Kulaktan dolma fikirlere dikkat
Adli Bilişim Uzmanı ve Bağımlı Danışmanı İsa Altun aileleri uyararak ergenlik dönemindeki çocuklarını yakından gözlemleyip bu konuda çok dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Altun, bağımlılık ile ilgili olarak hepimizi yakından ilgilendiren çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Ailelerin zaman zaman çocuklarının madde kullanıp kullanmadığını anlayamadıklarını, kulaktan dolma fikirlerle hareket ettiklerini vurgulayarak sağlıklı bilgilere ulaşamadıklarını belirten Altun şöyle konuştu:
Önce ücretsiz veriyorlar
Bağımlılık yapıcı maddeleri tanımadan önce bazı gerçekleri bilmekte fayda var. Bağımlılık oluşturan bazı maddeler uyarıcı, bir kısmı uyuşturucu, bir bölümü de halüsinasyona (olmayan şeyi görmek gibi) sebep olurlar. Bağımlılık yapan maddeler asla mutluluk verici değildirler. İçlerinde vitamin ya da mineraller olmadığı gibi, besin değeri de yoktur. İlk kullanımdan sonra madde yoksunluğunda ağır bir gribe yakalanmış hissi verirler. Uyuşturucu alt kültürünün kendine özgü kanunları ve yaptırımları vardır. Bu kültür içindeki insanların kimseye acıması ve merhameti yoktur. ‘Torbacı’ adı verilen bu şahıslar gözlerine kestirdikleri gençleri zehirlemek için satacakları maddeyi önce ‘ücretsiz’ ikram etmek suretiyle verirler.
Ergenlerin ruh haline dikkat
Bu maddeleri satan gençler bazen çok yakışıklı bir genç ya da çok güzel bir kız olabilir. Bir kez bile kullanan kişiler daha ilk kullanımlarında aşırı dozdan hayatlarını kaybedebilirler. Kullanılan madde ne olursa olsun, kullanan insanda yıkıcı etkiler yapar. Adım adım ölüme götürür. Çatışmacı ve anti sosyal kişilikli ergenler, madde kullanmaya yatkın insanlardır. Günlük hayatın sıkıntılarından ve problemlerinden kaçmak için maddeye yönelebilirler ki bu bir çözüm yolu değildir.
İpuçlarına dikkat edin
Ergenlerin madde kullanıp kullanmadığını anlamak bir bakışta mümkün olmayabilir. Ama davranış değişikliği bize biraz ipucu verebilir. Belirtmekte fayda var. Kullandığı maddenin çeşidine göre değişik ruh halleri gösterebilir. Bağımlılık arz eden maddeler uyarıcı görevi sağlarken, bazı maddeler de uyku verebilir. Madde kullanan bireyin parasal anlamda harcamalarında artış varsa, arkadaş çevresinde değişiklik olduysa, derslerdeki başarısı düştüyse, odasına kapanıp saatlerce dışarıya çıkmıyorsa, konuşmada güçlük sergiliyorsa aman dikkat diyorum.
Kimyasal madde kullanımı tespiti
Sosyal çevreye uyumsuz ve kaygılı ise odasında, bükülmüş kaşık, şırınga, sigara kâğıdı, çakmak, kesik limon, alüminyum folyo bulunduruyorsa, duygusal iniş çıkışlar içindeyse, sürekli kilo kaybı yaşıyorsa, dalgınlık, yorgunluk, iştah kaybı, vücutta iğneye bağlı yara izleri, vücudunda ya da elbiselerinde ağır bir koku varsa, saldırganlık içeren davranışları sergiliyorsa, huzursuz ve keyifsizse, sık sık yalan söylemeyi yaşam biçimi haline getirdiyse, alnında sürekli bir terleme, ishal ya da kusma belirtileri varsa kimyasal madde kullanımından söz edilebilir.
Bağımlıların sergilediği davranışlar
Eklem ağrısından söz ediyorsa, sürekli uyuma isteği içindeyse ya da uykusuzluktan şikâyet ediyorsa, evden geceleri ayrılıp sabaha karşı eve geliyorsa, toplumsal hayattan kopup, yalnız kalmayı tercih ediyorsa, evden bazı eşyalar, takılar ve paralar kayboluyorsa, bireyin bağımlı olduğundan söz edilebilir. Aileler bu konuda şüphe duyuyorlarsa en net şekilde bireyi biyolojik test yardımıyla yani ‘saç testiyle’ son üç ayda madde kullanıp kullanmadığı ortaya çıkmaktadır.
Bağımlılık tespiti sonrası ne yapılmalı
Bundan başka ‘idrar testine’ tabi tutmak suretiyle alınan maddenin miktarı ve cinsi hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olabilirler. Diyelim ki anne ya da baba evlatlarının madde kullandığını yapılan testlerden sonra öğrendiler. Bir kere hiç paniğe kapılmadan, korkmadan ve korkutmadan, çocuklarının üzerinde baskıcı davranmadan, profesyonel yardım alma yoluna gitmelidirler. Bulundukları sağlık kuruluşlarının ‘AMATEM’ bürolarına giderek tedavi yolunu seçmeleri gerekiyor. Bağımlılık bir hastalıktır. Hem de tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Tedavi sırasında gencin ya da kullanıcının çevresinin de değişmesinde fayda vardır. Çünkü bağımlılıkta çevre ve arkadaş faktörü göz ardı edilemez. Ergene şefkatli ve sevecen bir yaklaşım göstermek suretiyle bu süreci atlatacağı telkin edilmelidir. Madde bağımlılığı toplumsal bir mücadele isteyen bir alandır. Bu alanda her kesime ödevler düşmektedir.
Bağımlılık ve tedavisi
Madde kullanımı ve maddeye bağlı sorunlar, ülkeler arasında küresel iş birliğine rağmen gün geçtikçe büyük ekonomik ve sosyal sıkıntılara neden olmaktadır. Bağımlılık tedavisi oldukça pahalı ve güç olan bir hastalıktır. Bağımlılık denilince insanların algılarında nedense sadece, internet, içki, kumar, sigara, yeme-içme, aşk ve madde bağımlılığı gelse de aslında yüzlerce bağımlılık çeşidi mevcuttur. Bu bağımlılıklar birbirinden ayrı gibi görünse de ruhsal açıdan bakıldığında aynıdırlar.
Bağımlılık bir beyin hastalığıdır
Bağımlılık zarar verici sonuçlar doğurmasına karşın, zorlantılı bir şekilde madde arama ve kullanma ile karakterize süreğen ve tekrarlayıcı bir beyin hastalığıdır. Bu hastalığa zarar verici davranışlar da eşlik etmektedir. Bağımlılık, hem beyni hem de davranışları etkileyen bir hastalıktır. Ancak bu hastalığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu unutmamak gerekir. Bu hastalığın gelişmesi ve ilerlemesinde birçok biyolojik ve çevresel etmenler rol oynamaktadır. Ancak bağımlılık bir sürecin sonunda gelişen bir olgudur.
Erken tanı önemli
Bağımlılık gelişene kadar kişi bazı evrelerden geçer. Önce denemek amaçlı kullanım, daha sonra sosyal kullanım ve bu aşamadan sonra kötüye kullanım ve bağımlılık ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle alkol ve madde kullanımının erken tanınması ile birçok olumsuz sonucun gelişmesi önlenebilir. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından hazırlanmış olan tanı sınıflamasında (DSMIV) bağımlılık tanısı 12 aylık bir dönem içinde üç veya daha fazla belirtinin bulunması ile tanımlanır.
Kişiye göre tedavi süresi
Bağımlılık tedavisinde davranış değişikliklerinin hedeflendiği son derecede etkin tedaviler uygulanmaktadır. Bazı vakalarda başarıya ulaşana kadar birçok tedavi sürecine gereksinim olmaktadır. Bağımlılık tedavisi çeşitli aşamalardan oluşan uzun süreli bir tedavidir. Herkes için uygun tek bir bağımlılık tedavisi yoktur. Kişinin ihtiyaçları doğrultusunda bağımlılık tedavisi düzeni belirlenir. Bu kişinin aile, okul, iş yeri ve sosyal hayatta üretken olmasını hedeflemektedir. Yeteri kadar süre bağımlılık tedavisine devam etmek, bağımlılık tedavisinin etkili olması için kritik bir öneme sahiptir. Uygun süre kişinin sorunları ve ihtiyaçlarına bağlıdır. Birçok kişi bağımlılık tedavisini erken bıraktığı için tekrar alkol ve madde kullanmaya başlamaktadır.
Aile ve çevre en önemli faktör
Bireysel ve grup terapileri bağımlılık tedavisinde etkilidir. Bağımlılık tedavisi sırasında alkol ve madde kullanımına karşı koyma becerilerinin geliştirilmesi, alkol ve madde kullanımı ve bununla ilişkili aktiviteler yerine daha yapılandırıcı aktivitelerin devreye sokulması ve sorun çözme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir. Aynı zamanda aile ve toplumla kişiler arası ilişkilerin düzenlenmesi bağımlılık tedavisinde ele alınır. Bütün bunlar bağımlılık tedavisinin neden yeteri kadar sürmesi gerektiğinin de göstergesidir.
Ruhsal tedavi ve ilaç tedavisi
Psikoterapilerin yanı sıra birçok hasta için ilaç tedavisi de önemli bir unsurdur. Alkol ve madde kullanımı ile ilişkili sorunlar ve eşlik eden başka psikiyatrik hastalıkların ilaçla tedavisi gereklidir. Bağımlılık ve başka ruhsal bozuklukların birlikte görülme olasılığı çok yüksektir. Bağımlılık tedavisinin ilk adımı her zaman tıbbi arındırma tedavisidir. Arındırma tedavisi, maddenin vücuttan çekilmesi sırasında ortaya çıkan belirtilerin ilaçla tedavi edilmesidir. Bağımlılıkta arındırma tedavisi tek başına yeterli olmamakta, ancak uzun süreli bağımlılık tedavisinin de ilk adımını oluşturmaktadır. Bağımlılık tedavisinde motivasyonu artıran çevresel etmenler de önemlidir. Aile, okul, iş çevresi ya da yasal zorunluluklar bağımlılık tedavisine başvuru ve tedavide kalma üzerinde etkili olabilmektedir. Kişinin bağımlılık tedavisini kabullenmesini sağlayabilmektedir.
Takibi düzenli yapılmalı
Bağımlılık tedavisi süresince alkol ve madde kullanımının takibi düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Bunun için idrarda madde testi tekrarlanmalıdır. Bağımlılık tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek olan kaymalar (nüks - relaps) bu şekilde fark edilebilir. Nüks veya kaymanın erken dönemde fark edilmesi, kişinin daha ciddi sorunlar yaşamadan müdahalesine olanak vermekte ve yeniden bağımlılık tedavisi planına uyum sağlanabilmektedir. Bunun için idrar testi en sık kullanılan yöntem olmakla birlikte, saç testleri de bu amaçla kullanılabilmektedir.
Defalarca tedavi görenler de var
İyileşme uzun bir süreçtir ve birçok tedavi bölümüne çoğunlukla ihtiyaç duyulmaktadır. Tekrar alkol ve madde kullanımı bağımlılık tedavisi sırasında veya başarılı bir bağımlılık tedavisinden bir süre sonra görülebilir. Bağımlılar iyileşme ve işlevselliğe tamamen dönmek için oldukça uzun ve birçok bağımlılık tedavisi girişiminde bulunabilirler.
Saçtan bağımlılık testi
Saç numunesinde uyuşturucu testi, 4 ile 6 ay içinde madde kullanımına dair bilgi verir. Bedenimize giren her kimyasal madde saçımızda bir kod bırakmaktadır. Biyokimyasal analizlerle bu kod tespit edilebilir. Bu test için saç numunesinin uygun bir şekilde alınması önemlidir. Yetersiz numune alınması veya saç üzerindeki boya, kına gibi kimyasal içerikli uygulamalar, test sonuçlarını etkilememektedir. Saçın en az 2 santim uzunluğunda olması gerekir. Saç numunesi bir seri ön işlemden geçirilerek sıvı hale getirilir, daha sonra alınan uyuşturucu türü ve miktarı belirlenmek üzere GC/MS sistemi ile analiz edilir.
Kişi haberdar olmalı
Gizli numuneler alınıp, madde kullanan kişinin haberi olmadan testlerin yapılması olumsuz sonuçlar vermektedir. Bu nedenle, madde kullanan kişinin haberi olmadan alınacak numunelerin test edilmesine BATEM ve diğer sağlık kuruluşları sıcak bakmamaktadır. Anlaşarak alınacak testler her iki tarafın ilişkisini olumlu etkileyecek, bağımlılığın tedavisinin başarısını artıracaktır. Tersi yöntemler ise sorunu daha fazla büyütecektir. Bu yöntemin anlaşılarak kullanılması ile madde kullanan kişi kullanmadığını gösterebilmekte, aile veya yakınlar ise sürekli bir şüphe içinde yaşamaktan kurtulmaktadır. Öte yandan, madde kullanan kişi için de bir kendini kontrol yöntemi olmaktadır. Özellikle sık idrar alınması mümkün olmayan durumlarda, aralıklarla test yapılabileceği zaman saç testini tercih etmek doğru olacaktır. Bağımlılık bir beyin hastalığı olarak kabul edilmektedir. Bağımlılık tedavisinde bağımlı insan; çekinmeden ve kendi iradesiyle tedaviyi kabul etmelidir. Kendi iradesi ve arzusu olmadan tedavi asla amacına ulaşmadığı gibi tamamen kurtulması da mümkün değildir.
Şükrü AĞIRMAN
Adli Bilişim Uzmanı ve Bağımlı Danışmanı İsa Altun aileleri uyararak ergenlik dönemindeki çocuklarını yakından gözlemleyip bu konuda çok dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Altun, bağımlılık ile ilgili olarak hepimizi yakından ilgilendiren çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Ailelerin zaman zaman çocuklarının madde kullanıp kullanmadığını anlayamadıklarını, kulaktan dolma fikirlerle hareket ettiklerini vurgulayarak sağlıklı bilgilere ulaşamadıklarını belirten Altun şöyle konuştu:
Önce ücretsiz veriyorlar
Bağımlılık yapıcı maddeleri tanımadan önce bazı gerçekleri bilmekte fayda var. Bağımlılık oluşturan bazı maddeler uyarıcı, bir kısmı uyuşturucu, bir bölümü de halüsinasyona (olmayan şeyi görmek gibi) sebep olurlar. Bağımlılık yapan maddeler asla mutluluk verici değildirler. İçlerinde vitamin ya da mineraller olmadığı gibi, besin değeri de yoktur. İlk kullanımdan sonra madde yoksunluğunda ağır bir gribe yakalanmış hissi verirler. Uyuşturucu alt kültürünün kendine özgü kanunları ve yaptırımları vardır. Bu kültür içindeki insanların kimseye acıması ve merhameti yoktur. ‘Torbacı’ adı verilen bu şahıslar gözlerine kestirdikleri gençleri zehirlemek için satacakları maddeyi önce ‘ücretsiz’ ikram etmek suretiyle verirler.
Ergenlerin ruh haline dikkat
Bu maddeleri satan gençler bazen çok yakışıklı bir genç ya da çok güzel bir kız olabilir. Bir kez bile kullanan kişiler daha ilk kullanımlarında aşırı dozdan hayatlarını kaybedebilirler. Kullanılan madde ne olursa olsun, kullanan insanda yıkıcı etkiler yapar. Adım adım ölüme götürür. Çatışmacı ve anti sosyal kişilikli ergenler, madde kullanmaya yatkın insanlardır. Günlük hayatın sıkıntılarından ve problemlerinden kaçmak için maddeye yönelebilirler ki bu bir çözüm yolu değildir.
İpuçlarına dikkat edin
Ergenlerin madde kullanıp kullanmadığını anlamak bir bakışta mümkün olmayabilir. Ama davranış değişikliği bize biraz ipucu verebilir. Belirtmekte fayda var. Kullandığı maddenin çeşidine göre değişik ruh halleri gösterebilir. Bağımlılık arz eden maddeler uyarıcı görevi sağlarken, bazı maddeler de uyku verebilir. Madde kullanan bireyin parasal anlamda harcamalarında artış varsa, arkadaş çevresinde değişiklik olduysa, derslerdeki başarısı düştüyse, odasına kapanıp saatlerce dışarıya çıkmıyorsa, konuşmada güçlük sergiliyorsa aman dikkat diyorum.
Kimyasal madde kullanımı tespiti
Sosyal çevreye uyumsuz ve kaygılı ise odasında, bükülmüş kaşık, şırınga, sigara kâğıdı, çakmak, kesik limon, alüminyum folyo bulunduruyorsa, duygusal iniş çıkışlar içindeyse, sürekli kilo kaybı yaşıyorsa, dalgınlık, yorgunluk, iştah kaybı, vücutta iğneye bağlı yara izleri, vücudunda ya da elbiselerinde ağır bir koku varsa, saldırganlık içeren davranışları sergiliyorsa, huzursuz ve keyifsizse, sık sık yalan söylemeyi yaşam biçimi haline getirdiyse, alnında sürekli bir terleme, ishal ya da kusma belirtileri varsa kimyasal madde kullanımından söz edilebilir.
Bağımlıların sergilediği davranışlar
Eklem ağrısından söz ediyorsa, sürekli uyuma isteği içindeyse ya da uykusuzluktan şikâyet ediyorsa, evden geceleri ayrılıp sabaha karşı eve geliyorsa, toplumsal hayattan kopup, yalnız kalmayı tercih ediyorsa, evden bazı eşyalar, takılar ve paralar kayboluyorsa, bireyin bağımlı olduğundan söz edilebilir. Aileler bu konuda şüphe duyuyorlarsa en net şekilde bireyi biyolojik test yardımıyla yani ‘saç testiyle’ son üç ayda madde kullanıp kullanmadığı ortaya çıkmaktadır.
Bağımlılık tespiti sonrası ne yapılmalı
Bundan başka ‘idrar testine’ tabi tutmak suretiyle alınan maddenin miktarı ve cinsi hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olabilirler. Diyelim ki anne ya da baba evlatlarının madde kullandığını yapılan testlerden sonra öğrendiler. Bir kere hiç paniğe kapılmadan, korkmadan ve korkutmadan, çocuklarının üzerinde baskıcı davranmadan, profesyonel yardım alma yoluna gitmelidirler. Bulundukları sağlık kuruluşlarının ‘AMATEM’ bürolarına giderek tedavi yolunu seçmeleri gerekiyor. Bağımlılık bir hastalıktır. Hem de tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Tedavi sırasında gencin ya da kullanıcının çevresinin de değişmesinde fayda vardır. Çünkü bağımlılıkta çevre ve arkadaş faktörü göz ardı edilemez. Ergene şefkatli ve sevecen bir yaklaşım göstermek suretiyle bu süreci atlatacağı telkin edilmelidir. Madde bağımlılığı toplumsal bir mücadele isteyen bir alandır. Bu alanda her kesime ödevler düşmektedir.
Bağımlılık ve tedavisi
Madde kullanımı ve maddeye bağlı sorunlar, ülkeler arasında küresel iş birliğine rağmen gün geçtikçe büyük ekonomik ve sosyal sıkıntılara neden olmaktadır. Bağımlılık tedavisi oldukça pahalı ve güç olan bir hastalıktır. Bağımlılık denilince insanların algılarında nedense sadece, internet, içki, kumar, sigara, yeme-içme, aşk ve madde bağımlılığı gelse de aslında yüzlerce bağımlılık çeşidi mevcuttur. Bu bağımlılıklar birbirinden ayrı gibi görünse de ruhsal açıdan bakıldığında aynıdırlar.
Bağımlılık bir beyin hastalığıdır
Bağımlılık zarar verici sonuçlar doğurmasına karşın, zorlantılı bir şekilde madde arama ve kullanma ile karakterize süreğen ve tekrarlayıcı bir beyin hastalığıdır. Bu hastalığa zarar verici davranışlar da eşlik etmektedir. Bağımlılık, hem beyni hem de davranışları etkileyen bir hastalıktır. Ancak bu hastalığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu unutmamak gerekir. Bu hastalığın gelişmesi ve ilerlemesinde birçok biyolojik ve çevresel etmenler rol oynamaktadır. Ancak bağımlılık bir sürecin sonunda gelişen bir olgudur.
Erken tanı önemli
Bağımlılık gelişene kadar kişi bazı evrelerden geçer. Önce denemek amaçlı kullanım, daha sonra sosyal kullanım ve bu aşamadan sonra kötüye kullanım ve bağımlılık ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle alkol ve madde kullanımının erken tanınması ile birçok olumsuz sonucun gelişmesi önlenebilir. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından hazırlanmış olan tanı sınıflamasında (DSMIV) bağımlılık tanısı 12 aylık bir dönem içinde üç veya daha fazla belirtinin bulunması ile tanımlanır.
Kişiye göre tedavi süresi
Bağımlılık tedavisinde davranış değişikliklerinin hedeflendiği son derecede etkin tedaviler uygulanmaktadır. Bazı vakalarda başarıya ulaşana kadar birçok tedavi sürecine gereksinim olmaktadır. Bağımlılık tedavisi çeşitli aşamalardan oluşan uzun süreli bir tedavidir. Herkes için uygun tek bir bağımlılık tedavisi yoktur. Kişinin ihtiyaçları doğrultusunda bağımlılık tedavisi düzeni belirlenir. Bu kişinin aile, okul, iş yeri ve sosyal hayatta üretken olmasını hedeflemektedir. Yeteri kadar süre bağımlılık tedavisine devam etmek, bağımlılık tedavisinin etkili olması için kritik bir öneme sahiptir. Uygun süre kişinin sorunları ve ihtiyaçlarına bağlıdır. Birçok kişi bağımlılık tedavisini erken bıraktığı için tekrar alkol ve madde kullanmaya başlamaktadır.
Aile ve çevre en önemli faktör
Bireysel ve grup terapileri bağımlılık tedavisinde etkilidir. Bağımlılık tedavisi sırasında alkol ve madde kullanımına karşı koyma becerilerinin geliştirilmesi, alkol ve madde kullanımı ve bununla ilişkili aktiviteler yerine daha yapılandırıcı aktivitelerin devreye sokulması ve sorun çözme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir. Aynı zamanda aile ve toplumla kişiler arası ilişkilerin düzenlenmesi bağımlılık tedavisinde ele alınır. Bütün bunlar bağımlılık tedavisinin neden yeteri kadar sürmesi gerektiğinin de göstergesidir.
Ruhsal tedavi ve ilaç tedavisi
Psikoterapilerin yanı sıra birçok hasta için ilaç tedavisi de önemli bir unsurdur. Alkol ve madde kullanımı ile ilişkili sorunlar ve eşlik eden başka psikiyatrik hastalıkların ilaçla tedavisi gereklidir. Bağımlılık ve başka ruhsal bozuklukların birlikte görülme olasılığı çok yüksektir. Bağımlılık tedavisinin ilk adımı her zaman tıbbi arındırma tedavisidir. Arındırma tedavisi, maddenin vücuttan çekilmesi sırasında ortaya çıkan belirtilerin ilaçla tedavi edilmesidir. Bağımlılıkta arındırma tedavisi tek başına yeterli olmamakta, ancak uzun süreli bağımlılık tedavisinin de ilk adımını oluşturmaktadır. Bağımlılık tedavisinde motivasyonu artıran çevresel etmenler de önemlidir. Aile, okul, iş çevresi ya da yasal zorunluluklar bağımlılık tedavisine başvuru ve tedavide kalma üzerinde etkili olabilmektedir. Kişinin bağımlılık tedavisini kabullenmesini sağlayabilmektedir.
Takibi düzenli yapılmalı
Bağımlılık tedavisi süresince alkol ve madde kullanımının takibi düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Bunun için idrarda madde testi tekrarlanmalıdır. Bağımlılık tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek olan kaymalar (nüks - relaps) bu şekilde fark edilebilir. Nüks veya kaymanın erken dönemde fark edilmesi, kişinin daha ciddi sorunlar yaşamadan müdahalesine olanak vermekte ve yeniden bağımlılık tedavisi planına uyum sağlanabilmektedir. Bunun için idrar testi en sık kullanılan yöntem olmakla birlikte, saç testleri de bu amaçla kullanılabilmektedir.
Defalarca tedavi görenler de var
İyileşme uzun bir süreçtir ve birçok tedavi bölümüne çoğunlukla ihtiyaç duyulmaktadır. Tekrar alkol ve madde kullanımı bağımlılık tedavisi sırasında veya başarılı bir bağımlılık tedavisinden bir süre sonra görülebilir. Bağımlılar iyileşme ve işlevselliğe tamamen dönmek için oldukça uzun ve birçok bağımlılık tedavisi girişiminde bulunabilirler.
Saçtan bağımlılık testi
Saç numunesinde uyuşturucu testi, 4 ile 6 ay içinde madde kullanımına dair bilgi verir. Bedenimize giren her kimyasal madde saçımızda bir kod bırakmaktadır. Biyokimyasal analizlerle bu kod tespit edilebilir. Bu test için saç numunesinin uygun bir şekilde alınması önemlidir. Yetersiz numune alınması veya saç üzerindeki boya, kına gibi kimyasal içerikli uygulamalar, test sonuçlarını etkilememektedir. Saçın en az 2 santim uzunluğunda olması gerekir. Saç numunesi bir seri ön işlemden geçirilerek sıvı hale getirilir, daha sonra alınan uyuşturucu türü ve miktarı belirlenmek üzere GC/MS sistemi ile analiz edilir.
Kişi haberdar olmalı
Gizli numuneler alınıp, madde kullanan kişinin haberi olmadan testlerin yapılması olumsuz sonuçlar vermektedir. Bu nedenle, madde kullanan kişinin haberi olmadan alınacak numunelerin test edilmesine BATEM ve diğer sağlık kuruluşları sıcak bakmamaktadır. Anlaşarak alınacak testler her iki tarafın ilişkisini olumlu etkileyecek, bağımlılığın tedavisinin başarısını artıracaktır. Tersi yöntemler ise sorunu daha fazla büyütecektir. Bu yöntemin anlaşılarak kullanılması ile madde kullanan kişi kullanmadığını gösterebilmekte, aile veya yakınlar ise sürekli bir şüphe içinde yaşamaktan kurtulmaktadır. Öte yandan, madde kullanan kişi için de bir kendini kontrol yöntemi olmaktadır. Özellikle sık idrar alınması mümkün olmayan durumlarda, aralıklarla test yapılabileceği zaman saç testini tercih etmek doğru olacaktır. Bağımlılık bir beyin hastalığı olarak kabul edilmektedir. Bağımlılık tedavisinde bağımlı insan; çekinmeden ve kendi iradesiyle tedaviyi kabul etmelidir. Kendi iradesi ve arzusu olmadan tedavi asla amacına ulaşmadığı gibi tamamen kurtulması da mümkün değildir.
Şükrü AĞIRMAN