ÇİN, ABD’NİN GÜMRÜK BASKISINA FAİZ İNDİRİMİ VE TEŞVİKLERLE KARŞILIK VERDİ

Abone Ol

Çin Merkez Bankası, ekonomik büyümeyi desteklemek ve ABD ile artan ticaret gerilimlerinin etkisini hafifletmek amacıyla önemli bir adım atarak temel kredi faiz oranlarını rekor düzeyde düşürdü. Bu gelişme, Çin hükümetinin bu ayın başlarında açıkladığı kapsamlı teşvik paketinin bir devamı niteliğinde.

Çin Halk Bankası (PBOC), gösterge kabul edilen 1 ve 5 yıllık kredi faiz oranlarını 10 baz puan indirerek sırasıyla yüzde 3,0 ve yüzde 3,5 seviyelerine çekti. Bu oranlar, ülkedeki 20 büyük ticari bankanın aylık bildirimlerine dayanan ve kredi piyasasını doğrudan etkileyen temel ölçütler olarak biliniyor. Özellikle 1 yıllık LPR (Loan Prime Rate), hane halkı ve kurumsal krediler için referans alınırken, 5 yıllık LPR genellikle konut kredileri için kullanılıyor.

Ayrıca Merkez Bankası, finansal sistemi daha fazla desteklemek amacıyla 7 günlük ters repo faiz oranını 10 baz puan indirerek likiditeyi artırmayı hedefledi. Bununla birlikte bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılık oranı da (RRR) 50 baz puan düşürüldü. Bu karar, bankaların daha fazla kredi verebilmesini sağlayarak ekonomideki nakit akışını hızlandırmayı amaçlıyor.

Piyasalarda bu adımlara hızlı bir tepki geldi. Hong Kong borsasında işlem gören Hang Seng Endeksi, günün erken saatlerinde yüzde 1,3 oranında yükseldi. Ancak offshore Yuan, ABD doları karşısında hafif değer kaybetti. Uzmanlara göre bu tür faiz indirimleri, tek başına piyasada güçlü ve kalıcı bir iyimserlik yaratmak için yeterli değil.

Avustralya merkezli StoneX firmasının Asya-Pasifik piyasa analisti David Scutt, bu konudaki görüşünü şu şekilde özetliyor: “Faiz indirimi, hisse senetleri için kısa vadeli bir destek yaratabilir. Ancak asıl mesele kredi erişimi değil; asıl sorun, piyasadaki düşük güven seviyesi. Hükümetin bu güveni artırmak için daha fazla mali destek sunması gerekiyor.”

Ekonomik veriler ise karmaşık bir tablo sunuyor. Çin ekonomisi 2025 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5,4 oranında büyüyerek beklentilerin üzerine çıkmayı başardı. Ancak yıl boyunca hedeflenen yüzde 5’lik büyüme oranı, küresel ticaretteki belirsizlikler nedeniyle tehdit altında. Nisan ayında sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 6,1 artarak tahminleri aştı. Bu durum, Çin’in sanayi sektörünün dış ticaret baskılarına rağmen dirençli olduğunu ortaya koyuyor.

İhracat tarafında, Çin'in ABD’ye yaptığı sevkiyatlar yüzde 21 oranında düşmesine rağmen toplam ihracat yıllık bazda yüzde 8,1 oranında arttı. Bu artışta Güneydoğu Asya ve Avrupa Birliği’ne yapılan ihracatlardaki yükseliş etkili oldu. Ancak iç tüketim zayıf kalmaya devam ediyor. Nisan ayında perakende satışlar sadece yüzde 5,1 arttı ve bu oran yüzde 5,5’lik beklentinin altında kaldı.

Yatırımlar tarafında da karışık bir tablo söz konusu. Sabit varlık yatırımları yılın ilk dört ayında yüzde 4 oranında artarken, emlak sektöründeki yatırımlar yüzde 10,3 oranında azaldı. Bu düşüş, gayrimenkul sektöründeki kırılganlığın sürdüğünü gösteriyor. Öte yandan işsizlik oranı mart ayında yüzde 5,2 iken, nisan ayında yüzde 5,0 seviyesine gerileyerek istihdam piyasasında hafif bir iyileşmeye işaret etti.

ABD ile yapılan görüşmelerin ardından gümrük tarifelerine ilişkin 90 günlük bir erteleme kararı alınması, küresel bankaların Çin’e ilişkin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmelerine neden oldu. Örneğin Goldman Sachs, Çin’in 2025 yılına ilişkin büyüme beklentisini yüzde 4’ten yüzde 4,6’ya yükseltti. Nomura ise ABD’ye sevkiyatların yeniden başlamasını gerekçe göstererek ikinci çeyrek büyüme tahminini yüzde 3,7’den yüzde 4,8’e çıkardı.

Ancak birçok analiste göre, Çin’in bu yıl için belirlediği yüzde 5’lik büyüme hedefini tutturması oldukça zor. Bunun başlıca nedenleri arasında ihracattaki riskler, iç talebin zayıf seyretmesi ve konut sektöründeki gerilimler öne çıkıyor. Uzmanlar, mevcut önlemlerin yeterli olmadığını, ekonomide kalıcı bir toparlanma için daha güçlü ve hedefe yönelik mali politikalar gerektiğini vurguluyor.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

zozcivan@hotmail.com