ATSO ve Milliyet Gazetesi işbirliğinde organize edilen ‘Ekonomi ve İnovasyon Zirvesi’nde ülke ve dünya ekonomisi tüm yönleriyle ele alındı. ATSO’daki zirvede, dünya ve ülke ekonomisindeki güncel gelişmelerin yanı sıra, teknoloji ve inovasyon konuları ele alındı
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ile Milliyet Gazetesi işbirliğinde düzenlenen ‘Ekonomi ve İnovasyon Zirvesi’nde Türkiye ve dünya ölçeğinde ekonomi masaya yatırıldı. Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen zirveye, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Yazı İşleri Müdürü Menderes Özel ile köşe yazarları Zeynep Aktaş ve Ali Ağaoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Zirvenin açılış konuşmasını ise ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin yaptı.
Çetin: Ekonomi hayat demek
Konuşmasına küresel ekonomideki belirsizliğe dikkat çekerek başlayan ATSO Başkanı Çetin, birçok ülkede sosyal tepkilerin sokağa yansıdığını söyledi. “Ekonomik ve sosyal adaletsizlik küresel ekonomiyi tehdit ediyor” diyen Çetin şöyle devam etti: “Bütün ülkelerde toplumlar kutuplaşmakta, öfke ve ümitsizlik artmaktadır. Dünya siyaseti 1920'lerden, 1930'lu yıllardan İkinci Dünya Savaşı'ndan ders çıkarmalıdır. Ticaret yasakları, yabancı karşıtlığı tarihte çözüm olmamıştır, bugün de olmayacaktır. Özel sektör olarak işsizliği, ekonomik ve sosyal sorunları görmezden gelemeyiz. Ekonominin borsadan, dolardan ibaret olmadığını, insan hayatı olduğunu unutamayız. Ahlaklı, insani ve ekolojik dengeyi dikkate alan bir sistem geliştirmeliyiz. Ekonomik büyüme ile birlikte bölüşümü de konuşmalıyız. Siyaset dünyası, medya ve özel sektör hep birlikte, yüksek işsizliğe, geçinme derdine, esnaf ve küçük üreticinin sorunlarına öncelik vermeliyiz.”
Antalya’nın bütçeye katkısı çok
Konuşmasında Antalya ekonomisine de değinen Çetin, Türkiye genel bütçesine son derece önemli bir katkı sağlayan Antalya’nın genel bütçeden bu oranda pay alamamasından yakındı. Çetin, “Antalya öncelikle bir turizm ve tarım kenti. Bu yıl turizmde 16 milyon hedefine adım adım ilerliyoruz. Yani bu kentte yaz aylarında ortalama 14 milyon insan yaşıyor. Dolayısıyla genel bütçe paylarında bu husus dikkate alınmalı, Antalya’ya 2 milyon nüfusa göre değil de örneğin bir İzmir kadar bütçe ayrılmalı” dedi. Zirvenin moderatörlüğünü üstlenen Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç da slaytlar eşliğinde Türkiye ekonomisinin son 10 yılda geldiği noktayı anlattı. Andaç, “Yıllardır bildiğimiz işleri yapıyoruz. Buğday, soğan, limon üretiyor ve bunları satmaya çalışıyoruz, dolar-euro getirmeye çalışıyoruz. Ama gelin görün ki, Türkiye’de 10 bin 999 TL’ye satılan bir iPhone 11 alabilmek için 9.2 ton buğday satmak gerekiyor. Sadece bu örnek bile net bir ifadeyle katma değerin önemini gösteriyor. Türkiye'de İSO-500'deki en büyük şirketler10 yıl önce 320 milyar dolar değer üretiyordu, bugün 180 milyar dolar. Yüzde 40'lık yani 120 milyarlık dolarlık kaybımız var. ABD'li bir şirket olan Amazon’un 10 yıl önce 23 milyar dolar olan değeri bugün 233 milyar dolar. Yani bizim 500 şirketimizin toplamını tek bir şirket alt etmiş” diye konuştu.
Berlin Duvarı yıkıldı anlayış değişti
Zirvede 'Güncel Politikada Son Gelişmeler' konulu bir konuşma yapan Mete Belovacıklı, küresel politikalardaki değişimin 1989'da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla başladığına dikkat çekti. Belovacıklı şunları söyledi: “Bütün dünyanın altüst olduğu, değer yargılarının birbirine girdiği, tartışmaların farklı boyutlara çıktığı bir dönem başlamış oldu. O dönemin hemen ardından aslında bütün dünyada neoliberalizm denen bir akım giderek bütün bu sürece damgasını vurdu. Bu süreçte sanki emekten sermayeye, teknolojiden insanlara, herkesin her yerde rahatça dolaşabileceği, sonsuz liberal bir sistemin varolacağının vaaz edildiği bir döneme girildiğini görüyoruz. Oysa hayat öyle anlatılanlar gibi gelişmedi. Tam aksine çok da tersine giderek biriken, yekpareleşen, bu nedenle de giderek kendi içine kapanan, liberallikten ziyade tutuculaşan bir hal görüyoruz. Özellikle üretim, gelişim ve birey açısından. Bundan 40 yıl önce ‘çok kutuplu’ bir dünyadan söz edilirdi. Bugün ise artık çok kutuplu değil çok çıkarlı bir dünyayı konuşuyoruz. Her ülke çıkarları doğrultusunda her türlü adımı atabiliyor, her türlü pazarlığa girebiliyor. 40 yıl önce buna omurgasızlık denirdi. Bugün de diyenler olabilir ama günümüz dünya politikası böyle işliyor.”
AVM’lerde uluslararası markalar
Zirvede, ‘Finans Dünyasında Neler Oluyor, Şirketler Stratejilerini Nasıl Belirlemeli’ başlıklı bir konuşma yapan Milliyet Gazetesi Yazarı Ali Ağaoğlu, küreselleşmenin emek, sermaye, mal ve hizmet dünya üzerinde serbestçe dolaşacağı, genel refahı yukarıya çekeceği ve gelirin herkese yayılacağı yönündeki vaatleri hatırlatarak AVM'lerden örnek verdi. Birçok ülkede AVM'leri gezdiğini belirten Ağaoğlu, AVM'ler içindeki işletmelerin yüzde 70'inin uluslararası markalardan oluştuğu, yüzde 30'unun ise yerel olduğunu kaydetti.
Yastık altında tonlarca altın
Yazar Zeynep Aktaş ise ‘İş Dünyası Piyasalardaki Son Gelişmelerden Nasıl Etkilenecek’ başlıklı konuşmasında yastık altındaki 3 bin 500 ton altına dikkat çekti. 31 Aralık 2018 ile 4 Kasım 2019 verileri baz alındığında en fazla değer kazananın altın olduğunu ve yüzde 26'lık değer artışı yaşandığını belirten Aktaş, borsada yüzde 10, dolarda yüzde 7, euroda ise yüzde 5'lik değer artışı olduğunu ifade etti. Aktaş, Türkiye'de son 16 yılda 252,2 ton altın üretildiğini ve 2 bin 424 ton altın ithal edildiğini belirterek,“Türkiye'de yastık altında 3 bin 500 ton altın olduğu tahmin ediliyor. Bugünkü fiyatlara göre yaklaşık 145 milyar dolar, Türkiye'nin GSYH'nin yüzde 18'i. Bunun sisteme girmesini çok mümkün görmüyorum. Ağırlıklı düğünlerde takılması ve ziynet eşyası olarak görülmesi nedeniyle sistem dışında tutuluyor. Ev alınmadığı, yeni bir işyeri veya girişim olmadığı sürece de bu altınların bozulmadığını görüyoruz” dedi.
HABER: Yunus ERDOĞAN
FOTO:DHA
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ile Milliyet Gazetesi işbirliğinde düzenlenen ‘Ekonomi ve İnovasyon Zirvesi’nde Türkiye ve dünya ölçeğinde ekonomi masaya yatırıldı. Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen zirveye, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Yazı İşleri Müdürü Menderes Özel ile köşe yazarları Zeynep Aktaş ve Ali Ağaoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Zirvenin açılış konuşmasını ise ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin yaptı.
Çetin: Ekonomi hayat demek
Konuşmasına küresel ekonomideki belirsizliğe dikkat çekerek başlayan ATSO Başkanı Çetin, birçok ülkede sosyal tepkilerin sokağa yansıdığını söyledi. “Ekonomik ve sosyal adaletsizlik küresel ekonomiyi tehdit ediyor” diyen Çetin şöyle devam etti: “Bütün ülkelerde toplumlar kutuplaşmakta, öfke ve ümitsizlik artmaktadır. Dünya siyaseti 1920'lerden, 1930'lu yıllardan İkinci Dünya Savaşı'ndan ders çıkarmalıdır. Ticaret yasakları, yabancı karşıtlığı tarihte çözüm olmamıştır, bugün de olmayacaktır. Özel sektör olarak işsizliği, ekonomik ve sosyal sorunları görmezden gelemeyiz. Ekonominin borsadan, dolardan ibaret olmadığını, insan hayatı olduğunu unutamayız. Ahlaklı, insani ve ekolojik dengeyi dikkate alan bir sistem geliştirmeliyiz. Ekonomik büyüme ile birlikte bölüşümü de konuşmalıyız. Siyaset dünyası, medya ve özel sektör hep birlikte, yüksek işsizliğe, geçinme derdine, esnaf ve küçük üreticinin sorunlarına öncelik vermeliyiz.”
Antalya’nın bütçeye katkısı çok
Konuşmasında Antalya ekonomisine de değinen Çetin, Türkiye genel bütçesine son derece önemli bir katkı sağlayan Antalya’nın genel bütçeden bu oranda pay alamamasından yakındı. Çetin, “Antalya öncelikle bir turizm ve tarım kenti. Bu yıl turizmde 16 milyon hedefine adım adım ilerliyoruz. Yani bu kentte yaz aylarında ortalama 14 milyon insan yaşıyor. Dolayısıyla genel bütçe paylarında bu husus dikkate alınmalı, Antalya’ya 2 milyon nüfusa göre değil de örneğin bir İzmir kadar bütçe ayrılmalı” dedi. Zirvenin moderatörlüğünü üstlenen Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç da slaytlar eşliğinde Türkiye ekonomisinin son 10 yılda geldiği noktayı anlattı. Andaç, “Yıllardır bildiğimiz işleri yapıyoruz. Buğday, soğan, limon üretiyor ve bunları satmaya çalışıyoruz, dolar-euro getirmeye çalışıyoruz. Ama gelin görün ki, Türkiye’de 10 bin 999 TL’ye satılan bir iPhone 11 alabilmek için 9.2 ton buğday satmak gerekiyor. Sadece bu örnek bile net bir ifadeyle katma değerin önemini gösteriyor. Türkiye'de İSO-500'deki en büyük şirketler10 yıl önce 320 milyar dolar değer üretiyordu, bugün 180 milyar dolar. Yüzde 40'lık yani 120 milyarlık dolarlık kaybımız var. ABD'li bir şirket olan Amazon’un 10 yıl önce 23 milyar dolar olan değeri bugün 233 milyar dolar. Yani bizim 500 şirketimizin toplamını tek bir şirket alt etmiş” diye konuştu.
Berlin Duvarı yıkıldı anlayış değişti
Zirvede 'Güncel Politikada Son Gelişmeler' konulu bir konuşma yapan Mete Belovacıklı, küresel politikalardaki değişimin 1989'da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla başladığına dikkat çekti. Belovacıklı şunları söyledi: “Bütün dünyanın altüst olduğu, değer yargılarının birbirine girdiği, tartışmaların farklı boyutlara çıktığı bir dönem başlamış oldu. O dönemin hemen ardından aslında bütün dünyada neoliberalizm denen bir akım giderek bütün bu sürece damgasını vurdu. Bu süreçte sanki emekten sermayeye, teknolojiden insanlara, herkesin her yerde rahatça dolaşabileceği, sonsuz liberal bir sistemin varolacağının vaaz edildiği bir döneme girildiğini görüyoruz. Oysa hayat öyle anlatılanlar gibi gelişmedi. Tam aksine çok da tersine giderek biriken, yekpareleşen, bu nedenle de giderek kendi içine kapanan, liberallikten ziyade tutuculaşan bir hal görüyoruz. Özellikle üretim, gelişim ve birey açısından. Bundan 40 yıl önce ‘çok kutuplu’ bir dünyadan söz edilirdi. Bugün ise artık çok kutuplu değil çok çıkarlı bir dünyayı konuşuyoruz. Her ülke çıkarları doğrultusunda her türlü adımı atabiliyor, her türlü pazarlığa girebiliyor. 40 yıl önce buna omurgasızlık denirdi. Bugün de diyenler olabilir ama günümüz dünya politikası böyle işliyor.”
AVM’lerde uluslararası markalar
Zirvede, ‘Finans Dünyasında Neler Oluyor, Şirketler Stratejilerini Nasıl Belirlemeli’ başlıklı bir konuşma yapan Milliyet Gazetesi Yazarı Ali Ağaoğlu, küreselleşmenin emek, sermaye, mal ve hizmet dünya üzerinde serbestçe dolaşacağı, genel refahı yukarıya çekeceği ve gelirin herkese yayılacağı yönündeki vaatleri hatırlatarak AVM'lerden örnek verdi. Birçok ülkede AVM'leri gezdiğini belirten Ağaoğlu, AVM'ler içindeki işletmelerin yüzde 70'inin uluslararası markalardan oluştuğu, yüzde 30'unun ise yerel olduğunu kaydetti.
Yastık altında tonlarca altın
Yazar Zeynep Aktaş ise ‘İş Dünyası Piyasalardaki Son Gelişmelerden Nasıl Etkilenecek’ başlıklı konuşmasında yastık altındaki 3 bin 500 ton altına dikkat çekti. 31 Aralık 2018 ile 4 Kasım 2019 verileri baz alındığında en fazla değer kazananın altın olduğunu ve yüzde 26'lık değer artışı yaşandığını belirten Aktaş, borsada yüzde 10, dolarda yüzde 7, euroda ise yüzde 5'lik değer artışı olduğunu ifade etti. Aktaş, Türkiye'de son 16 yılda 252,2 ton altın üretildiğini ve 2 bin 424 ton altın ithal edildiğini belirterek,“Türkiye'de yastık altında 3 bin 500 ton altın olduğu tahmin ediliyor. Bugünkü fiyatlara göre yaklaşık 145 milyar dolar, Türkiye'nin GSYH'nin yüzde 18'i. Bunun sisteme girmesini çok mümkün görmüyorum. Ağırlıklı düğünlerde takılması ve ziynet eşyası olarak görülmesi nedeniyle sistem dışında tutuluyor. Ev alınmadığı, yeni bir işyeri veya girişim olmadığı sürece de bu altınların bozulmadığını görüyoruz” dedi.
HABER: Yunus ERDOĞAN
FOTO:DHA