıçdaroğlu’nun “geri getireceğiz” dediği düzende Türkiye;
70 cent’e muhtaç, borç verin diye her önüne gelene yalvaran, bırakın ana parayı faizini bile ödeyemeyen, deprem için yapılan yardım paralarıyla memurunun maaşını veren, enflasyon canavarına hep yenilen, gecelik faizin yüzde 3 binlere çıktığı, kendine ait hemen hemen hiçbir üretimi bulunmayan, dışa tam bağımlı, suyu-elektriği olmayan, IMF’nin esiri olmuş, kendine ait siyasi ve ekonomik politikası olmayan, ekonomik esaret altında yaşayan bir “muz cumhuriyeti”..
Yaşı 30’un üzerinde olan herkes bunları yaşadı, gördü..
Artık bilenler bilmeyenlere anlatsın..
Tercih edin, hangi Türkiye’yi istersiniz?
…
ABD NE DİYORSA, O OLUR
Afrin harekatında hükümete eleştiriler getiren Kılıçdaroğlu, PYD/PKK terör örgütüne yönelik bir cümle bile kurmadı..
Tıpkı ABD ve Avrupa ülkelerinin temsilcileri gibi, “PKK-PYD-YPG-KCK teröristtir” demedi..
Ve halkı da “sandık” yerine “sokağa” çağırdı..
Hatırlayın, bu Kılıçdaroğlu “Başkanlık sistemi” eleştirisi yaparken, “Bu başkanlık sistemi kan dökmeden bu ülkede gerçekleştirilemez” demişti..
…
Kılıçdaroğlu’nun konuşması uzun, verilecek cevap çok, ama yerim dar..
İşte peşinden gittiğiniz kişi ve istediği Türkiye..
Seçim CHP’ye gönül verenlerin..