Önümüzdeki Pazartesi günü ya kıyamet kopacak ya da su çatlağını bulacak.
Mahkemenin vereceği karar sadece CHP’nin değil, Türkiye’nin geleceğinin inşasının da yol haritası olacak.
Türkiye ya kurtuluş ve kuruluşun ilke ve değerlerine dönecek ya da bu ilke ve değerlerin yerini “Türk-Kürt-Arap” söylemiyle şekillendirilmeye çalışılan “yeniden kuruluşun ilkeleri” alacak…
İşte 15 Eylül Pazartesi günü verilecek yargı kararları bu kadar önemlidir…
Bunca çürümüşlüğün,
Bunca hukuksuzluğun,
Bunca yolsuzluğun,
Bunca yoksullaşmanın,
Bunca hormonlu ve kirli paranın yarattığı kirlenmenin,
Bunca zorbalığın,
Bunca haksızlığın üstesinden gelmek ve yeniden demokratik laik cumhuriyeti inşa etmek için bugünkü yapıda bir CHP’nin değil, “Kurtuluşun ve Kuruluşun felsefesini” hayata geçirecek kadroların oluşturduğu CHP olması zorunludur…
Erdoğan ve birçok laik cumhuriyet karşıtı kadrolara birlikte “İlim Yayma Vakfının” mütevellisinde yer alan,
“Benim siyasi idolüm Necmettin Karaduman’dır, onu hep örnek alırım” diyen, çeşitli tarikatlarla çeşitli ilişkileri olan, CHP gelenek ve terbiyesi ile yetişmemiş İmamoğlu’nun –varsayalım- cumhurbaşkanı olduğu ve bu gelişmelerle iktidar olan CHP’nin demokrasiyi inşa edeceğine inanmak için çok saf olmak ya da bu kadroların uluslararası ilişkilerini görmemek gerek.
CHP şaibeli kurultayın öncesinden başlayarak uluslararası güçlerin ve onların yerli işbirlikçisi olan sermayenin saldırısı altındadır.
Sözünü ettiğimiz kurucu değerlerden uzaklaştırılan bir CHP yaratmak istediler ve bunu da başardılar…
Çünkü CHP sadece bir siyasi parti değil, bunun çok daha fazla ötesinde bir kurumdur…
“CHP, işgali kabul etmeyenlerin, Kurtuluş Savaşı’nı örgütleyenlerin, İstanbul’daki saray merkezli ihanete karşı duranların, Sevr’i yırtan Lozan’a yürüyenlerin, hem iç savaşı hem dış savaşı kazananların, Türklerin ve Kürtlerin birlikte iradeleriyle oluşan örgütlü olduğu bir yapıyı ifade eder.”
Kemal Kılıçdaroğlu mahkeme kararıyla yeniden CHP Genel Başkanı olduğunda ve bu değerlere uygun bir kadrolaşma ve yapılanma meydana getirir, diye bir iddiam yoktur…
Eğer başarırsa zaten tarihsel bir kişilik olarak tarihteki onurlu yerini alır…
Ancak demem o ki,
Kılıçdaroğlu ya da bir başkası yukarda özelliklerini yazdığım bir CHP’yi hayata geçirmek ve iktidar etmek zorundadır…
Çünkü bunca çürümüşlük, ihanet, yolsuzluk, yoksulluk başka hiçbir partinin iktidarıyla ortadan kalkmaz, kaldırılamaz…
Ülkemizdeki sosyal ve siyasal fay hatları ancak böyle bir CHP ile ortadan kaldırılabilinir…
Çağdaş bir sistem ve özgürlükler, AB normlarında bir demokrasi ancak böyle bir CHP ile gerçekleştirilebilir…
Ve en önemlisi, Kürt meselesinin çözümü ve toplumsal barış ancak böyle bir CHP ile mümkündür.
Ülkemizin ihtiyacı olan siyasal yapı;
Emperyalist sermayenin Ortadoğu’da gerçekleştirmek istediği yeni paradigmalara uyan ve destek olan bir CHP değil, kelimenin tam anlamıyla “yerli ve yerel paradigmaları önceleyen, emperyalist çıkarlara ve onların paradigmalarına omuz vermeyen” bir CHP’dir…
Umuyorum ve diliyorum ki, önümüzdeki süreç bu özlemlerimizin hayata geçirileceği bir süreç olsun…