ÇİFTÇİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DESTEĞİ

Abone Ol

İklim değişikliği, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de tarımın en büyük tehditlerinden biri haline geldi. Artan sıcaklıklar, düzensiz yağışlar ve ani aşırı hava olayları, çiftçimizin emek vererek ürettiği ürünlerin verimini ve kalitesini olumsuz etkiliyor. Üstelik bu sorunlar, gıda güvenliğimizi de tehdit eder boyuta ulaşıyor. Böyle bir ortamda çiftçimizi destekleyecek hem tarım arazilerini koruyacak hem de sürdürülebilir enerji üretimi sağlayacak yeni çözümlere ihtiyaç var. İşte bu ihtiyacın karşılığı olarak Tarım-Güneş Enerji Santralleri (TarımGES) projeleri öne çıkıyor.
TARIMGES NEDİR, NELER SUNAR?
TarımGES, temelde tarım arazilerine kurulan güneş enerjisi panellerinden oluşan sistemlerdir. Ancak diğer güneş enerjisi santrallerinden en önemli farkı, tarım faaliyetleriyle uyumlu, arazinin hem enerji üretimi hem de tarımsal üretim için birlikte kullanılmasını sağlamasıdır. Bu sistemlerde, güneş panelleri yüksek ya da alçak konstrüksiyonlarla, ürünlerin büyümesine ve bakımına engel olmayacak şekilde konumlandırılır. Örneğin, paneller sadece ürünlerin üstüne değil, ürünlerin arasına dikey olarak da yerleştirilebilir.
Bu esnek yapı sayesinde, sebze ve meyve üretimi yapılan alanlar, tahıl tarlaları, hatta hayvancılık yapılan meralar, arıcılık alanları ve balık çiftlikleri bile TarımGES sistemleriyle desteklenebilir. Böylece sadece enerji üretimi sağlanmakla kalmaz, aynı zamanda tarım arazilerinin verimliliği ve dayanıklılığı artırılır.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI ÇİFTÇİNİN YANINDA
İklim değişikliğinin tarım üzerindeki olumsuz etkileri giderek artıyor. Kuraklık, aşırı sıcaklar, ani don ve dolu gibi aşırı hava olayları, ürün kayıplarına ve gelir azalmasına yol açıyor. TarımGES sistemleri, panellerin oluşturduğu gölgeleme sayesinde toprağın nemini korur ve buharlaşmayı azaltır. Bu da sulama ihtiyacını yüzde 20 ila 30 oranında düşürebilir. Su kaynaklarının giderek azaldığı günümüzde, bu özellik çiftçi için hayati öneme sahiptir.
Ayrıca panellerin gölgeleme etkisi, sıcaklık stresini azaltarak ürünlerin daha sağlıklı büyümesini sağlar. Toprağın ve bitkilerin üzerindeki sıcaklık dalgalanmaları minimize edilir, böylece ürün kalitesi artar ve verim düşüşleri engellenir. Üstelik bu durum mikro iklim etkisi yaratarak, tarımsal üretimin iklim değişikliğine karşı daha dirençli hale gelmesine katkı sağlar.
TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT
Solar3GW gibi alanında öncü kurumların araştırmalarına göre, Türkiye’de sadece tarım arazilerinin binde 1’lik kısmına TarımGES kurulmasıyla 11 bin 736 megavatlık güneş enerjisi üretim kapasitesi oluşturulabilir. Bu miktar, ülkemizin yıllık elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 5 ila 7’sini karşılayabilecek büyüklükte. Böylece hem enerji arz güvenliği artacak hem de tarımsal üretim alanları korunmuş olacak.
Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli yüksek bölgeleri; Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu başta olmak üzere, iklim değişikliğinden ciddi şekilde etkilenen alanlardır. Bu bölgelerde öncelikli olarak TarımGES uygulamalarının yaygınlaştırılması, tarımın sürdürülebilirliği açısından kritik bir adımdır.
KÜÇÜK ÇİFTÇİDEN BÜYÜK PROJELERE KADAR YAYGINLAŞACAK
TarımGES projeleri, büyük ölçekli yatırımlarla başlayacak olsa da amaç, bu teknolojiyi küçük ve orta ölçekli çiftçilere de ulaştırmaktır. Özellikle 5, 10 ve 20 megavat kapasiteli Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projeleriyle bu sürecin hızlanması hedefleniyor. Daha sonra ise lisanssız ve standartları belirlenmiş sistemlerle küçük çiftçiler de bu yenilikten faydalanabilecek.
Bu sayede, sadece büyük çiftlikler değil, köylerde ve küçük ölçekli işletmelerde çalışan çiftçiler de enerji maliyetlerini azaltacak, kendi enerjisini üreten ve iklim değişikliğine karşı daha dayanıklı tarım yapabilecek.
GELECEĞE DOĞRU BİR ADIM
TarımGES projeleri hem enerji hem tarım alanında sürdürülebilir bir gelecek için büyük önem taşıyor. İklim krizinin hızla etkisini hissettirdiği günümüzde, çiftçilerimizin yanında olacak bu teknolojik destek, üretimin devamlılığı ve gıda güvenliği açısından kritik bir rol oynayacak.
Ayrıca çevresel açıdan baktığımızda, fosil yakıtların yerine güneş enerjisinin yaygınlaştırılması, karbon emisyonlarının azalmasına ve doğanın korunmasına katkı sağlayacak. Tarım ve enerji sektörlerinin entegrasyonu, Türkiye’nin hem ekonomik hem de çevresel hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olacak.
SONUÇ OLARAK;
İklim değişikliğinin tarım alanındaki olumsuz etkilerini azaltmak için Tarım-Güneş Enerji Santralleri projeleri umut vaat ediyor. Çiftçinin üretimini desteklerken, ülkenin enerji ihtiyacına da katkıda bulunacak bu sistemler, geleceğin tarımını bugünden şekillendiriyor. Sulama ihtiyacını azaltması, toprağı koruması ve mikro iklim yaratması sayesinde verimlilik artıyor, tarım daha dayanıklı hale geliyor. Bu sayede çiftçimiz iklim krizine karşı daha güçlü bir konuma geliyor.
Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda bu projeleri hızla yaygınlaştırması, tarımda sürdürülebilirlik ve enerji üretiminde bağımsızlık hedeflerine önemli katkılar sağlayacak. Hem çiftçilerimizin hem de ülkemizin geleceği için atılmış büyük bir adım olarak görülen TarımGES uygulamaları hem ekonomik hem ekolojik kazanımlar getirecek.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
zozcivan@hotmail.com